Genç Beyinlere Dönüş İmkanı

0
FZ
Türkiye'nin beyin göçüyle yurtdışına kaptırdığı yetenekli bilim insanlarını geri kazanma yolunda umut verici gelişmeler yaşanıyor. AB Komisyonu'nun 'Araştırmacıların Dolaşımı' ve 'Kişiyi Destekleme Özel Programı' fonları sayesinde son üç yılda, dünyanın saygın üniversitelerinde çalışan yaklaşık 40 Türk yurda döndü.
Bu bilim insanlarından biri Yard. Doç. Dr. Selim Aksoy. Aksoy, ABD'de Washington Üniversitesi'nde 'Bilgisayarla Görme-Örüntü Tanıma' konulu doktora tezini tamamlamasının ardından özel bir şirketin Ar-Ge bölümünde ABD'nin NASA, Kara Kuvvetleri gibi kuruluşları için projeler yapmaya başlamıştı. Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim üyesi Aksoy, TÜBİTAK'ın bilgilendirmesi sonucu öğrendiği AB fonları yardımıyla Türkiye'ye döndüğünü belirtti. Türkiye'de araştırma geliştirme olanaklarının arttığına işaret eden Aksoy, "Türkiye'de bulunmaktan memnunum. Türkiye'de insan gücüne hem akademisyen hem de öğrenci anlamında çok fazla ihtiyaç var" diye konuştu.

Devamı: Radikal

Görüşler

0
memisko
Gelmelerini sağlayan AB'nin sağladığı kaynak, kaynağın adı da "Araştırmacıların Dolaşımı" olunca; "Türkiye'nin bu kişileri geri kazandığı" kısmı pek inandırıcı gelmiyor bana. Malesef geldikleri gibi gidebilirler. :(
0
FZ
Peki burada oldukları sürece faydalı mı olurlar bu topluma, yoksa zararlı mı?
0
memisko
Hangi topluma? AB toplumuna faydalı olacağı kesin. Çünkü AB fonları yine AB'nin belirlerdiği şekilde kullanılabiliyor. Tıpkı Dünya Bankası fonlarından faydalanmak isteyen kalkınmakta olan ülkelerin ihaleleri DB'nin istediği şartları taşıyan şirteklere(bu şartlar nedense yurt dışı merkezli ya da çok uluslu şirketlere daha çok uyuyor) vermek zorunda kaldıkları gibi.
0
FZ
Türkiye'de çalışan Türk bilimcilerin buradaki varlıklarının yokluklarına kıyasla daha kötü olduğunu mu iddia ediyorsunuz? Yani ABD yahut AB'deki üniversitelerde çalışmak yerine Türkiye'deki üniversitelerde çalışıyor olmaları aksi duruma göre daha mı kötü sizce? Bunu mu demek istiyorsunuz?
0
memisko
100 birimlik fonu elde edebilmek için 200 birimlik masrafa girilir veya elde edilecek sonuç AB ülkelerinden birinde patentlenir, o da olmadı bu bilim adamları da tüm bilgi birikimleriyle tekrar başka bir ülkeye giderse, o zaman nerede çalıştıklarının Türkiye'ye yararı olmayacaktır.
0
Zebani
Zararlı olurlar. Güzel güzel çalışan bu sisteme(!) çomak sokarlar (ki bence en iyisi) ya da kendileri sistemin adamı olurlar(bu durumda dönmelerinden, dönmemeleri daha hayırlı)!
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

YÖK Onayladı: Jeodezi Bölümüne Gir Bir Sene Sonra Tıp Fakültesine Geç

FZ

Türkiye'de iyi şeyler de oluyor gibi klişe bir başlık atmayalım ama en azından şunu diyelim: Türkiye'de enteresan şeyler de oluyor. Ne gibi? Hemen bir alıntı:

Buna göre, 2008’de İstanbul Üniversitesi’nin herhangi bir bölümüne girmiş bir öğrencinin, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne geçmek istemesi durumunda, o yıl sınavda aldığı ilgili puanın, aynı yıl en düşük puanla öğrenci alan (Kafkas Üniversitesi) Tıp fakültesine en alt sıradan giren öğrenciden fazla olması gerekecek.


Uzun lafın kısası Sabancı Üniversitesi'nde 10 yıldır uygulanan ve çilekeş üniversite sisteminden farklı olarak öğrencilere özgürlük sağlamayı hedefleyen, onlara üniversiteyi kazandıktan sonra kolayca bölüm değiştirme imkanı tanıyan düzenleme totaliter, baskıcı, merkeziyetçi ve hemen her sene protestolara maruz kalan YÖK tarafından önce rahatsız edici bulundu ama en sonunda kabul edildi. Artık benzeri sistem diğer üniversiteler tarafından da uygulanabilecek çünkü YÖK buna onay veren bir yönetmeliği nihayet çıkardı.

