Panele Microsoft Türkiye'den Çiğdem Çimen, Sun Microsystems Türkiye'den Tansel Okay, Telenity'den Hadi Kahraman, Integral'den Haluk Bingöl ve NETRON Eğitim'den Oğuzhan Örde konuşmacı olarak katıldı.
Panel diller arası akademik bir tartışmadan çok, Microsoft ve Sun platformlarının reklamı ve bunlar etrafındaki tartışma doğrultusunda şekillendi. Microsoft'tan Çiğdem Hanım, C# dili ile birlikte .NET yazılım geliştirme platformunu, MSIL (Microsoft Intermediate Language) dilini ve CLR'yi (Common Language Runtime) tanıttı ve Visual Studio.NET reklamı yaptı. Buradan yola çıkarak değişik dillerin aynı projede bir arada kullanılabilmesinin kolaylığını ve avantajlarını vurgularken öte yandan platformlar arası iletişimin ve standartların önemini vurguladı. Sun Microsystems'ten Tansel Bey ise diller arası çalışmayı ya da spesifik bir platformu değil JAVA tabanlı platformlar arası yazılım geliştirmeyi önemsediklerini belirtti ve JAVA, J2EE gibi teknolojilerin, yavaş fakat demokratik, sağlam bir yapıda ilerlediklerini vurguladı. Çiğdem Hanım'ın buna cevabı ise C# ve CLR gibi önemli .NET bileşenlerinin ECMA tarafından standardize edildiğini, isteyen kişilerin bunları, spesifikasyonlara uymak kaydı ile istedikleri işletim sistemine uyarlayabileceklerini belirmek oldu. Linux üzerinde çalışan C# derleyicisi ve temel .NET sınıflarını içeren MONO projesini buna örnek gösteren Çiğdem Hanım, spesifikasyon olarak Microsoft'un da standartları gözettiğini belirtti.
Yeni programlama dillerinin ve platformlarının sadece kendi içlerinde kalmayıp aynı zamanda XML Web Servisleri bağlamında da birtakım paradigma değişikliklerine yol açacağı konusunda hem fikir olan konuşmacılar, özellikle paket program satış modelinin artık ölmeye yüz tuttuğunu, bu modelin hızla Internet üzerinden bilgi işlem servis satışı, servis aboneliği modeline doğru evrildiğini söylediler. Tansel Bey'in verdiği güzel bir örneği burada tekrar etmek gerekirse: Artık bir şirkete bir bordro programı satmak ve sonra da bordro hesaplamaları ile ilgili kurallar, oranlar değişti mi bu programı güncellemek diye bir şey kalmayacak. Yazılım geliştirme firması artık Internet üzerinden Bordro Servisi satacak, herhangi bir parametre ya da kural güncellemesi oldu mu bu gene web servisleri alt yapısı ile doğrudan ve otomatik olarak müşterinin bilgisayarında güncellenmiş hali ile çalışıyor olacak.
Telenity firmasından Hadi Bey, C++'ın kapsamlı ve alt yapıya yönelik sistemler söz konusu olduğunda yetkin bir dil olduğunu ancak en önemli gücünün aynı zamanda en büyük zayıflığı olduğunu, pointer aritmetiği kullanılarak ana hafıza yönetiminin bir noktada tıkanıp kaldığını belirtti. "Bir C/C++ programı belli bir karmaşıklık seviyesini geçti mi, ne kadar iyi programcı olursanız olun, ne kadar kaliteli debugging ve pointer sınır kontrol araçları kullanırsanız kullanın, RAM yönetiminde ve kontrolünde ipin ucu kaçıyor ve programınız beklenmedik şekillerde göçüyor ya da takılıp kalıyor," diyen Hadi Bey, JAVA dilinde bu problemi aştıklarını ancak nesneye yönelik programlama modeli yüzünden onbinlerce nesne ile boğuştuklarını ve bunun da performans problemlerine yol açabildiğini belirtti. Bu konu ile ilgili olarak söz alan Çiğdem Hanım, .NET ile uyumlu C# gibi dillerdeki STRUCT yapısı ile oluşturulan nesnelerin daha performanslı olduğunu belirtti. Deneyimli bir programcı olan Hadi Bey, karmaşık sistem programlama projelerinde ve platformlarındaki en önemli problemlerden birinin STANDART INTERFACE TANIMLAMALARI olduğunu ve programcıların bunlara çok dikkat etmesi gerektiğini söyledi. Daha sonra ise tümleşik yazılım geliştirme ortamlarına (IDE) değinen Hadi Bey, bunların yazılım geliştirme açısından programcıya pek çok kolaylık ve hız sunduğunu söyledi ancak arka planda bir sürü iş yaptıkları için, taşınabilir kod üretmede epey probleme yol açtıklarına da dikkat çekti.
