Açık Sistemler ve Güvenlik - 2

0
FZ
"Güvenlik de tıpkı doğruluk gibi bir sisteme sonradan eklenebilecek bir özellik değildir." Andrew S. Tanenbaum

Öncelikle bu yazıya başlayıp da 1. bölümü okumamış olanlara durmalarını ve hemen dönüp http://fazlamesai.net/makale.php3?sid=1107 adresindeki 1. bölümü okumalarını tavsiye ediyorum. Oradaki uygulamaları, bilgileri pratik olarak sindirdikten sonra buradan devam edebilirler.

1. bölümde GnuPG (Gnu Privacy Guard) ile bilgisayarımızda bulunan verileri şifrelemek için yapılması gereken en temel işlemleri komut satırından nasıl yapacağımızı görmüştük. Bunlar öncelikle kendimiz için bir açık anahtar (public key) / gizli anahtar (private key) çifti yaratma sonra da bu anahtarları kullanarak bir belgeyi şifreleme ve şifrelenmiş belgeyi deşifre etme yani eski haline döndürme işlemleri idi. Ayrıca kötü adamların eline geçmesini istemediğimiz bir belgenin WIPE programı ile nasıl güzelce diskimizden kazınacağına (!) dair bir örnek de vermiştik.

Bu bölümde ise bir arkadaşımızın anahtarına Internet üzerinden nasıl ulaşırız, bunu kendi sistemimize nasıl aktarırız, bu anahtara nasıl olur da güveniriz ve kendi anahtarımızı arkadaşımıza nasıl yollarız gibi biraz daha detaylı ama olmazsa olmaz işlemler üzerinde duracağız.

Tekrar belirtmeliyim ki verdiğim örnekler Debian GNU/Linux 3.0 işletim sistemi çalıştıran ev bilgisayarımda denenmiştir ve sizdeki ekran çıktısı ufak tefek de olsa değişiklikler gösterebilir ancak bu işlemlerin doğasını etkilemez.

Nerede Bu Açık Anahtar?

Artık GnuPG (ya da komut satırında kullandığımız şekli ile gpg) yazılımını kullanarak şifreleme ve deşifreleme işlemlerini öğrendiğimize göre arkadaşlarımızla güvenli şekilde iletişim kurmanın zamanı geldi de geçiyor bile.

Arkadaşıma bir belgeyi şifrelemek için ne yapmalıyım? Tabii ki öncelikle onun açık anahtarına ulaşmalı ve bunu sistemime kaydetmeliyim ki gpg ile arkadaşımın açık anahtarını kullanarak belgeleri şifreleyip sadece ve sadece onun açabileceği hale getireyim.

Bir insanın açık anahtarına ulaşmanın iki temel yöntemi vardır, ya bizzat o insan size bunu gönderir ya da bir anahtar sunucu (keyserver) kullanırsınız. Burada ikinci yöntemi ele alacağız ve bir anahtar sunucuya bağlanıp birisinin açık anahtarını öğreneceğiz. Anahtar sunucu deyip durduğumuz aslında bir web sunucusundan başka bir şey değildir (ldap sunucu da olabilir ama şimdilik bunun kafanızı karıştırmasına izin vermeyin). Burada pek çok kişinin açık anahtarı durur ve siz buraya bağlanıp eğer varsa bir insanın açık anahtarını öğrenebilirsiniz. Söz konusu anahtar sunucular periyodik olarak birbirlerini senkronize ederler yani bir anahtar sunucusuna gönderilmiş bilgi kısa bir süre içinde tüm anahtar sunuculara dağıtılır (klasik FTP sunucularındaki "mirror" mekanizması gibi düşünebilirsiniz).

gpg yazılımı size bir anahtar sunucuya ulaşıp belli bir kullanıcı ID'si ile ilişkili açık anahtarı çekmeye yardımcı olur. Ancak burada küçük bir problem var. Şu ID dediğimiz maalesef birkaç basamaklı ve onaltılık sistemde kodlanan bir sayı. Yani arkadaşınızın açık anahtarını anahtar sunucudan çekebilmesi için gpg'ye bu ID'yi vermeniz gerekiyor. Peki biz ölümlüler, biz sıradan kullanıcılar bunu nasıl bilebiliriz ki! Cevap: Bilmeyiz ve zaten gerek de yoktur çünkü işimizi kolaylaştıracak yazılımlar mevcuttur.

