Paul Graham ESR'den Daha mı Aptal?

0
malkocoglu_3
(BileBlog'dan çevirilmiştir). Paul Graham ESR'dan daha mı aptal? Paul Graham yine zihin özürlü spastik geri zekalı olduğunu ispatladı. Zannediyor ki, bir doğa kazası sebebiyle diğer normâl biberon kullanan Slashdot kullanıcılarından ayrı ve konuşmaya değer birşeyleri var. Adamın aptallığı ve cahilliği şaşırtıcı boyutlarda. Hitap ettiği grup, eğer bu mümkünse, ondan daha fazla yardıma muhtaç. Adamın ve grubun arasındaki simbiyotik ilişkiye bir analoji olarak sadece uç noktada bir şeriatçı imam, ya da aşırı sağcı ve deli, kürtajı destekleyen herkesin bebekleri filan yediğini bir grup ortabatılı (midwest) Amerika'lı beyinsize anlatan evanjelist bir Hristiyan aklıma geliyor (bazı tercümeler kesilmiştir). Nereden başlamalı ki? (sansur)


Bu zat'a göre FireFox IE'den daha iyi çünkü FireFox, programcıların boş zamanında ve dini duyguyla benzer bir yoğunlukta ve inançla geliştiriliyor. Allah allah, bu adam hiç MS'li bir programcı ile konuşmamıs galiba. O adamların da yaptığı işe, PG'nin dışkısına bile bayıldığı ortalama hippie programcı kadar, hatta belki daha fazla tutkuyla bir bağlılığı var. Ve sonuç olarak ticari olarak çıkan ürünlerden, open sores(=yaralar, source ile yapılan kelime oyunu) ürünlerinden gelmekte olan daha iyi destek, daha iyi dokümantasyon ve genel olarak daha iyi profosyonellik mevcuttur. Bunun tersi çoğu zaman doğru olmaz, yoksa birçok ticari atılım open source karşılıkları tarafından tüketilmiş olurdu. Gerçekten de, sosyal kontaktan kaçan ve profosyonelliği artistik duygularına kufür kabul eden bir hobicinin yazdığı ürünü, alternatiflerine tercih etmek, hakikaten seçicinin deli olduğunun bir ispatıdır.

Paul Graham'ın blog'una koyduğu çöplük te hakikaten şaşırtıcı: Bir insan nasıl bu kadar cahil ve gerçek dünyadan habersiz olabilir? Bana profosyonel ve tarafsız bir gazeteciyi verin, her gün averaj bir blog'cudan iyi iş çıkartacaktır. Çoğu blog, insanı rahatsız edici boyutlarda olan bir yetersizlik, bilgisizlik, cahillik ve taraftarlık toplamıdır. Bir işe başlama çıtasını indirmek/rahatlatmak (lowering barrier to entry) o işteki kaliteyi arttırmıyor, tersine düşürüyor. Bazı iyi çıkışlar tabii ki gelecektir, ama çoğunluğun kalitesi kötünün kötüsü olur. Tek tük iyilik için bir sürü çöplüğü tercih edip etmemek üzerinde düşünmeye bile gerek yok.

Bir de adamın yaptığı inanç zıplaması (leap of faith) eylemi de çok hayret verici. Diyor ki eğer open source projesinde çalışıyorsan, yaptığın işi ticari bir projede çalıştıgından daha çok seviyorsun. Bu adam bu kemale erişmek için ne yaptı?

Evde çalışma argümanı da aptalca. Antisosyal toplum kaçakları belki evde rahat çalışabilirler. Evde çalışmanın daha zor olduğu kesindir, çünkü daha fazla disiplin gerektirir, fakat ofis ortamından daha kaliteli işe sebebiyet verdiği bir kesinlik değildir. Tek tabanca koda girişen hacker safsatası bazı işler için yararlıdır, ama üzerine bir iş kurmak isteyebileceğin çoğu şey için yetersizdir.

