Bu sabah bir şeyler farklı

0
sundance
Hiç kendinize gerçekten ama gerçekten sordunuz mu 'Ne yapıyorum?' diye, veya 'Bu yaşamak istediğim hayat mı ?'

Sorsanız iyi olur çünkü herşey bir trafik kazasına bakıyor.

Yarın sabah uyandığımda ilk bir kaç saniyenin tadını çıkartmak istiyorum. Kim olduğumu, nerede uyandığımı ve 18 Aralık 2000'de ne olduğunu hatırlamadan önceki mutlu birkaç saniye...

Çünkü biliyorum ki artık hayatımda bir eksik var. Hem de Serdar gibi büyük bir eksik...
Fazlamesai tayfası bugün yasta, çünkü kardeşimizi kaybettik.

Ama ben bundan bahsetmek istemiyorum, çünkü benim için ne kadar önemli olsa da sizin için hiçbir anlam taşımıyor olabilir. Hatta burada ne işi var bu yazının diyenler bile çıkabilir.

Benim bahsetmek istediğim başka bir şey.

Geçenlerde bir arkadaşımla sohbet ediyordum, "Herhalde" dedim "Bir on yıla kadar Amerika'da filan, mahkumların hapishanede üretici olabilmeleri için filan, hücrelerine Internet accessi verilir. Düşünsene, hücrede bir bilgisayar var ve eminim bizim şu anki Internet'imizden çok daha hızlı da bir bağlantıları olur". "İyi de" dedi, "O zaman bizim gibi olurlar !!!"

O günden beri bazı şeylere farklı bir gözle bakıyorum. Bütün bu bilgisayar kültürü, günde 12 saat ekran karşısında geçen hayatlar vs. vs. ama ne için ?

Daha iyi bir hayat için mi ?

Yoksa hayallerin gerçekleşmesi için mi ?

Veya insanüstü idealler mi ?

Fight Club'da dediği gibi "This is your life and it is ending one minute at a time" veya daha bile hızlı...

Peki gerçekten yaşadıklarımıza değiyor mu ? Bugünü yaşamak mı daha önemli yoksa reklamda dediği gibi "Ne zaman emekli olacağımız mı ?"

Serdar benim hiçbir zaman olmayan "mahalle arkadaşım"dı. Apartman çocuğuydum ben, o ise Çukurbostan'da büyümüş, Galatasaray Lisesi'nde okumuştu, kahve kültürü de vardı, Tolkien merakı da. Bir şekilde geldik biraraya bir Anadolu kasabasında, Çavdarhisar'da. İşte o zamandan bu güne ben "yaşanası bir hayat" ve "insanın hayallerinin peşine koşması" konusunda çok şey öğrendim ondan. O da belki biraz Go, biraz da Windows Commander öğrenmiştir benden kimbilir...

Virtual Reality ve Actual Reality arasında yanlış bir seçim yapıyoruz galiba

Huzur içinde yat Serdar... Şimdiden çok uzun oldu sen gideli...


Gil-galad was an Elven-king
Of him the harpers sadly sing:
the last whose realm was fair and free
between the Mountains and the Sea.

His sword was long, his lance was keen,
his shining helm afar was seen;
the countless stars of heaven's field
were mirrored in his silver shield.

But long ago he rode away,
and where he dwelleth none can say;
for into darkness fell his star
in Mordor where the shadows are.

Lord of The Rings:Book 1:p202

Görüşler

0
larweda
Fazla birsey yok ki soyleyecek, yarın cukurun basında herkes birer kurek toprak atınca, istanbul sekiz tepeli olacak. Ondan sonra... bilinmez, devam edecek biseyler ama. Sorguluycaz, sorguluycaz, sonra kabuk baglayacak acılar, kızgınlıklar. Ve tekrar aynı terane, ne karar verirsek verelim, yıkamıycaz bazı seyleri, hayat baska bir düzene girecek, hep izi kalıcak güzel günlerin. Hakkın helal olsun dostum, verdiklerinin onyüzbinlerde birine say..
0
anonim
hakkı helal olsun bilge biriydi.
fuat.
0
anonim
ama dayii olmazki, bu senin yaptıgın dayılıga sıgmazki, nerdesin dayiiii
0
anonim
tanidigim bir iki delikanlıdan biriydi...
0
bagliore
Hayat o kadar garip ve sürprizlerle dolu ki!... Bir gün bakarsınız ailenizden birisi gitmiş, bir bakarsınız çok yakın bir dostunuz, bir bakarsınız...
Sonra da yaşamaya devam etmeye çalışırsınız güçlü olmaya çalışarak. Ben artık o kadar güçlümüyüm bilmiyorum? Bildiğim tek şey artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı ve O'nun artık bana 'bana mı?' demiyeceğini.
Seni şimdiden çok özledim Serdarım.
0
anonim
gittigi heryerden keyif aldıgını ve 27 yıldan fazlasını yasadıgını biliyorum.. Hayata dair bi dolu sey ogrettin hepimize.. sen herseyi kendince yasadın. Biliyorum kimse go taslarını senin gibi tutamayacak. dusundukce yuzumuze gulucukler konduruyorsun. onu bunu bırakta .... olsa
0
anonim
Hepimiz sadece büyümek için yolumuza devam ediyoruz... bazı şeyleri hayata akıtabilmek gerçekten de kolay olmuyor - sen farklı bir çatalda ayrıldın; umarım bir şekilde devam ediyorsundur.
iyi yolculuklar serdar
0
anonim
gitti....
rahmetli hep söylerdi there is no spoon diye gerçektende o gittikden sonra anladım yok hiçbişey yok galatasaraylıydı ilk maçımada onla gitmiştim ama son maçımıza gidemedik zamanımıydı şimdi serdar abi olsada banamı gittin desen ama ilerde görüşcez konuşuruz bunları güle güle :(
mambo
0
anonim
hayat dedikleri bu olsa gerek

