İsrail - Türkiye Girişimcilik Kıyaslaması

0
FZ
IVC'ye göre İsrail'de: 4,563 yüksek teknoloji şirketi, 166 Risk Sermayesi Fonu ve 34 "incubator" varmış. 2005 yılında 1.2 milyar $ yatırım gerçekleştirilmiş.

Hangi alanlarda imiş bu girişimler, anahtar sözcükler nelermiş: yazılım geliştirme, web geliştirme, bloglar, sosyal ağlar, anında mesajlaşma, P2P, web servisleri, Wi-Fi teknolojileri, e-posta servisleri, hücresel ağ servisleri, açık kodlu yazılımlar, etkileşimli TV, VoIP.

Bir an Türkiye'deki durum nasıl acaba diye düşündüm. Çok kısa bir an. Çok kısa... Kaynak: Israil Envy

Görüşler

0
malkocoglu_3
Israil'i diger Ortadogu ulkeleri ile karsilastirmak yanlis olur, cunku Israil, aslinda bir Avrupa ulkesidir. Israil'in kurucu cekirdek grubu Avrupa'dan geldi (Einstein en ciddi destekcisi, itici unlu kisilerinden biridir) ve eski kita'nin aliskanliklarini, birikimini, dusuncelerini beraberlerinde yeni topraklarina getirdiler. Ayrica Yahudi'ler dunyanin neresinde olurlarsa olsunlar, yanlarinda rahat tasiyabilecekleri degerli seyleri edinmeye ozen gostermislerdir (degerli tas, ziynet, nakit, kafada bilgi, vs) bu yuzden bilgi ekonomisine dayali ar-ge konularina yatkindirlar. Ha bir de cok ciddi ABD ile serbest ticaret anlasmalari, senede 10 milyar $'a varan ABD'den aldiklari hibe, savunma destegi, rahat savunma kontraktlarini goz onune alirsak, bugunku hallerini daha rahat anlayabilmis oluruz. ABD ile serbest ticaret, Turkce nasil derler, "boru" degildir. Serbest ticaretin verildigi her ulkenin ekonomisi salaklik etmezlerse kanatlanip ucar. Turkiye'ye bu ayricalik daha taninmamistir. T. Erdogan ABD iken "bizi NAFTA'ya alin" dediginde, anlambilim (semantic) acisindan yanlis yapmis olsa da (Kuzey Amerika Ticaret Ortakligi'nda ne isimiz var), esas olarak iyi olacak bir seyi istemistir.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Polisin Aranan Takibine Teknolojik Destek (ya da vatan sağolsun, vatandaş değil)

FZ

Murat Büke'nin turk.internet.com'daki yazısına göre:
"Bu hafta Ankara'da İstanbul'lu bir firmanın düzenlediği bir toplantıya katıldım. Toplantı sırasında öğrendiğim ilginç bir ayrıntı, İstanbul'dan Ankara'ya gelen firma elemanlarından birisinin, askerlik işlemlerindeki sorun nedeniyle gece otelinden alınarak emniyete götürülmesiydi.

Bunun nasıl olduğunu araştırdım. Öncelikle artık belli başlı otellere giriş esnasında alınan müşteri kaydı sırasında mutlaka TC kimlik numarasının da istendiğini öğrendim. İşte otellerle, emniyet arasında kurulan ilişki sayesinde bundan böyle arananlara kaçma şansı yok.
Yazar, epey etkilendiğini anladığımız sistemle ilgili şu şekilde devam ediyor:
Söz konusu sistem, yazılım ve donanımla birlikte toplam 270 bin dolara mal olmuş. Türkiye’de 8 aydır aralarında Ankara, Malatya, Gaziantep, Kayseri gibi illerin bulunduğu 15 ilde pilot olarak uygulandığı belirtiliyor. Sorgulama sistemi, 10 Ocak tarihinden sonra tüm Türkiye’de uygulanmaya başlayacak. Projeyi gerçekleştiren Softeb Yazılım şirketi yetkilisi Bedirhan Deniz, projenin sağlıklı işlediğini belirtti.