Gerçekten de ufak bir gerçeklik kontrolünün (reality check) bu konuda bir ispat olması o kadar yeterlidir ki, bu adamın topluma verdiği zarar için şimdiye kadar zincire bağlanıp tımarhaneye atılmamış olması şaşırtıcı bir durum haline gelmektedir. Bana evde tek başına öylesine kodlayan tek hobicilerin başarılı olduğu tek bir open source projesi gösteremezsiniz. Bu iyi bir başlangıç olsa da, bir süre sonra gerçek dünyanın istekleri kendilerini hissettirmeye başlarlar (daha fazla hız, koordinasyon ve açık bir plan) ki bu gereklilikler o en yakın parlak hedeften daha fazla bir vehamet kazanır.

Umarım ki adamın Kral Midas'ın dokunduğunu dışkıya döndüren yeteneği vardır, ki bu zat-ın dediklerini ciddiye alan herkesin de akabetinin o olması zaten kaçınılmazdır. Adamı ciddiye alanlar bence kendilerinden utanmalıdırlar.

Görüşler

0
FZ
Çeviri için çok teşekkür ederim.

Açıkçası hem çeviriyi, hem de özgün halini okudum, belki tarzın, yüzeysel dikkat çekiçi biçimin ötesinde "içeriğe" dair bir şey bulurum diye ancak maalesef pek "içerik" bulamadım.

Çok popüler, başarılı, zeki ve sıradışı adamların bir taraflarının kalkması, bazen saçmalamaları, vs. söz konusu olabilir ya da böyle olmasa bile sırf popülaritelerinden ötürü birilerinin onlara "gıcık" olması da söz konusu olabilir. Öte yandan eğer keskin bir Paul Graham eleştirisi okumak isteyenlere tavsiyem biraz daha "içerik" dolu ve incelikli yazmayı becerebilen daha akıllı ve düzgün bir adamın yazılarını okumaları, misal:

Dabblers and Blowhards (belki birileri de bunu çevirip sevaba girer ;)

Bazı adamlar vardır ki, onların yanında ya da onlara karşıt söz edebilirsiniz ama onlarsız pek fazla söz edemezsiniz, bir şekilde karşınıza çıkarlar, Paul Graham, biraz bu kategoride bir adam diye düşünüyorum ben.
0
malkocoglu_3
Evet, dediginiz iki durum da sozkonusu olabilir. Yaziyi yazan arkadas, aslinda kendisi de oldukca basarili open source programcilarindan, yaygin kullanilmakta olan iki projesi var. Fakat kendisi ticari tarafta da cok aktif bir zat, o yuzden open source'u din olarak ele alanlara biraz kizmakta.

Sahsi gorusum, open source kesinlikle degerli ve katmadeger ureten bir kavramdir. Sadece ticari modelle eszamanli goturulmesi gereken bir seydir, ve ya bu ya oteki seklinde PG'nin bazen yaptigi cikislar, kendi sevdigi modeli yuceltmeye calismasindan ileri gelmekte gibi geliyor... O ruh hali aslinda pek anlasilmaz bir sey degil, matematikci Hardy'nin dedigi gibi, kisinin kendi uzerinde calisitigi konuyu "en onemli" gormesi, bazen kendi verimliligi acisindan onemlidir. Fakat kimse herseyibilir degil, bu yuzden "bu taraftaki kodcular daha mutlu" vs gibi yorumlar gercekle alakasi olmayan sozler haline geliyorlar.

Blog ortami da pismemis fikirlerin daha fazla ortaya cikmasinda bir etken tabii; Bunu BileBlog icin de soyleyebiliriz, orada da her yazilani da dini inancla kabul etmemek gerekir.