İşimizi kolaylaştıracak yazılımlar içinde en basiti ve komut satırından standart olarak kullanılabilecek olanı KEYLOOKUP yazılımıdır. Söz konusu yazılım benim işletim sistemi CD setimde mevcuttu ancak eğer sizde yoksa (düşük ihtimal!) GnuPG anasayfasındaki Tools bölümüne gidip bu yazılımı çekebilirsiniz.

Keylookup aslında basit bir Perl programıdır (basit masit, Perl programcılarına saygımız sonsuz!) ve eğer biz bu güzel programı yazan saygıdeğer şahıslardan biri olan Peter Palfrader'e şifreli şekilde teşekkür etmek istersek öncelikli olarak vermemiz gereken komut şudur:

fz@debian:~$ keylookup --keyserver=pgp.mit.edu --frontend=plain Peter Palfrader


Programın buna tepkisi aşağıdaki gibi olacaktıri (Internet'e bağlısınız değil mi?):

Unexpected format
Use of uninitialized value in hash element at /usr/bin/keylookup line 173.
Use of uninitialized value in sprintf at /usr/bin/keylookup line 243.
Use of uninitialized value in sprintf at /usr/bin/keylookup line 243.
Use of uninitialized value in sprintf at /usr/bin/keylookup line 243.
Use of uninitialized value in concatenation (.) or string at /usr/bin/keylookup line 249.
/ --

use 0xD1A3A329 Now run gpg --keyserver pgp.mit.edu --recv-keys


Bu aşamada haklı olarak diyebilirsiniz ki "nedir bu hatalar!". Valla ben bir Perl programcısı değilim (henüz!) ve bu aşamada yukarıdaki hatalar bizi çok da ilgilendirmemeli çünkü son satırın bir üstünde tam da aradığımız bilgi mevcut yani Peter Palfrader'in ID'si.

Artık ID'yi bildiğimize göre Peter'i (hemen de samimi oldum) sistemimize ekleyebiliriz ve keylookup programı bununla ilgili ipucunu zaten bize son satırında vermektedir, dediğini yapalım:

fz@debian:~$ gpg --keyserver pgp.mit.edu --recv-keys 0xD1A3A329

gpg: requesting key D1A3A329 from pgp.mit.edu ...
gpg: key D1A3A329: public key imported
gpg: Total number processed: 1
gpg: imported: 1 (RSA: 1)

fz@debian:~$


Güzel, işlem başarı ile tamamlandı ve Peter arkadaşımızın açık anahtarı sistemimize eklendi.

Peki bundan emin miyiz? Hemen anahtar listemize bir göz atalım:

fz@debian:~$ gpg --list-keys 

/home/fz/.gnupg/pubring.gpg
---------------------------
pub 1024D/ACE54758 2002-11-11 Emre Sevinc (FZ) sub 1024g/44CB2544 2002-11-11 pub 1024R/D1A3A329 1999-02-22 Peter Palfrader uid Peter Palfrader uid Peter Palfrader uid Weasel fz@debian:~$


Görünen o ki Peter MIT anahtar sunucusunda birden fazla e-posta adresi ile bağlantılı açık anahtar depolamış. Bu bir problem değil çünkü Peter Palfrader dediğimizde sistem bir şekilde yukarıdaki listeye bakacak ve Peter için gerekli açık anahtarı kullanarak şifreleme yapacaktır.

Şimdi Peter'a şifreli teşekkür mesajı yollasak mı? Bu kadar aceleci davranmalı mıyız?

Arkadaşımın Anahtarı Güvenli Mi?

Pratikte yukarıdaki anahtarı hemen kullanmamızda bir sakınca olmayabilir ancak açık anahtar şifreleme ile ilgili kutsal kitaplar der ki: Önce anahtar güvenilebilir mi bir test edin ve sonra da bu anahtarı imzalayın.

Bütün bunların anlamı ne? Aslında hepsi bizim iyiliğimiz için. Yani sistem bize bu anahtarın güvenli olup olmadığını kontrol etmemize izin verir ve eğer gerekli güven ve huzur ortamı sağlandı ise anahtarı sayısal olarak imzalamamızı sağlar.