ama hayat sana

fuck you (her zaman dedigi gibi)
0
anonim
O kadar zamandır dinlerim hiç sözlerine dikkat etmemiştim. Halbuki Cafe''''nin son günlerinde passa bunu dinlerdi Serdar. Selam olsun bütün dostlara...


God Fearing Man

Listen mister brother sister
family and friend
I fear with each day pass
our time grows closer to the end
listen stranger passer by
and those I never knew
there`s not one day that you are living
has been promised to you
I am a God fearing man
I`m a God fearing man
I reach out for my God`s hand
I`m a God fearing man
listen mother sister brother
relatives and kin
you want to know just where you`re going
you got to know where you`ve been
tell me what gives one the right
to say their God is better than anybody else
don`t we all have a right
to find God for our self
I am a God fearing man
I`m a God fearing man
I reach up for my God`s hand
I`m a God fearing man
when I rise with the morning sun
I give thanks to my God
for the gift of another one
and when my day is over
and complete
I reach to my God
to put me back on my feet
I am a God fearing man
I`m a God fearing man
I reach up for my God`s hand
I`m a God fearing man
0
butch
ben de bunu çok dinlemiştim ondan, sözlerine yeni dikkat ettim



Can I wait for so long?
I cannot say
Oh, the precious moments...
Cannot stay
It''''s not like winds have fallen...
I cannot say
Without you something''''s missing...
I cannot say
Oh, the hands of dawn in his heart
And their face is falling down
Down, down, down...
I have wished for so long...
Now I wish for you again
Will I walk the long road?
I cannot say
There''''s no need to say goodbye
Oh, the pressure''''s building
All the memories going round
Round, round, round...
I have wished for so long...
Now I wish for you again
And the wind keeps blowin''''
And the sky keeps turning grey
And the sun is set
The sun won''''t never rise again
I have wished for so long ...
Now I wish for you again
I have wished for so long...
Now I wish for you today
Will I walk the long road?
0
anonim
Selamlar;
Yazınızı okudum.Yaşanılan her anın çok önemli olduğunu düşünmüşümüdür hep ve yapılan herşeyde amacın insanın mutluluğu için olmasını.
Hayatı farklı yaşamak yada bu yaşamak istediğim hayat mı sorusunu bende sorarım kendime , bazen hayır bazende evet cevabı veririm kendime.
Ama evden dışarı çıktığım her sabahta bir heyecan vardır içimde..ve her günümü daha güzel ve farklı yaşamaya çalışırım..
SEVGİLER
0
anonim
Bu sabah burada olsan benimle gurur duyardın demiycem, çünkü buralardan hiçbir zaman uzaklaştığını düşünmedim, ama arada bir Half-Life atsak, nargilede oturup tavla oynasak, planlar yapsak fena mı olurdu...
Neyse sen ortamı hazırla, elbet gelecez
0
sundance
Demin takvime baktım da, dünden bugüne üç yıl geçmiş...

Onu boşver de... bu gece Lord of the Rings: Return of the King`in galasının olması tesadüf mü ?

0
sundance
Dört yıl geçti, hala mileniumu sevmemek, eski günler daha güzeldi demek için belki de en kuvvetli bahanemsin...

Hep öyledir ya; çok şey öğrenirsin, ama yeteri kadar öğrenemezsin, çok çalışırsın, ama yeteri kadar çalışmamıssındır, çok hakedersin ama yeteri kadar haketmemişsindir.

Yine öyle işte, çok zaman geçti, ama yeteri kadar zaman geçmedi.

