IstSec 2009′da düzenlenecek CTF yarışmasına kayıt olmak için bugün son gün(Aslında FM networkü için kayıtları tekrar açtık).
Siz de kendinize güveniyor ve bu işi yaparım diyorsanız yirmi kişilik "Beyaz Şapkalı Hacker" arasından şık bir Samsung Netbook kazanmak için acele edin.
Siz de kendinize güveniyor ve bu işi yaparım diyorsanız yirmi kişilik "Beyaz Şapkalı Hacker" arasından şık bir Samsung Netbook kazanmak için acele edin.
CTF'e kayıt olmak için ctf@istsec.org adresine bugün saat 16:00'a kadar CTF başlık bir e-posta göndermeniz yeterlidir. CTF şartları ve detaylar için
Sağolsunlar, her türlü lojistik hazırlığı yapmışlardı. Yer olarak seçtikleri alan da oldukça makul ve rahattı. Hatta, Bilgi'den alışık olduğumuz bir kampüs havası da yok değildi. Belki de Google'ın getirdiği akademi ve iş dünyası sinerjisinin diğer firmalar tarafından da desteklenmesinin bir örneği olarak yapılmış bir şey. Kısaca organizasyonda altyapı açısından hiçbir eksiklik hissedilmiyordu. Mehmet Üner'e ve diğer emeği geçen herkese bu açıdan çok çok teşekkürler.
Juri üyeleri olarak, birbirini yüzyüze görmemiş olanlarımız (herkes herkesi tanıyor malum) yüzyüze tanıştılar.
Ardından bir bekleyiş başladı. Hacker'ı beklerken modundaydık. Acaba kimse gelmezse, ya da "ulan yirmi kişi onaylattı, nasıl gelmezler" ve "yahu koskoca -pardon- miniminnacık netbook veriyoruz, yine de niye gelmezler"e kadar birsürü şey konuşuldu.
Sonunda Godot geldi, kendisi Ankara'dan gelen bir lise öğrencisi suretinde bize gözüktü. (okulu kırmış olma ihtimali olduğundan burada ismini açık etmeyeceğiz :).Açıkcası çok da mutlu olduk, bir tek kişi bile katılsa yarışmaya verecez bu netbooku modundaydık.
Etkinliğin hain planlamacısı (mastermind) Huzeyfe, senaryo üstünde son dakika değişiklikleri yaptı bir kaç tane.
Sonra iki kişi daha geldi falan derken altı ekiplik bir grupla çalışmalar başladı.
Onlar penetrasyon testi yaparken tecrübesiz olabilirdi, ama biz juri, penetrasyon testi senaryosu hazırlamanın da ne kadar zor bir şey olduğunu birfiil gördük. Yaptığınız senaryonun hiçbir şekilde patlatılamaz olmasından, gelecek olan insanların bilgi seviyelerine göre, herkesin oradan bir şeyler başardım hissiyle ayrılmasına imkan tanıyacak kadar geniş olmasına kadar çok çeşitli şeyleri düşünmek planlamak gerekiyordu.
Bir taraftan da, arkadaşlarımızın hazırladığı oldukça doyurucu seminerler verildi. Bu seminerlere olan ilgi de beklenenin (en azından benim beklediğimin) kat be kat üstündeydi.
Günün sonunda herne kadar yarışmanın bir tek birincisi olsa da, sanırım herkes kazanmış hissiyle mekandan ayrıldı. Zira, konuşulan konular, kurulan sohbetler çok güzeldi.
Resimler için Mehmet Üner'in bloguna bakabilirsiniz.
http://mehmetuner1.spaces.live.com/blog/cns!5923FBE8B9F30C1A!921.entry