Bu kadar laftan sonra gelelim Peter'in anahtarını nasıl kontrol edeceğimize, öncelikli olarak şu komutu vereceğiz:

fz@debian:~$ gpg --edit-key peter@palfrader.org

gpg (GnuPG) 1.0.6; Copyright (C) 2001 Free Software Foundation, Inc.
This program comes with ABSOLUTELY NO WARRANTY.
This is free software, and you are welcome to redistribute it
under certain conditions. See the file COPYING for details.


pub 1024R/D1A3A329 created: 1999-02-22 expires: never trust: -/q
(1) Peter Palfrader (2) Peter Palfrader (3) Weasel (4). Peter Palfrader Command>


Bu aşamada program bize Peter'in açık anahtarı ile ilgili temel bilgileri getirmektedir. Sağda biraz ileride trust: -/q satırını okuyabilirsiniz. Bu anahtarın güvenliği ile ilgili olarak bu satır bize şunu söylemektedir kısaca: Henüz bu anahtarla ilgili herhangi bir onaylama işlemi yapmadınız. Peki bu işlemi nasıl yapacağız? Parmak izi (fingerprint) kontrolü yaparak. "Bu da ne demek?" diye soranlara cevabım basit: Parmak izi dediğimiz şey sadece ve sadece bu açık anahtara / bu kullanıcıya ait ve karmaşık bir algoritma ile hesaplanan bir sayıdır ve eğer arkadaşınızla bağlantı kurup karşılıklı olarak bu sayıyı teyit ederseniz anahtarın güvenilir olduğunu, kötü niyetli kişiler tarafından modifiye edilmediğini bilebilirsiniz. Söz konusu anahtarda arkadaşınızın haberi olmadan tek bir bit ya da byte değişse bile parmak izi çok farklı olacaktır! Arkadaşınızla telefonda konuşarak ve birbirinize parmak izini oluşturan karakterleri/sayıları söyleyerek gerekli kontrolü yapabilirsiniz. Şimdi bu parmak izi bilgisine nasıl ulaşacağımıza bakalım:

Command> fpr
pub 1024R/D1A3A329 1999-02-22 Peter Palfrader Fingerprint: BB A2 DC FE D7 D2 09 BF 93 46 36 6F C1 A4 41 1A Command>


Parmak izinin biraz uzun olduğunu söylemiş miydim? Neyse. Şimdi bu aşamada Peter da kendi sisteminde aynı konumda olursa ve bana telefonda kendi parmak izini söylerse gerekli kontrolleri yapabiliriz. En ufak bir fark varsa o zaman açık anahtarı kullanmamak bizim menfaatimize olacaktır.

Güvenlik konusunda elbette hassas olmak gerekli ancak uluslarası telefon görüşmesi biraz tuzlu kaçacağından (Türk Telekom!) bu karşılıklı parmak izi kontrol işlemini şimdilik hakkı ile yerine getiremiyor ve anahtara güvenmeyi tercih ediyorum (en kötü ihtimalle Peter'e şifreli bir deneme mesajı yollar ve bana telefon edip teyit etmesini isterim).

Artık güvendiğimiz bu anahtarı imzalayabiliriz:

Command> sign
Really sign all user IDs? y

pub 1024R/D1A3A329 created: 1999-02-22 expires: never trust: -/q
Fingerprint: BB A2 DC FE D7 D2 09 BF 93 46 36 6F C1 A4 41 1A
Peter Palfrader Peter Palfrader Weasel Peter Palfrader Are you really sure that you want to sign this key with your key: "Emre Sevinc (FZ) "

Really sign? y

You need a passphrase to unlock the secret key for
user: "Emre Sevinc (FZ) "
1024-bit DSA key, ID ACE54758, created 2002-11-11


Command>check
uid Peter Palfrader sig! D1A3A329 1999-08-07 [self-signature] sig! ACE54758 2002-11-17 Emre Sevinc (FZ) uid Peter Palfrader sig! D1A3A329 2000-07-03 [self-signature] sig! ACE54758 2002-11-17 Emre Sevinc (FZ) uid Weasel sig! D1A3A329 1999-08-07 [self-signature] sig! ACE54758 2002-11-17 Emre Sevinc (FZ) uid Peter Palfrader sig! D1A3A329 2000-07-03 [self-signature] sig! ACE54758 2002-11-17 Emre Sevinc (FZ) 75 signatures not checked due to missing keys


Yukarıda olup biteni özetlemek gerekirse: İmzala komutunu verir vermez sistem emin olup olmadığımı sordu ve bunu geçer geçmez de sorusunu farklı bir şekilde tekrar etti (hafif bir paranoya kokusu). Ardından da bana "madem imzalamak konusunda bu kadar ısrarcısın, madem Peter Palfrader denen bu adama bu kadar güveniyorsun o halde ver bakalım bana parola cümleni" dedi. Daha sonra "check" komutu ile gerçekten imzalayıp imzalamadığımı kontrol ettim, her şeyin yolunda olduğunu gördüm.