Bu sektorde uzun sure calistiktan sonra, olan ilginc bir sey olmaya baslar: Babalar ve idol'ler teker teker yikilirlar. Begendiginiz fikirleri toplayip birlestirmeye baslarsiniz. Fi tarihinde yazdigi dili ve nesnesel tasarim fikirlerini begendigim Bertrand Meyer'i su anda bazi sartlar altinda dusunuyor ve dikkate alirim. Extreme Programming, iyi planlama yontemidir, fakat danismanlik ortaminda fiyatlandirma, vs asamasinda bazi eksikleri var. LISP dili tatlidir, fakat bir turlu kiramadigi bir bariyer var, kurumsal uygulamacilar bazi dilleri istemiyorlar. Dinamik diller prototipleme icin harikadir, fakat artik guclu tiplemenin hata yakalamasina alistik, eger o hatalari derleyici yakalamazsa, ve birim testleriniz ve kabul testleriniz yakalamazsa, bocekler yavas yavas production'a dogru yuruyecektir.





0
FZ
"Free Software"i din gibi görenleri bilirim de, yani bildiğim kadarı ile "Open Source" tabiri doğrudan pragmatik bir tabir, "kodu açın, daha iyi olacak, ey ticari şirketler, idealizmden değil bir dönüşümden bahsediyoruz!..." şeklinde konuşmuyor muydu ESR?

Kurumsal uygulamacılara gelince, sanırım onlar da benzer hataya düşüyorlar, kendi ortamlarını ve teknolojilerini "olabilecek olanın en iyisi" görme hatası (Leibnitz'in "olası dünyalar içinde en iyisinde yaşıyoruz" argümanı gibi, buna karşı Voltaire'in yazdığı Candide isimli romandaki eleştiriler geliyor insanın aklına).

Blog ortamındaki fikirlerin hamlığından ziyade benim kast ettiğim yani işte bir sürü iş başarmış bir adama bakıp: Anlıyor musun beni aptalsın sen aptal, cahilsin, kafan basmıyor işte gerizekalı, ...mı ye! şeklinde demek, daha ziyade bu sözleri sarf edeni komik duruma düşürüyor. Sanırım o adamın tarzı bu:

Is Paul Graham stupider than ESR?
Death to Apache
jakarta style gurus
toilet fishing with JBoss 4.0
AlphaWorks is a scam
I hate you all
JRoller: Continuing a fine tradition of sucking
0
ahmetaa
Bile Blog'un yazari olan Hani Suleiman, Java aleminde oldukca taninan bir kisi. Genellikle yazdigi seyler eglence amacli okunuyor, kendisi de zaten is stresinden biraz kacmak amaciyla bu uslubu kullandigini soylemisti ciddi bir soyleside.

http://www.theserverside.com/talks/videos/HaniSuleiman/interview.tss?bandwidth=dsl

O nedenle tarzini onceden elestrisem de simdi severek okuyorum ;). Kendisi aslinda oldukca tecrubeli ve bilgili birisi, yani hafife almaya gelmez. Ozgur yazilimi din ya da olum kalim meselesi gibi gorenler ve Paul Graham ile fazla yildizimiz barismadigindan bu yaziyi hic yadirgamadim..

sevgilerle.
0
malkocoglu_3
Evet adamin tarzi boyle hakikaten, zaten blog ismi BileBlog kalaylama blog'u gibi bir sey oluyor. Mantrasi "eger kotu soyleyecek bir seyin yoksa, hicbir sey soyleme". :) Bu da diger bilinen bir deyim uzerinde kelime oyunu. Ayrica adamin icinde oldugu AngloSakson fikir yuceltme ya da batirma, kesin cizgilerle dusunme(ya da dusunmeye ugrasma) kulturunun suzgecinden gormek gerekiyor. Mesela: Steve Jobs anlasamadigi bazi adamlara der ki "bu adamin bozo (sersem) biti acik (on)". Ya da Bill Gates begenmedigi bir fikir icin soyle der bazen: "Bu simdiye kadar duydugum en salakca fikirdi (this was the stupidest idea I've ever heard). Bu adamlarin komedyenlerini dinleyin, kulaklariniza inanamazsiniz. Bush, mush falan dinlemezler. En agir politik analiz icinde adama bir tane isim takiverir.