Umarım herşey yolundadır arkadaşım.

0
sundance
Herkesin bir planı, herkesin bir hedefi var. Ama nedense yine herkes aynı şeyleri yapıyor, aynı rutinin değişik varyasyonlarını yaşıyor.

Dizilerde görüyoruz, insanları artık biraraya getirmek için olağanüstü olaylar gerekiyor. Öyle şeyler olduğunda, işini gücünü bırakıp bir yolculuğa çıkan, birbirini hiç tanımasa da kader birliği eden insanlara özeniyoruz, hayatlarına bir anlam katıyorlar diye. Ertesi gün mesai başlayana kadar.

Sen bize birlikte olmanın, bir arada olmanın ne güzel bir şey olduğunu gösterdin, yıllar önce.

Evet sanırım asıl mesele, BİR ARADA OLMAK. İnsanlar birleşince, zamanın ötesinde bir ARA oluşuyor. Orda zaman farklı işliyor, orda mekan farklı, ilişkiler farklı. ARADA olmayanların anlayamayacağı çok şey var orada.

Demem o ki, biz senle hala BİR ARADA'yız.

0
sundance
Ve o gün, üç kilometre öteye gidemezsin.

Saçmasapan bir toplantıda çakılır kalırsın. Kim çizdi beni bu kareye derken, üç kilometre öteye gidemezsin.

Hayatın anlamı ne diye ararken, anlamsızlığın hayatını doldurduğunu görürsün ve engel olamazsın.

Gidenin, kardeşin, arkadaşın, canın olduğunu düşünürsün.

Ama hayatında eksilenin, "bir apartman alıp bütün tayfa yerleşelim"ler, "araba dediğin, minimum yedi kişilik olacak"lar, "süper hareket eksik kalmaz"lar ve daha birçok hayaller olduğunu anlarsın.

Ve o gün üç kilometre öteye gidemezsin.

Selam olsun Serdar... Farkediyorum ki, sen hiç gitmedin.

Nasıl diyordu şair?
"Kimdi kalan, kimdi giden
aslında giden değil,
kalandır terkeden,
giden de o yüzden
gitmiştir zaten"
0
Tarık
Hiç tanımamış olmama rağmen rahmetli Serdar kardeşimizin seneler sonra hala hatırlanır olması ve senin 2008 18 Aralığında hatırlayıp birşeyler yazıyor olman herşeye bedel bence. Hala "hatırlanabilir biri" olmaktan daha iyi dua olmaz ölmüş bir insan için. Allah rahmet eylesin.
0
sundance
Bu sabah bir şeylere bakıyordum, bir web sayfasında şu cümle çarptı suratıma...

"Gelecek, eskiden olduğu gibi değil."

Senle planlarımız aklıma geldi.

Hakkaten be Serdar, gelecek eskiden olduğu gibi değil...

Evden çıkarken uykulu gözlerle bana bakan ufaklığı düşündüm; "bu adam bir işe yarıyor mu acaba, süt bile vermiyor" der gibiydi, üç ayda bir görüşebilirsek kendimi şanslı hissettiğim yakın arkadaşlarımı düşündüm; bir zamanlar bir arada olduğumuz yere ev derdik, basket oynadığım zamanları düşündüm, "işte yapıp yapabileceğimin sınırı budur" diyip yıkılmak üzereyken kenardaki bankoya yürüdüğümü, yazı yazdığım, pardon, yazı yaşadığım, yazarak yaşadağım zamanları düşündüm; günlerin az geldiği, yazmadan uyuyamadığım. Bir de ODTÜ'de satranç oynadığımız aklıma geldi...

Hakkaten be Serdar, 'gelecek' hiç de eskiden olduğu gibi değil.


0
sundance
11 yıl oldu...

Koskoca arazinin ortasında duran mezarlığın bile dört bir yanı binalarla doldu.

Dönüp dolaşıp hep aynı yere geliyoruz, "aha bu sefer başka" diyoruz.

O diil de...
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Tekno Büfe

butch

Bilgi İşlem, Matematik, Kriptografi ve Kadınlar

FZ

Yer: İTÜ Fen Edebiyat Fakültesi, Mühendislik Bilimleri. Bir Doç. Dr.un odası.
Kişiler: Doc. Dr. ve bir öğrenci.
Diyalog:
Hoca: Vakti zamanında tıpkı senin gibi kriptografi ile ilgilenen bir kız vardı, bitirme projesine ben danışmanlık etmiştim. Sene 1995. Ben daha o zaman Yrd. Doçentim.