Integral'den Haluk Bey ise esas savaşın çok büyük sistemler, Mainframe, Datacenter pazarında ve çok küçük sistemler yani cep telefonları, kişisel dijital yardımcı bilgisayarlar (PDA) pazarında olduğunu belirtti: "Orta ölçekte zaten Microsoft hakim ve burada ciddi anlamda bir savaş olduğunu söylemek güç, günümüzdeki esas savaş küçük cihazlara kimin teknolojisi girecek ve 10-20 işlemcili, terabaytlarca diskli sistemlerde en güçlü kim olacak sorularında yaşanıyor," diyen Hadi Bey Microsoft'un en büyük gücünün "ihtiyaçları hemen tespit et, buna en hızlı çözümü getir, reklamını yap ve piyasaya sun" taktiği olduğunu belirtip, söz konusu çözümlerin her zaman en iyi çözümler olmadığını ancak rakiplerine kıyasla çok daha çabuk geliştirip çok reklam yapmak sureti ile pazarda Microsoft'un yıllardır lider olduğunu vurguladı. Söz konusu dillerle ilgili Hadi Bey'in görüşünü paylaşan Haluk Bey, C/C++'ın çok güçlü ve probleme yol açabilir olduğunu belirtip JAVA'yı ve C#'i bu bakımdan daha iyi bulduğunu belirtti. Bu ikisinden hangisi sorusuna ise şu şekilde cevap verdi: "Eğer Microsoft tabanlı sistemlerde çalışıyorsanız ve orta-uzun vadede buna devam etmeyi planlıyorsanız en önemli yatırımınız C# olacaktır, yok eğer Microsoft dünyasının dışına çıkma ihtimaliniz var ise, platformlar arası çabucak taşınabilirlik, küçük cihazlara yönelik ciddi yazılım geliştirme gündemizde ise JAVA, J2EE, JAVA Micro Edition gibi platformlar en ciddi ve sağlam ilerleyen seçeneklerdir, bunu göz önünde bulundurun."
Panelin soru-cevap bölümünde söz alan Dr. Atilla Elçi'nin yorumları ise ilginçti. Bilgi işlem sektöründe son 20 yıldır imperatif (emir kipi modunda çalışan) dillerin hakim olduğunu ve bunların dezavantajlarının hiç ele alınmadığını belirten Elçi, C dilinin donanım mühendislerince geliştirildiğini ve Elektrik-Elektronik Fakültelerinde yetişen insanların gayretleri ve tutuculukları ile bu kadar yaygınlaşabildiğini vurguladıktan sonra bunun sebebini konuya Bilgisayar Bilimleri açısında yaklaşılmamasına bağladı. C ve ona benzer dillerin süreç içinde bu dezavantajları yansıttığını, C++ gibi hibrit bir dilin problemleri gidermek konusunda yeterince başarılı olamadığını söyleyen Elçi, gerçek verimliliğin donanımı ya da platformu değil daha soyut bir seviyeye çıkıp uygulamayı, çözüm geliştirmeyi vurgulayan dillerle geleceğini iddia etti.
Panel, Dr. Mustafa Akgül'ün kapanış konuşması ile son buldu. Integral'den Haluk Bey'in kanlı bir savaş talebine rağmen Programlama Dilleri Savaşında ölen ya da yaralanan olmadı, ufak tefek diplomatik gerginlikler yaşanmakla birlikte geçici ateşkes ilan edildi.
Geveze fazlamesai.net muhabiri FZ, araştırmacı gazeteciliğin gereklerini yerine getirmek için usanmadan, yılmadan çalışmaya devam ediyor ve Crea-World, Polaris Plaza tesislerinden bildiriyor...
Internet Teknolojileri Derneği tarafından Dr. Mustafa Akgül yönetiminde, 19 Mart 2002 günü, 14:00 - 17:00 saatleri arasında gerçekleştirilen "Programlama Dilleri Savaşı: C++, JAVA, C#" adlı panele katılım beklenenin epey üzerinde gerçekleşti. Galileo salonuna panel için gelen ve sayıları 60'ı geçen katılımcıyı ağırlayabilmek için dışarıdan sandalye servisi yapmak zorunda kalındı.
Internet Teknolojileri Derneği tarafından Dr. Mustafa Akgül yönetiminde, 19 Mart 2002 günü, 14:00 - 17:00 saatleri arasında gerçekleştirilen "Programlama Dilleri Savaşı: C++, JAVA, C#" adlı panele katılım beklenenin epey üzerinde gerçekleşti. Galileo salonuna panel için gelen ve sayıları 60'ı geçen katılımcıyı ağırlayabilmek için dışarıdan sandalye servisi yapmak zorunda kalındı.