Her neyse..


0
sundance
Ben bu yazının içinde sadece istifra edilmiş kelimeler görüyorum. Bence yazık olmuş çeviri emeğine.
0
Ragnor
Kesinlikle katılıyorum.
0
sundance
Dahası bence Fazlamesai'nin standartlarının altında bir makale. Gösterilen çeviri emeği makalenin içeriğinden çok daha değerli.
0
sundance
"Your blog is fun to read, like Paris Hilton is fun to watch. You tune-in to watch her trip over a pig or play with horse; but at the end of day, will anyone take her seriously? So, have fun, some of us have work to do. "

Bu Bile Blog'dan alınma bir okur yorumu.

"Blog'unuzu okumak eğlenceli, aynı Paris Hilton'u izlemenin eğlenceli olduğu gibi. Onun bir domuza takılıp düşmesini ya da atla oynamasını seyrediyoruz, ama günün sonunda kimse onu ciddiye alır mı? O yüzden siz takılmaya devam edin, bazılarımızın yapacak işi var."
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Gelecek Linux; İnceledik Yorumladık

sundance

Yaklaşık üç-dört yıldır Linux'la ilgilenen, iki yıldır da bizzat kullanan birisi olarak denediğim Linux dağıtımlarının sayısını unuttum diyebilirim.
RedHat 7.2'i ve FreeBSD 4.3'ü beklediğimiz bu günlerde sessiz sedasız Gelecek Linux geçti elime, bakalım bir deneyelim dedim.
İyiki de demişim, bütün Gelecek tayfasının eline sağlık, çok güzel bir çalışma çıkartmışlar ortaya

Tcl´i Sevelim, Sevdirelim..

Necrodome

OSNews, yine bir güzellik yaparak Tcl ekibiyle yapılan röportajı yayınlamış.

Bu tür yazıları okuduktan sonra, şu adresi ziyaret etmek geliyor insanın içinden...

Kolları sıvadık - 1: Her eve VectorLinux!

sundance

Linux şöyle iyi, böyle iyi, şöyle güvenilir, böyle verimli vs. vs. Laf laf laf... Bu sefer dedik ki biraz daha ileriye gidelim ve bakalım bu dediklerimiz ne kadar doğru, Linux ne kadar keyifli, işe yarar bir şey, masaüstünde devamlı çakılıp duran pencerelerimizle nasıl yapsak da karşılaştırsak ve bu projeye için kolları sıvadık

Proje basitçe şu, biz Fazlamesai ekibi olarak, yeni başlayan kullanıcıları baz alarak, evinizde, işyerinizde herhangibir makinanıza, adım adım nasıl Linux kurabilirsiniz, bunu anlatacağız ve her adımda karşılaşılabilen problemleri, bunların çözümlerini burada açtığımız bir forumdan sizlerle paylaşacağız. Ne dersiniz, var mısınız Linux kurmaya ?

New Orleans, Google Map'de

Soulblighter

Google Map, New Orleans için özel bir sekme açarak, şehrin son halini görüntüledi.

Sanat ve Tasarım Odaklı Programlama

arikan

Bugün pek çok sanatçı ve tasarımcı paketlenmiş yazılımlar (Photoshop, Illustrator v.s. Adobe serisi) kullanarak görsel ve işitsel iş üretiyor. Bu yazılımlar onları üreten kişiler tarafından tanımlanmış sınırlarda iş üretilmesine izin veriyor, haliyle bu durum birbirini takip eden banal işler üretilmesine sebep oluyor. Oysa üzerinde çalıştığımız bilgisayara bir araç değil de bir medya olarak baktığımızda pek çok yeni düşünceyle karşılaşıyoruz.