E-MBA?

ninja-g

Hadi hep beraber bilgisayarların başına, açın quicktime'ları ders başlıyor. Ding doong, işte hoca konuşmaya başladı. O da ne hiç susmuyor! Hemen pause. Başa al, bi daha. Offf hala anlamadım. En iyisi e-mail atayım, ya da chat mi yapsam hocayla. Dur şu forumlara bakayım belki anlayan biri vardir. Geçen gün Aslı "Pazarlama Erişimi" dersindeki "intervizyonel senkronizasyonu" anlatmıştı, çok zeki kız vallaa. Hahahaha çok zeki çoook..
THIS IS $7000!
content + e-mail + forum + chat + video + "Master yaptım ben" belgesi
Hiç para kullanmadan bilgiyi paylaşırken, WHAT IS THIS?

Başarılı bir açık kod programcısının maddi durumu

FZ

"I didn't have the money to buy a new laptop"
Yukarıdaki cümle genç bir çocuğa ait değil. Yukarıdaki cümle genç bir üniversite öğrencisine de ait değil. Yukarıdaki cümle sıradan bir programcıya ait değil. Yukarıdaki cümle başarısız ya da meşhur olmayan bir programcıya da ait değil.

Cümle, yaklaşık 15 yıl önce Perl programlama dilini yaratan karizmatik programcı ve dilbilimci Larry Wall´a ait. Bu programcının geliştirdiği Perl programlama dili sözlük hazırlama esnasında yine bu programlama dilinden faydalanan Oxford resmi İngilizce sözlüğe girdi. Onbinlerce sistem yönetim yazılımında kullanıldı. Yüzbinlerce web sitesi Perl kullanarak iş güç yaptı ve yapmaya devam ediyor. Perl son zamanlarda moleküler biyoloji alanında veri işleme için de kullanılıyor. Söz konusu adam işte bu dili geliştirmiş ve Linus Torvalds henüz lisede okurken insanlık kültürüne armağan etmiş olan adam. Bu adam şimdi yeni bir efsaneye, Perl 6´ya imza atmaya çalışıyor. Geliştirdiği Perl açık kodlu, karşılığında 5 kuruş istenmiyor ve aklınıza gelen hemen her işletim sisteminde çalışıyor. Böyle bir adamdan bahsediyoruz yani.

Bu adam, yeni bir dizüstü bilgisayar alacak kadar parası olmadığını söylüyor.

Şaşırdım mı? Evet. Şaşırdım mı? Hayır.

Larry Wall, efsanevi State of The Onion sunularının sonuncusunda, 4. sayfada bu yazının açılış cümlesini sarf ediyor.

Ne dersiniz? Sizce bu adam zor durumda mı? ;-)

Hani gündemdeki popüler konulardandır, "ya hoca biz şimdi bu kodları açarsak aç kalmaz mıyız yaa?" falan denir. Bunu diyenler muhtemelen Larry Wall kadar çok ve kaliteli kod üretmemişlerdir. Acaba diyorum şimdi Larry Wall gerçekten de acınası durumda mı? Başka bir perspektif: Daha çok kazanmak varken neden daha az kazanalım? Sahi, Larry Wall, bir dönem NASA için çalışmak dururken acaba daha bol paralı bir işe mi girseydi? Aklıma Once Upon A Time In China filmindeki bir sahne geliyor. Yağmurlu bir ortamda canını dişine takarak gösteri yapan ve sonra yere atılan paraları toplayan bir kung-fu, demir gömlek ustası. Bir süre sonra aynı usta çetin bir kavgada kılıçlı bir adamı silah kullanmadan yendikten sonra bir genç yanına gelip "usta bana da öğret, zor durumdayım, bana saldırıyorlar, artık para bile kazanamıyorum," der. Usta önce biraz ilerideki lokantadaki lezzetli yemeklere yutkunarak bakar, acı acı gülümseyip cevap verir: "Kung-fu ustası olsan ne olur ki, ben de pek para kazanamıyorum".

Sanırım en temel kavramların yeniden düşünülmeye ve irdelenmeye ihtiyacı var; sanırım felsefeye keyfi yerinde, sadece entelektüel olarak huzursuz olan insanların değil asıl ciddi anlamda zor durumda olan insanların ve belki de en çok gençlerin ihtiyacı var. Sanırım büyük adamlar küçük adamların bazı temel kavramları yeniden düşünmelerini istemiyor. Sanırım bu isteklerini gerçekleştirmeleri sahip oldukları muhteşem güce rağmen yine de kolay olmayacak. Ne dersiniz? Şimdi biz bu kodları kapayıp da mı saklasak yoksa açıp da mı saklasak? ;-)

Fazlamesai'nin en genç üyesi!

sundance

Fazlamesai.net bugün saat altı civarlarında en genç üyesine kavuştu!
Deniz bebeğe hoş geldin derken, Boran(Butch) ve Aylin'e (Mayli) mutluluklar dileriz.

Fazlamesai Ailesi