Türkiye'de Tehlikeli Bir Salgın: 400.000 kişi hasta

0
FZ
Dünya Sağlık Teşkilatı'nın salgın hastalıkları izleme odasında bilgisayarlara bağlı duran alarm kesik kesik ötmeye başladı. Nöbetçi iki uzman hemen özel ekranın başına koştular. Ne oluyordu? Çin'de yeni SARS vakaları mı görülmüştü? Yoksa beklenen 'kuş gribi' bir yerde çirkin yüzünü mü göstermişti? Ya da Afrika'daki AIDS faciasında yeni bir sıçrama mı gerçekleşmişti?

Ekrandaki verileri izleyen uzman: "Kötü haber Türkiye'den" dedi. Tuşlara birkaç kez dokunup bir süre araştırma yaptı. "Bir çeşit üst solunum yolları enfeksiyonu olarak başlıyor ama başka biçimlerde de kendisini gösterebiliyor. Özellikle gençleri vuruyor. Kız-erkek ayrımı yapmıyor."
"Garip," dedi öteki uzman. "Okul binalarındaki mikroplarla bir ilgisi olmalı. Çok garip, çok garip. Daha çok lise son sınıftakileri vuruyor. İstersen adına Lise Son Sınıf Sendromu diyelim. Yani LSSS" "Evet," dedi öteki. "Korkunç bir şey bu LSSS. Doktor raporlarına bakılacak olursa bir ayda tam 400 bin vaka saptanmış."

"İnsanlık tarihinin en korkunç salgınlarından biri desene... Bir ayda tam 400 bin vaka! Türkiye'nin hali harap!"


Hipokrat yemini etmiş doktorların raporlarına güvenir ve onları "doğru" kabul eder misiniz? Bir "özel" kurum başka bir "özel" kurumun beyanına neden güvenmez? Türkiye'deki öğrenciler ve velileri neden böyledir? gibi daha pek çok soruyu eğlenceli bir şekilde ele alan gazeteci ve akademisyen Haluk Şahin'in bugünkü yazısının devamını buradan buradan okuyabilirsiniz.

İlgili Yazılar

Internet Tarayıcınız hangisi?

parsifal

Güzide bir üniversitemizin web sayfasında bir anket var: "Internet Tarayıcınız hangisi?"
Sorun bunun zaten anket hazırlamadan da öğrenilebileceği filan değil. Sorun seçenekler...
Nerde diğerleri???
"İşletim Sisteminiz hangisi?" diye anket hazırlasalar seçeneklerin ne olacağını tahmin edebiliyorum...
(Windows parantezinde) xp, 2000, mee, 98, 95, 3.x...

Bir başka toplumsal sorumluluk projesi: Türk Telekom

FZ

Sosyal sorumluluk projeleri, kişilerin ya da kurumların yaşadıkları, gelirlerini kazandığı topluma karşı bir borç ödeme olarak düşünülebilir.

turk.internet.com geçen hafta İşte Sosyal Sorumluluk Projesi Böyle Olur başlıklı bir yazı yayınlamıştı.

Sitede son yayınlanan haberlerden birine göre Türk Telekom da benzer bir yoldan gidiyor...

Bu Siteye Erişim Mahkeme Kararı İle Engellenmiştir!!!

FZ

Hayır, başlıkta gördüğünüz fazladan iki ünlem bizim değil bizim paralarımızla ayakta duran Türk Telekom'un marifeti (büyük ihtimalle). 24 saati aşkın süredir sozluk.sourtimes.org adresine doğrudan bağlanmaya çalışanlar Türk Telekom'un bu mesajı ile karşılaşıyorlar. Tabii ki IP adresiydi, proxy idi filan Ekşi Sözlük sitesine erişmek hala mümkün.

Kendi adıma hala buna inanmamak istiyorum. Bir grup çoluk çocuk bir gizli giriş eylemi gerçekleştirmiş ve TT ile dalgalarını geçmek için de böyle bir komiklik yapmış olsunlar diye ümit ediyorum. Eğer yanılıyorsam, eğer gerçekten de bu durum TT'nin veciz bir eseri ise o zaman kendilerini derin dumur departmanına havale ediyoruz!

Türkiye´de Internet, Allah´a Emanet!

murat09

Malawi nerde biliyor musunuz? Ben şahsen bilmiyordum ama, turk.internet.com'da yayınlanan bu inceleme yazısı, Malawi (.mw) DNS sunucularının Türkiye (.tr) DNS sunucularından daha yedekli ve çalışır durumda olduğunu gösterince öğrenmek durumunda kaldım.

Bir Ülkenin Beyni Nasıl Felç Edilir

FZ

Bir Ülkenin Beyni Nasıl Felç Edilir*

Üzerine titreyerek yetiştirdiğiniz çocuğunuz stresli bir sürecin ardından üniversiteye girdiğinde onun zarar görmesini ister misiniz? Evladınızın kandırılması hoşunuza gider mi? Peki çocuklarınızın öğretmenleri yani üniversitedeki hocaların bir kısmı sizi ve hemen herkesi kandırsa neler hissedersiniz? Maaşınızdan veya kazancınızdan kesilen vergilerin, sizi ve çocuklarınızı kandırmaya çalışan insanlara verildiğini öğrenseniz kendinizi iyi hisseder misiniz? Böyle insanların çocuğunuza ve başkalarına örnek olmalarını ister misiniz ya da çocuklarınızın böyle insanlara dönüşmesini?

Benim bir çocuğum olsa yukarıdaki soruların hepsine hiç tereddüt etmeden "hayır!" cevabını verirdim. Dahası böyle soruların sorulmasını bile garip karşılardım.

Henüz bir çocuğum yok ama yukarıdaki soruları sormama yol açan bazı olgulardan ve olaylardan haberdar olmak beni epey rahatsız etmeye başladı. Sizi de rahatsız etmesi gerektiğini düşündüğüm için bu yazıyı yazmaya karar verdim. Neden sizi de bu rahatsızlığa ortak etmeye çalıştığımı aşağıda izah edeceğim.