Bu aşamada programa "list" komutunu verirsem Peter'in benim GnuPG sistemindeki güvenilirlik durumunu öğrenebilirim:

Command> list

pub 1024R/D1A3A329 created: 1999-02-22 expires: never trust: -/f
(1) Peter Palfrader (2) Peter Palfrader (3) Weasel (4). Peter Palfrader Command>


Görüldüğü gibi trust: -/f olmuş durumda yani q'dan f'ye geçiş yaptık bu da "fully trusted" anlamına geliyor. Peki f'den önce gelen - sembolü neyi temsil ediyor. Bu sembol şu anda Peter'in imzaladığı anahtarlara güvenip güvenmediğimizi gösteren bir sembol. Şu anda biz Peter'in anahtarına güveniyoruz ama Peter tarafından imzalanmış bir başka kişiye ait bir anahtara güvenmiyor durumdayız ve bu şekilde kalmasının mahsuru yok. İstersek daha sonra "trust" komutu ile bunda değişiklik yapabiliriz (bütün bu güven meselesinin Peter'in Perl kodlaması ile en ufak bir alakası yoktur, inanın!). Gördüğünüz gibi bir anahtar birkaç kişi tarafından imzalanabilir ve insanlar da birbirlerinin imzaladıkları anahtarlara güvenebilirler böylece her anahtar için tek tek orjinal anahtar sahibi ile muhatap olmak zorunda kalmazsınız (dostumun dostu dostumdur hesabı). Tüm bu mekanizmaya ise kısaca "anahtar çemberi / anahtar halkası" (keyring) ismi verilir teknik olarak. Neyse, şimdi bunun detayına çok girmemize gerek yok. Yaptığımız değişiklikleri sisteme kaydedip tekrar komut satırına dönelim:

Command>save

fz@debian:~$


Artık sistemimize aktardığımız bu yeni anahtarla iş güç yapabiliriz. 1. bölümü iyice kurcalamış olanlar nasıl şifreleme yapılabileceğini tahmin ediyorlardır ama ben gene de küçük bir örnek vermek istiyorum, bunun için daha önce kullandığımız hassas.txt isimli çok hassas bilgileri içeren (!) bir dosya kullanacağım ve bunu sadece Peter'in okuyabileceği hassas.txt.gpg dosyasına dönüştüreceğim:

fz@debian:~$ gpg --output hassas.txt.gpg -es hassas.txt

You need a passphrase to unlock the secret key for
user: "Emre Sevinc (FZ) "
1024-bit DSA key, ID ACE54758, created 2002-11-11

You did not specify a user ID. (you may use "-r")

Enter the user ID: Peter Palfrader

fz@debian:~$
"ls" komutu ile şifrelenmiş dosyanın oluşup oluşmadığını kontrol edebilir ve "cat" komutu ile bu dosyadaki abuk sabuk karakterleri görebilirsiniz eğer her şey yolunda gitti ise.

Şimdi bu dosyayı deşifre edelim:

fz@debian:~$ gpg --output desifredilmis.txt -dv hassas.txt.gpg

gpg: public key is D1A3A329
gpg: encrypted with 1024-bit RSA key, ID D1A3A329, created 1999-02-22
"Peter Palfrader "
gpg: decryption failed: secret key not available

fz@debian:~$


Şu anda dikkatli ve gülümseyen okuyuculara, 1. bölümü iyice kavramış insanlara dönüp ben de gülümsüyorum ve diyorum ki yukarıdaki komutu çalıştırmamın tek sebebi uyuklayan okuyucuyu biraz şaşırtarak kendine getirmekti. gpg haklı olarak şikayet ediyor ve söz konusu dosyayı deşifre edemeyeceğini belirtiyor. Neden? Çünkü ilgili gizli anahtar yok! Neden? Çünkü biz Peter değiliz! Bu dosya sadece onun için şifrelendi (onun açık anahtarı kullanılarak) ve artık bu dosyayı sadece Peter açabilir. Açık anahtar şifreleme yöntemini keşfetmiş matematikçilere buradan bir kez daha selam yolluyorum.