Neden Yazmıyoruz?

conan

Yine araştırıyorum, yine bakınıyorum. Bir iki döküman okumam lazım. Ama her sey İngilizce, Fransızca, Almanca, Japonca, Çinceeeeee YEEETEEERR... Neden anadilimde teknik döküman bulmakta zorlanıyorum? Biz neden yazmıyoruz? Bizim neden mini mini pdf'lerimiz, ps'lerimiz, html bundle'larımız yok? Mesela .NET üzerinde bu kadar konuşup da, bu konuşmalardan çıkardıklarımızı neden bir paperda toplayamıyoruz? Veya neden gördüğüm her Türkçe döküman birşeyleri ayarlamak üzerine sadece? Neden bir şeyleri araştırıp, bir sonuca varıp, bunu Türkçe yayınlayan insan sayısı bu kadar az?

Bilgisayar Atıklarından Sanat Eseri

FZ

Kullanılmış disketler, bilgisayar kasaları, vs. sanat eseri oldu. Sanatçı ROŞ'un (Rukiye Onurel Şimşek) bilgisayar atıklarından yararlanarak yaptığı eserler, 11 Kasım'a kadar İTÜ Taşkışla'daki Deneme Bilim Merkezi'nde sergilenmeye devam edecek.

Vatandaşını Unutan Bilişim Sektörü

FZ

Radikal´in bilişim yazarı Serdar Kuzuloğlu Türkiye´deki bilişim sektörüne ateş püskürmeye devam ediyor:

``Bu köşeden yaklaşık bir yıldır, Technology Channel ekranındaki Technosohbet programında da haftalardır soruyorum (aslında sorguluyoruz): Türkiye'deki bilişim sektörü temsilcileri topumuzu aldatıyor olabilir mi? Dünyanın en büyük işlemci üreticisi ülkenin en büyük yerel bilgisayar markalarından biriyle bir olup bilgisayarlaşma oranına katkıda bulunmak için bir kampanya yapıp 5 (yazıyla beş) bilgisayar verebliyorsa, TÜBİSAD adıyla bilinen Türkiye Bilişim Hizmetleri Derneği'nin yönetim kurulunun çoğunluğu yabancı (Onlar da Amerikan. Uluslararası diyemiyorum bile) bilişim şirketlerinden oluşuyorsa aklıma ister istemez bunlar geliyor. Sizin gelmiyor mu?´´...

``Bilişim odaklı sivil toplum kuruluşlarının yaptıklarını burada uzun uzun anlatmak isterdim, orada da tökezliyor elim kolum. Bilgisayar okur yazarlığını geliştirme adı altındaki girişimler ücretsiz Microsoft kursuna dönüyor. Kimileri öte yanda kuraldı, kanundu, düzenlemeydi kaptırmış gidiyor. Şu anda derdi bilişim olan sivil toplum kuruluşlarının bu ülkeye ait bütün hayalleri gerçekleşse biz sıradan vatandaşların eline ne geçecek biliyor musunuz? HİÇ!´´...

MSN'de 3. Hotmail'da 6. Yazılım Geliştirmede Kaçıncı?

anonim

Microsoft, Antalya Kemer'de düzenlediği basın toplantısında Türkiye'de 14.4 milyon MSN Messenger kullanıcısı, 10.2 milyon Hotmail kullanıcısı olduğunu belirtmiş. Bu değerlerle Türkiye, MSN Messenger'da dünya üçüncüsü, Hotmail kullanımında ise dünya altıncısıymış.

Toplantıda Microsoft tarafından Türkiye bilişim pazarı konusunda açıklanan veriler ise oldukça ilgi çekici. Türkiye bilişiminin 4.4 milyar dolarlık Pazar pastası incelendiğinde Türkiye pazarının yarıdan fazlasının (2,36 milyar dolar, %54) donanıma ayrıldığı görülüyor. Yazılıma ayrılan pay ise yüzde 14 civarında (617 milyon dolar) kalıyor. Pastanın kalan kısmı ise (1,4 milyar dolar, %32) servisleri kapsıyor. Teknoloji kullanımında gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye’nin hala donanım konusundaki açıklarını kapatmaya çalıştığını ve yazılım ve hizmetlere gereken payın verilemediği ortaya çıkıyor.