Büyük bir banka ve iletişim politikası

0
FZ
Bugün başıma gelen bir olayı aktarmak istiyorum. Büyük bir bankada yazılım geliştirme bölümünde çalışan arkadaşım bana İngilizce bir metin içeren e-mail gönderdi ve bunu tercüme etmemi istedi. Ben de birkaç satırlık bu mesajı Türkçe'ye çevirdim. Mesajın içinde f.ck gibi argo tabirler de mevcuttu.

Her neyse, kısa bir süre sonra arkadaşımdan gelen mesajda belirtildiğine göre benim gönderdiğim mesaj arkadaşıma ulaşmamıştı, çünkü bankanın e-posta sunucusu benim mesajımı zararlı bir mesaj olarak algılamış ve ilgili kişiye göndermemişti! Zararlı olarak algılanmasının sebebi ise benim Türkçe tercümenin altında alıntıladığım ve f.ck gibi sözcükleri içeren İngilizce orjinal mesajdı. Bunun üzerine yazıyı .txt formatında kaydettim ve .zip formatına çevirip öyle yolladım, herhangi bir sorunla karşılaşmadık bu durumda!
Dikkatimi çeken şey ise şuydu: Ben bankaya herhangi bir "zararlı" mesaj gönderemiyordum ama banka bana aynı "zararlı" mesajı gönderebiliyordu! Bu bankanın sahibi olan kişinin aynı zamadan pek çok gazeteye de sahip olduğu geldi aklıma bir anda ve sonra sanki bana şöyle deniliyormuş gibi düşündüm: "Sen bize küfredemezsin ama biz sana küfredebiliriz!" ;-) Tabii bu benim yorumum, yani sıcakta bunalan bir programcının öğleden sonrası yorumu, kimseyi bağlamaz ama gene de paylaşmak istedim. Spekülasyon ve atış serbest! :)

Not: Vakti zamanında Microsoft Word kelime işlem yazılımındaki sözlükten ve eşanlamlılar sözlüğünden (thesaurus) "idiot" gibi bazı "zararlı" kelimelerin çıkarıldığına dair bir haber okumuştum, nedense bunu da hatırladım şimdi durduk yerde. Wittgenstein'ın dediği gibi eğer dilimin sınırları düşüncemin de sınırları ise o zaman acaba sözcükleri kontrol eden düşünceleri de kontrol edebilir mi?

Görüşler

0
conan
Erricson T68`in t9 klavyesinde f.ck sozcugu yok mesela :) Eger kaka bi insansan sen kendin ogret makinana diyorlar adeta hehehe :) Dunyanin en saf telefonu :PPPP
0
FZ
Valla onu bunu bilmem, kahrolsun iletişim özgürlüğne halel getiren zihniyet! ;-)
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Internet ve Etik ?

Rorqual

Internetin günümüz standartlarını koyan Jon Portel'in etik değerleri... (ed: Sizce de biraz Fazlamesaice değil mi ? )"During the transition from ARPA, through the NSF, to the commercial world there was a point in which the trivial funding required for the smooth operation of editing and distributing the RFCs was in doubt. At that time the prospect of not having funds to run this operation was very real. Finally the problem was solved and the process suffered no interruption.What most of the involved agencies and managers did not know is that there was never a danger of any interruption. Jon would have done it even with no external funding. If they did not pay him to do it, he would have paid them to let him do it. For him it was not a job, it was labor of love. " devamı

Afganistan Internet`i yasakladı!

sundance

Reuters`in 13 Temmuz'da verdiği habere göre Afganistan Internet erişimini ülke çapında yasaklamış.

Kadınlara, çocuklara, müziğe, basına, kısacası yaşama ait hemen her şeye karşı gayet hoşgörülü! olan bir hükümetin nasıl olup da böyle sert bir karar aldığı :)), dahası on yıllarca süren savaşın ortada hem bilgisayar hem de elektriğe sahip çok az bina bıraktığı Afganistan`da böyle bir karara neden gerek duyulduğu uluslararası çevrelerce şaşkınlıkla karşılanmış.

Gülümseyin, dünyanın bir yerinde birileri bizim yerimize somurtuyor çünkü...

Orkut.com: Sosyal ağınız!

sundance

Orkut.com kişilerin kendi arkadaş çevrelerinden oluşan ağlar ve cemaatler kurmasına izin veriyor.

Sadece bir başkasının sizi arkadaşı olarak belirlemesi ile davet edildiğiniz ortamda, ister iş, ister arkadaşlık amacıyla arkadaşlarınızı belirleyebiliyor, arkadaşlarınızın arkadaşları ile bağlantı kurabiliyor, çeşitli cemaatlere (Linux, Linux-Türkiye, İstanbul gibi birçok alan açılmış halde bile) üye olup, çevrenizi geliştirebiliyor, arkadaşlarınız hakkında çeşitli tavsiye önerileri yazıp, onları size olan yakınlıkları ya da güvenilirlikleri konusunda değerlendirebiliyorsunuz.

Bekleriz :)

8-bitlik Mutluluk

darkhunter

Commodore 64 deyince herkesin aklına çocukken oynadığı inanılmaz keyifli oyunlar gelir.

O oyunların neden bu kadar keyifli olduğu düşünüldüğünde ise karşımıza muhteşem bir ses çipi ve daha da önemlisi o çipe ruhunu katan inanılmaz yetenekli besteciler çıkar.

Komodor Projesi o yılları, o sesleri ve o bestecileri anmak için ortaya çıktı. Oyunların basit olduğu, hayal gücümüzün sınır tanımadığı güzel günlerin hatırasına.

Yiğit Karabağ

Sanal İlişkiler

mambo

Geçenler de uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşımla karşılaştım yolda birbirimizi yaklaşık 2-3 senedir görmüyoruz. Fakat işin ilginç tarafı ikimiz de birbirimizin ne yapıp ne ettiğinden haberdarız. Oturduk konuştuk, uzun süredir görüşmememize karşın mail ve cep telefonu yoluyla bunu hallettiğimizin farkına vardık.

Akşam eve gidince düşündüm, sanırım teknoloji ilerledikçe ilişkiler de gittikçe sanal yaşanacak. Teknoloji insanları birbirine yaklaştırması gerekirken uzaklaştırıyor mu?

Belkide biz (ya da sadece ben) teknolojiyi yanlış mı kullanıyoruz? İlişkilerimizi arkadaşlıklarımızı sadece dijital yolu kullanarak idare etmek daha mı kolay geliyor? Belki bilgisayar ve de cep telefonunun arkasına saklanarak yüz yüze konuşmanın stresini bize hissetirmediği için bu yolu kullanıyoruzdur. Bilemiyorum.