Bu bölümün sonuna gelirken değinmek istediğim şeylerden biri anahtar alma (import) işleminin simetriği yani kendi anahtarınızı arkadaşınıza gönderme (export) işlemi. Tıpkı bir anahtarı alırken olduğu gibi bu iş için de iki yöntem var, anahtarınızı ya bir anahtar sunucusuna yollayacaksınız ya da bir dosyaya yazıp arkadaşınıza e-mail ile ileteceksiniz (veya web sayfanızda yayınlayacaksınız). Burada anahtarı arkadaşımıza e-posta yolu ile yollamak ya da web sayfamızda yayınlamak amacı ile bir dosyaya ASCII formatlı metin olarak nasıl aktarabileceğimize göz atacağız.

Normalde gpg'den "al benim açık anahtarımı falanca dosyaya yaz" gibi bir talepte bulunursak bunu yapar ancak ortaya çıkan dosya abuk sabuk ve zor okunur karakterleri içerir. Arkadaşımızdaki gpg yazılımı bunu okumakta güçlük çekmez ancak biz insanların kafası biraz karışabilir bu yüzden bu anahtarın bir web sayfasında da yayınlanabileceğini düşünerek tüm çıktı işlemlerimizi ASCII metin tabanlı çıktı olarak ayarlayacağız ve bunun için aşağıdaki komutu vereceğiz:

fz@debian:~$ gpg --armor --output fz_public_key.txt --export fz@debian.org


Ve ardından fz_public_key.txt dosyasının içeriğine bakacak olursak:

fz@debian:~$ cat fz_public_key.txt 

-----BEGIN PGP PUBLIC KEY BLOCK-----
Version: GnuPG v1.0.6 (GNU/Linux)
Comment: For info see http://www.gnupg.org

mQGiBD3PkNURBAC68OBJeDxz5GffoAXU6N5Cu/rtDKvzcKssORN1E8XdtDFhGefa
QoIvt7Nd2rBtmbhvMzxpdZVmxuUKfh23EfXzSFKncaF9F2m+3H5P28msiZbdbvr6

...

2Yhy87qIRgQYEQIABgUCPc+Q1wAKCRBupjjwrOVHWLhDAJ4ho1Cdyyh/Y5IREEiX
uGxHgGPHtQCglppcV0Vt/BnQES9ERVnfnboiy8c=
=2RyO
-----END PGP PUBLIC KEY BLOCK-----

fz@debian:~$


Artık açık anahtarınızı içeren bu dosyayı arkadaşınıza gönderebilirsiniz ve o da "gpg --import fz_public_key.txt" (ya da dosya ismi her ne ise) komutu ile bu açık anahtarı kendi sistemine ekleyebilir.

Üzülerek belirtmek zorundayım ki ikinci bölümün de sonuna geldik. Yazı boyu çok uzamasın diye şimdilik burada bir ara veriyorum. Henüz GnuPG kullanan grafik kullanıcı arabirimlerine ve GnuPG (veya herhangi bir şifreleme sistemi) kullanılırken dikkat edilmesi gereken önemli noktalara değinmedik; bunları ileriki bölümlerde ele almaya çalışacağız.

Bu iki bölümü iyice kavramış olan FM okuyucuları artık GnuPG ile bir kullanıcı adına nasıl anahtar çifti yaratabileceklerini, bir başka kullanıcının açık anahtarına Internet üzerinden nasıl ulaşabileceklerini, bunu kullanarak sadece o kullanıcının çözebileceği şifreli belgeleri nasıl oluşturabileceklerini, kendi açık anahtarlarını nasıl bir dosyaya yazıp arkadaşlarına gönderebileceklerini ve istedikleri dosyaları en güvenli ve geri dönülemez şekilde silebileceklerini biliyor olmalılar. Yukarıda hiç belirtmemiş olmama rağmen çoğu okuyucunun şifreledikleri mesaj dosyasını bir ek belge (attachment) olarak normal bir e-posta mesajına ekleyip göndermeyi akıl edebileceğini var saydım. GnuPG ile tümleşik olarak çalışan e-posta istemcileri (mutt, sylpheed, vs.) anlatılan ara adımları görsel bir arabirimle kullanıcıyı daha az yorarak yapabilirler ancak şu anda bunların detayına girmek yazının amacını aşıyor.

Bu yazı dizisindeki temel kavramları kavrayan okuyucuların her türlü grafik arayüz ortamında ve PGP (Pretty Good Privacy) gibi benzer ortamlarda sıkıntı çekmeden çalışabileceklerini var sayıyorum (tersi doğru mudur bu tartışılır).

