Code Red Paniği

0
conan
Son zamanlarda özellikle Amerika`da, 1 Agustos`ta (yani yarın) Code Red`in azacağı ve herkesin bundan çok kötü etkileneceği gibi izlenimler yaratılıyor. Dolayısıyla bazı Amerika tabanlı haber kaynaklarımız (!) da bu panik dalgasından etkilenmişe benziyor. Gelelim code red isimli worm`un neler yaptığına. İnceleyelim ki panik gerçekten gerekli mi anlayalım.
Herşeyden önce ilk bahsedilmesi gereken şey code red`in nasıl bulaştığı. Virus ilk bulaşmasında IIS`in (*) Microsoft Indexing Service ile ilişkisinde bulunan bir buffer overflow hatasından yararlanıp kendisini de beraberinde bulaştığı sunucuya getiriyor. Sonrasında başka bilgisayarlara bulaşmak için sunucuda 100 tane process açıyor. Ve her process random olarak bir IP seçiyor ve bulaşma işlemini bu IP uzerinde deniyor.

Virüsün aslında bir tarih tabanlı işleyişi var. Virüs ayın 1-19`u arasında yukarıda saydığım bulaşma işlemini uyguluyor. Ve ayın 20-27`si arası virüslü bütün bilgisayarlar whitehouse.gov adresine saldırıyorlar. (Saldırı buyuk boyutta ping paketleri yollama şeklinde) Son Çin-Amerika gerilmelerinden sonra Çinliler tarafından yazılan virüs`ün başka bir yere saldırmasi düşünülemezdi zaten :) Neyse, 28`inden ayın sonuna kadar virus tatil yapiyor (Şubat ayı yüzünden hehe) Sonra ay başında herşey baştan başlıyor.

Şimdi gelelim paniğe: Bu virüsün yayılması yaklaşık 18 Temmuz gibi farkedildi. Ve o günden bu güne büyük çapta (Medya çapında) hiç bir uyarı olmazken neden bir anda cnn.com'un manşeti olacak kadar bir "patlama" oluyor? Medya devleri haberleri geç mi alıyorlar? Yoksa Çin`e karşı bir toplumsal "bilinç" mi uyandırmaya çalışılıyor?! :) Yeni bir medya öcüsü mü yaratılıyor acaba? Neyse bunlar Amerikan toplumunun sorunları :)

Panik "yapması" gereken bir grup varsa o da ne yazik ki sistem yoneticileri, web sunucularından sorumlu kişiler ve son aylarda bu kadar çok güvenlik açığı yüzünden "şöhreti" lekelenmeye(!) başlayan Micro$oft.

Son söz: Benim tavsiyem IIS sunucularını hala yamamamış olan varsa bu adresten acilen yamalarını uygulamaları. Ayrıca sunucu olarak Microsoft dışında bir işletim sistemi kullaniyorsanız da (Kutlarım!), virusun saldırdığı yerde IIS olup olmadığını kontrol etmemesinden dolayı web trafiğinizde özellikle ayın 1-19`u arası büyük bir artış olacağından da haberdar olmalısınız. Özellikle loglarınızda "NNNNNNNNNNNN" satırını arattırırsanız bulaşma denemelerinin sayısından haberdar olabilirsiniz.

Kazasız, belasız, virüssüz günler dilemiyorum (Yoksa aç kalırım) :)

*IIS:
Microsoft Windows NT 4.0 Internet Information Services 4.0
Microsoft Windows 2000 Internet Information Services 5.0
Microsoft Windows XP beta Internet Information Services 6.0 beta

Görüşler

0
sundance
Sen merak etme, dünyadaki bütün virüs tehditleri bitse de güvenlikçi adama her zaman iş bulunur ;)

Birara senle ciddi iş konuşalım, Türkiye'ye uğramayı! düşünüyor musun yakın zamanlarda ?
0
conan
email pls :)
0
FZ
Security isn''t a product, it is a process.

Dün Cryptonomicon romanının Ek bölümündeki Solitaire şifreleme algoritmasını şöyle bir baktıktan sonra sonra Counterpane sitesini inceledim.

Ardından CrytoGram Newsletter dergisine abone oldum. Sonra aklımdan bazı düşünceler geçmeye başladı:

Güvenlik kavramı. Firewall''lar, virüs koruma yazılımları, şifreler vs. Pek çok ürün var ama şöyle düşünüyorum: Yazının başında belirtildiği gibi güvenlik dediğimiz olgu tek bir ürünle, aletle bağlantılı bir şey değil, daha çok bir süreç. Yani uygulanması gereken prosesler, uyulması gereken kurallar, protokoller. Günümüz bilgi işlem yapılarının hem donanım-yazılım ve hem de insanlar bakımından ne kadar heterojen olduğu düşünülürse sanırım bu SÜRECİN önemi daha da iyi ortaya çıkacaktır. sundance arkadaşım bu konuda ne düşünüyor bilmiyorum ama ben işin çok boyutlu, çok aşamalı ve kompleks yapıda bir süreç olduğunu düşünüyorum yani networke saldırı tespiti, virüs koruması, pasif network dinleme, verilerin gizlenmesi, şifrelenmesi, anahtar yönetimi, başkasının eline geçmesi istenmeye eski verilerin güvenli bir şekilde silinmesi(!), güvenli e-posta iletişimi gibi neredeyse hepsi ayrı birer uzmanlık alanı olan konular mevcut. Türkiye''deki kullanıcılar ve daha da önemlisi şirketler bunun ne kadar farkındadırlar bilemiyorum ama gerçekten de önemli bir konu. Lafı daha fazla uzatmıyorum ve kişisel yönelimim doğrultusunda güvenlik konusu ile şifreleme bağlamında ilgilendiğimi belirtip olası projelerde yer alma düşüncesinin beni heyecanlandırdığını bildiriyorum olası şahsiyetlere. Saygılar.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Solaris 8 mi ? Yoksa FreeBSD 4.3 mu ?

anonim

Solaris 8 ve FreeBSD 4.3 işletim sistemlerini default kurulumdan sonra Nessus ile güvenlik testine tabi tuttuk. İki isletim sistemi de patch yüklenmeden test edildi ve sonuç FreeBSD daha guvenli ve sağlam.(Sundance:Default kurulum, sistem adminlerinin isi degildir. Sistem adminlerinin işi serverlardır, öyleyse serverlar default kurulmaz)

WhatsApp, Signal, BlackBerry Messenger ve Diğerleri: Hangisini Kullanmalı? Neden? #1

Zakkum

İnternetin her geçen gün daha fazla hayatımızın içine girmesi güvenlik konusunu daha sık ve geniş ölçekte tartışılır hale getirdi. Özellikle son yıllarda internet üzerinden gerçekleşen ifşa hareketleri (Wikileaks, Snowden, Panama Belgeleri vs.) konuyu haliyle daha da alevlendirdi. Bugün artık herhangi bir şüpheye yer bırakmadan biliyoruz ki kullandığımız internet artık bir kitlesel gözetleme...

Güvenlik Dedikleri

anonim

Aşağıdaki yazı uzun zamandır güvenlikle ilgili gördüğüm en güzel belgelerden biri. Hiç bir teknik konu içermemesine karşın güvenlik felsefesini kavratmak amacıyla yazılmış ve amacına ulaşan bir belge. tbase.gen.tr sitesinin forumlarında gördüğüm bu yazıyı FM camiası ile de paylaşmak istedim:

Son yılların en gözde terimleri: İnternet, bilgi, hızlı ve kolay erişim, teknoloji… Her şey her yerde ve her şey çok kolay… Peki ya size ait birşeyler varsa ve öyle kalmasını istiyorsanız? İşte o zaman işiniz gerçekten zorlaşıyor. Herşeyin kolay olması için yaptığınız o kadar uğraşın çok daha fazlasını özel bilgilerin gizli kalması için vermek zorundasınız. Çünkü herkesin bildiği gibi yasak olan şeyler daha tatlıdır ve sizin yapılmasını istemedikleriniz başkalarının hedefleridir…

M$ Word´deki Açık Makroları Uyarı Olmadan Çalıştırıyor

Challenger

Olympos.org' da yer alan bu habere göre M$ Word' deki bir açık sayesinde, makro virüsleri, Word size bir uyarı vermeden otomatik olarak çalışabiliyor.

"Açık sayesinde bir saldırganın kötü amaçlı bir doküman hazırlayarak macro güvenlik modelini aşması mümkün oluyor. Eğer doküman açılırsa, ayarlı olan macro güvenlik ayarı ne olursa olsun ekli olan makro otomatik olarak çalışıyor. Kötü amaçlı makro dosya ekleme, değiştirme, silme, bir web sitesi ile haberleşme ve disk sürücüyü formatlama gibi kullanıcının yetkisi olduğu tüm işlemleri gerçekleştirebiliyor."

Not: Eh be Micros~1 kelime işlemciyi bile baş belası haline getirdin ya! Helal olsun!

Steganografi ve Steganaliz: Bulamadığın şeyi çözemezsin

FZ

ACM Queue dergisinin son sayısında Huaiqing Wang ve Shuozhong Wang isimli iki Çinli araştırmacının steganografi ile ilgili ilginç bir makaleleri var.

Steganografi, bir verinin başka bir veri içine yerleştirilmesi için kullanılan yöntemlere verilen genel isim. Bir resmin içine bir başka resmi, bir resmin içine şifreli mesajı, bir MP3 dosyasının içine bir resmi ya da yine şifreli ya da şifresiz bir mesajı gömmeniz ve bilmeyen birinin içine gömülü görüntü ya da ses dosyasını grafik göstericiler ve müzik çalıcılarla normal bir dosya gibi görümesi, dinlemesi mümkün. Konu ile ilgili çok güzel bir ansiklopedi maddesini okumak faydalı olacaktır.

Not: Acaba vakti olan biri ilgili Wikipedia maddesini Türkçe vikipediye aktarabilir mi? En azından bir kısmını?