Ve yazar müthiş bir paragrafla yazısını bitiriyor:

Bizden de beterleri var ya da Komşi Sapıttı II

sundance

ZDNET`in haberine göre Yunanistan`da her türlü elektronik oyunun, toplum içinde ya da özel olarak oynanması yasaklanmış (1 Nisan değil di mi bugün ?)

\r\r\r\r\r\r \r\r\r\r\r\r Newsforge`un\r\r\r\r\r\r yayınladığı haberde Counter Strike oynadığından dolayı tutuklanan birisinden bahsediliyor. Sözkonusu kararın alınmasının temel sebebinin, bir parlamento üyesinin TV`de seyrettiği bir haber programında, yasadışı kumar oynatılan elektronik cihazları görmesi ve buna karşı kampanya açması ile başladığı söyleniyor.

\r\r\r\r Ya bunlar elektronik oyunların ne olduğunu bilmiyorlar, ya da bizim RTÜK yasasına özendiler :)

CD'sinin mi? CDsinin mi? Yoksa sidisinin mi?

sundance

Bir önceki haberde haberi yazan arkadaşımızın "Ben sidisinin yazmıştım, CDsinin diye yanlış olarak değiştirilmiş" demesi bayağıdır yapmayı düşündüğüm bir araştırmayı tetikledi. Zira genel kullanım "CD'sinin" olmasına rağmen, "CDsinin" ve hatta "CD sinin" yazanlar bile var (sidisinin lafını ilk kez duydum ama) Bunun üzerine, bu konuyu biraz araştırdım.

Bulabildiğim en iyi kaynak, Prof. Dr. Şükrü Halûk AKALIN 'ın Yabancı Kökenli Bilişim Terimlerinin Yazılışları makalesi. Bu makalede halihazırda yabancı dildeki kısaltmaların sonuna Türkçe ek geldiğinde bu ekin nasıl yazılacağı ile ilgili net bir kural bulunmadığı, fakat en yakın kullanımın CD'sinin şeklinde, yabancı dildeki isimlere Türkçe ekler gelmesindeki (Nice'li, Bordeaux'lu gibi) kullanım olduğu belirtiliyor. Yazıda bu konudaki birçok karmaşaya da açıklık getirilmiş.

Bilgisayar, Emek, Hakkını Aramak ve Organize Olmak Üstüne

FZ

Üyesi olduğum cember.net'in Bilişim / Internet forumunda üyelerden biri "ne olacak bu bilgi teknolojileri çalışanlarının hali, verilmeyen fazla mesaileri, sömürülmesi, organize olamamaları, baskı grubu oluşturamamaları, 'bilgisayarcı' diye ne idüğü belirsiz bir kategori altında karman çorman ilerleyen düzen..." konulu bir yazı yazınca ilginç bir tartışma başladı.

Usta bir felsefeci ile hayat,bilgelik, anti-depresanlar ve akademisyenlik üstüne

FZ

Ülkemizin tanınmış felsefecilerinden ve bilim felsefesi, bilgi teorisi, felsefe tarihi, ahlak felsefesi üzerinde uzmanlaşmış araştırmacılarından, ODTÜ Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet İnam kendisiyle yapılmış son röportajlardan birinde pek çok konudan, her zamanki sıradışı ve çarpıcı üslubuyla bahsediyor.

İnam'ın değindiği konular arasında bilge bir adamın neden fırlama olması gerektiği, akademisyenliğin hiç bilgece bir iş olmadığı, şeytanla konuşmanın nasıl bir şey olduğu, ODTÜ gençliğinin büyük bir kısmının neden bunalıp anti-depresan kullanmaya başladığı, Platon'dan bugüne memleketinin halinin ne olacacağının neden bir türlü karara bağlanamadığı gibi şeyler var.

Zaman zaman FM'de girdiğimiz tartışmalar bağlamında da pek çok şey çağrıştırabilecek, güzel ve eğlenceli bir yazı.