Bir sonraki bölüme kadar her türlü yorumunuzu ve en acımasız eleştirilerinizi buraya bekliyorum.

KAYNAKÇA
  1. "PGP: Pretty Good Privacy", Simson Garfinkel
  2. The GNU Privacy Handbook
  3. gnupg manual sayfaları


Görüşler

0
crematorium
Bir önceki makale yakılan bir mum, hatta bir arkadaşın tabiri ile spotlight idi! Şimdiki de yakılan spotlight''ın üzerinde flaş patlatmak olmuş! Aydınlatıcı bilgilerin için çok ama çok teşekkürler...
0
FZ
Bu yazıyı okuduktan sonra verilmiş örnekleri deneyip de takılan olursa ve/veya yazıdaki kavramlarla ilgili olarak kafasında soru işareti oluşanlar çıkarsa ve bu kişiler düşüncelerini ifade ederlerse o zaman bu yazı dizisinin daha da rafine bir hale gelmesine, daha aydınlatıcı olmasına somut olarak katkıda bulunmuş olurlar.
0
anonim
Aslında güvenlik esaslarına baktığımızda oldukça farklı ve paranoyak yapılar ortaya çıkmakta . Aslında güvenlik dediğimizde 'açıklarını kapat' yaklaşımı daha çok açık ile karşılaşmaya neden olabilir. Bütün bunların yanında yazıda güvenlik aşamalarının yalnızca bir parçası yerlalmış . Güvenlik eğer başka bir otoriteden güvenini alıyorsa bence en büyük güvensizlik bu noktada. Ben yeri geldiğinde Amerika çıkarlarını düşünebilecek bir otoriteye neden güveneyim . Fazla paronoyak oldu galiba..
iyi çallışmalar
0
FZ
Öncelikle yorum yazma zahmetine katlandığınız için teşekkürler. Şimdi gelelim yazı ile ilgili eleştirilerinize:

1) Yazıda açıkları kapat gibi bir yaklaşım söz konusu değildir. Bu daha çok dinamik ağ güvenliğine girer ki zaten o konuda çok bilgi sahibi değilim. Yazının içeriğinde vurgulanan mesajların, dosyaların, vs. şifrelenmesi meselesidir. Yani bir açık var da biz bunu kapatıyoruz gibi bir durum yok bu bağlamda.

2) Yazıda elbette güvenlik denilen okyanusun sadece bir damlası ele alınmış ve bununla ilgili detay verilmiştir ki zaten yazının 1. bölümünü okursanız yazının hedefini de bu şekilde ortaya koyduğunu görebilirsiniz.

3) Yazının bu ikinci bölümünde keyring yani güvenlik çemberi kavramından bahsedilmiştir ve bu kavram incelenirse görülür ki burada merkezi bir otorite yoktur. Kullanıcı kime güveneceğini tamamen kendi belirlemek durumundadır ve bunu istediği zaman değiştirebilir.

4) Güvenlik söz konusu olduğunda PARANOYAK olmak kötü bir şey değil, bilakis iyi bir yaklaşım. Eğer yazı dikkatli bir şekilde okunacak olursa GnuPG yazılımının ABD bağımlı bir yazılım olmadığı görülebilir. Ayrıca söz konusu yazılımın kaynak kodu %100 açıktır yani bizzat inceleyebilir ya da bir uzmana incelettirebilirsiniz ki zaten dünyadaki pek çok yazılımcı ve güvenlik uzmanı tarafından da incelenmektedir şüphesiz. Yani burada Amerikanın
çıkarlarını düşünen bir otorite söz konusu değil. Ancak eğer kast ettiğiniz başka bir şeyse lütfen bunu biraz daha açın, cevap verecek kadar bilgi sahibi isem mutlaka cevaplarım.
0
anonim
olayı tamamen bir yazıya yorum olarak değerlendirmeniz yazınıza olan güveninizin yeterli olmadığını gösteriyor. Oysa benim yorumum oldukça geneldi. Diğer taraftan konu yalnızca bir çeşit sistemi ilgilendirdiği içinde bence sadece kılavuz dosya gibi görünüyor. Yani güvenlik daha genel bir konu. Tabi eğer bu konuda önceden bir çalışma yapmadıysanız bu yazı mükemmel görünebilir.
0
FZ
Yazının altına yazıldığı için yazıya bir yorum olarak değerlendirdim. Bunun 'yazıya olan güvenim' ile ne ilgisi var tam olarak çözemedim.

Yazıdaki GnuPG sisteminin yalnızca bir çeşit sistemi ilgilendirmesine gelince söz konusu sistem HER TÜRLÜ Linux dağıtımında (Red Hat, SuSE, Debian, vs.) ayrıca Solaris, AIX, HP-UX, vs. gibi bir çok UNIX uyumlu sistemde çalışabilmektedir yani tek bir çeşit sistem demekle kast ettiğiniz bu muydu? Yok eğer kast edilen GnuPG yazılımının MS Windows ortamında çalışıp çalışmadığı ise bir önceki bölümdeki yorumları okursanız Windows sürümünün de olduğunu görürsünüz. Ayrıca gene MS Win ortamında kullanabileceğiniz PGP yazılımındaki kavramlar ve uygulamalar da GnuPG ile %99.9 uyumludur. Hala konunun bir çeşit sistemi ilgilendirdiğini mi düşünüyorsunuz

Güvenlik tabii ki daha genel ve geniş bir konu ve zaten bunu en baştan kabul ettim. Bu yazıda güvenlik konusunun şifreleme ile ilgili olan pratik kısmı ele alınmıştır. Ayrıca yazının üçüncü bölümünde dikkat edilmesi gereken genel kurallara da değinilecektir.

Daha önce güvenlik konularında çalışma yaptım, ağırlıklı olarak şifreleme yazılımları ile ilgili ancak buna rağmen yazı bana mükemmel görünmüyor ve zaten bu yüzden insanlardan yorum ve eleştiri beklediğimi belirttim. Bu yorumların ve eleştirilerin ise yazıya yönelik olmasını bekliyorum çünkü buradaki konumuz yazıdaki içerikle sınırlıdır. Yok eğer başka konuları tartışmak istiyorsanız bunu açık olarak belirtmeli ve problemleri ortaya koymalısınız. Bu daha yapıcı bir yaklaşım olacaktır.
0
anonim
Bu yazıda güvenlik konusunun şifreleme ile ilgili olan pratik kısmı ele alınmıştır.

ifadesi konu için anlamlı bir cümle olarak yazar tarafından sarfediliyor ise benim söyleyecek tek sözüm gerçekten pratik ve el altında bulunması gereken kaynak bir yazı demek olacaktır. Buarada her sistemde çalışan yazılım iyi demek değil daha çok bug ından yenmez olan tool demek olduğunu da bilahare belirtirim .
Yazıma cevap vermenize de ayrıca teşekkür ederim . Bu bana söylediğinin arkasında duran biri ile konuştuğumu gösteriyor.
0
FZ
Yazıyı pratik ve el altında bulundurulması gereken bir kaynak olarak gördüğünüz için teşekkür ederim. Yazının birincil amacı da bu zaten.

Pek çok işletim sistemi üzerinde çalışan yazılımın kalitesine gelince, açıkçası görülen o ki bu tür yazılımlar çok daha ağır koşullarda test ediliyorlar ve bu yüzden de hataları çok daha çabuk tespit edilip gideriliyor en azından GnuPG özelinde bunu söylemek yanlış olmaz. Almanya gibi her anlamda standartların önemli olduğu bir ülkede GnuPG yazılımının devlet kurumları tarafından desteklenmesi de önemli bir göstergedir diye düşünüyorum.

Birden fazla işletim sisteminde çalışabilen yazılımların bir başka güzel özelliği ise adı üzerinde bunları farklı farklı sistemlerde kullanabilmeniz, öyle değil mi? Misal eğer Internet tarayıcı olarak Mozilla kullanıyorsanız Windows ortamında da UNIX ortamlarından birinde de veya Linux üzerinde de aynı standart arabirimle karşılaşırsınız. Başka bir örnek ise VIM editörü yani ben bu editörü Win2000 ortamında kullanıyorum ve evdeki Debian GNU/Linux sistemimde de karşıma aynı VIM editörü çıkıyor, çalışmama kaldığım yerden devam edebiliyorum. Bu örnekler başka pek çok yazılımı kapsayacak şekilde genişletilebilir. Sadece bu yüzden bile kaynak kodu açık tutarak yazılımların envai çeşit platformda derlenip çalıştırılabilmesine izin veren yazılımcı camiasına minnettar olduğumu söyleyebilirim.
0
conan
FZ yazisinda sadece guvenligin confidentiality (o da bir bolumu sadece) ve de message integrity bolumlerini ele almis. Toptan bir guvenlik cozumu sunmuyor.

PGP, bir trusted chain icinde yasayan topluluklarin birbirleriyle guvenli ve de gonderilen mesajin butunlugunden suphe etmemelerini saglayacak bir sekilde haberlesmelerini saglar. Trusted chain ise tamamen benim arkadasim senin de arkadasindir mantigi ile calisan bir sistemdir. Yani bir arkadasi kandirirsaniz onun butun arkadaslarini da kandirirsiniz. Olay temelde anahtar dagitiminda yatmaktadir. PGP icin, anahtari teslim aldiginiz kisinin o oldugundan eminseniz o zaman kusursuz bir sistemdir. Ama aldiginiz acik anahtarin sahibini gercekten tespit edemiyorsaniz iste o zaman PARANOYAK olun, hem de fazlasiyla ;)
0
FZ
Ne güzel söylemişsin ey conan! :)

Hala Peter ile telefonda konuşup anahtarını teyit etme imkanım olmadı ama ilk fırsatta deneyeceğim ;-)

Şaka bir yana evet, anahtar dağıtımı GnuPG gibi sistemlerin en kritik noktalarından biri ve bir sonraki yazıda (hala okumaktan sıkılmayanlar için ;-) bu ve benzeri dikkat edilmesi gereken hususlara değineceğim (konu ile ilgili GUI'lere değindikten sonra).

Yazılımla ilgili pek çok konuda olduğu gibi güvenlik konusunda da temel mesele ne software ne de hardware, temel mesele PEOPLEWARE. Bunu bilir bunu söylerim.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

İzinsiz Fotoğraf Çeken Gillette Rafları!

anonim

İngiltere'de Gilette raflarının tüketiciden izinsiz fotoğraf çektiği ortaya çıktı. Yani gidiyorsunuz, jilet almak icin rafa elinizi atıyorsunuz. Ürünü alışveriş sepetine attığınız anda gizli bir kamera yüzünüzün fotoğrafını çekiyor! Boykot basladı,

http://www.boycottgillette.com

MS Windows ve GNU/Linux'a Bulaşabilen Virüs Yazıldı!

maeqlin

Antivirüs yazılım firması Kaspersky tarafından tespit edilen ve duyurulan virüs hem MS windows hem de GNU/Linux yüklü sistemlere bulaşabiliyor.

Kaspersky tarafından duyurulan virüsün iki ismi var; Virus.Linux.Bi.a / Virus.Win32.Bi.a. Virüsün herhangi bir zararı dokunmuyor yine de bunun bir "proof of concept" tarzı bir virüs olduğu, koduyla oynanarak zararlı hale getirilebileceği belirtiliyor. Virüsle ilgili daha çok bilgi bu adresten edinilebilir.

O gün geldi mi ?

sundance

Bruce Schneier'ın Weblog'unda yayınlanan bir bloga göre Lexus marka arabaların bazı modelleri, sahip oldukları gprs telefonlar sayesinde bilgisayar virüsü kapabiliyorlar, dahası sistemleri bu yüzden devre dışı kalabiliyor.

Acaba "O" gün yaklaştı mı ?

GNU/Linux için NX yaması

anonim

Zdnet'in haberine göre Redhat ve İntel özellikle virüs ve solucanlara karşı etkili olacağı düşünülen NX (not execute) teknolojisini destekleyen bir Linux yaması yazılım yayınladılar. Microsoft'un bu desteği service pack2 ile birlikte bu yılın üçüncü çeyreğinde vermesi umuluyor. Linus Torvalds'ın bu teknolojiye olumsuz yaklaşmadığı da yine aynı makalede yer alıyor.

Web tabanlı ücretsiz Antivirus Uygulaması

SHiBuMi

Virüslerle mücadele için şimdiye kadar kullandığım tek yöntem tanımadığım kimselerden gelen e-postaları açmamak ve ne olduğunu bilmediğim .exe uzantılı dosyaları açmamaktan ibaretti. Şimdiye kadar da bir problem yaşamadım. Antivirüs yazılımlarına hiçbir zaman ısınamadım, oraya buraya yerleştirdikleri tarayıcı uygulamalar yüzünden zırt pırt makinayı çökertmekten başka bir işe yaradıklarını da görmedim. Trend Micro firması benim gibi kullanıcıların çok hoşuna gidecek bir iş yapmış ve web tabanlı, ücretsiz olarak kullanılabilen bir virüs tarayıcısı geliştirmiş.