Fare beyninde insan nöronları...

0
anonim
Araştırmacılar, 14 günlük fare ceninlerinin beyinlerine yaklaşık 100 bin insan cenini kök hücresi yerleştirdi. Fareler, beyinlerinde binde bir oranında insan hücresiyle dünyaya geldi. İnsan kök hücreleri, nakil işleminden iki ay sonra beynin değişik bölgelerinde yerlerini aldı. Bu insan nöronlarının, nakil işleminin üzerinden 18 aygeçtikten sonra da normal elektriksel faaliyete sahip olduğu belirlendi.
Amerikan Bilimler Akademisi’nin yıllığında yayımlanan makaleye göre, ABD’li ve Japon bilimadamlarının elde ettiği sonuçlar, beynin gelişimi ve parkinson gibi insanlara özgü beyin hastalıklarının incelenmesi bakımından çok yararlı bir hayvansal örnek oluşturulmasını sağlayabilecek.

Araştırma ekibine başkanlık eden Fred Gage, daha önce de insandan alınıp fare beynine nakledilen kök hücrelerin beyin hücresi olarak geliştiğinin tespit edildiğini hatırlattı ve kendi yaptıkları deneylerin, bu hücrelerin normal şekilde çalıştığını ilk kez gösterdiğini belirtti.

Önceki deneylerde, insan hücreleri ya tümör geliştirmiş ya da farelerin bağışıklık sistemince reddedilmişti. Son araştırma ise bu hücrelerin tamamen operasyonel olduğunu gösterdi.

Fareler, genetik bakımdan insana yüzde 97.5 oranında benziyor.

Kaynak:Ntvmsnbc

Görüşler

0
kocak
Daha zeki fareler mi göreceğiz artık?Fena da olmaz hani sabah kalktığınızda size kahve hazırlayan bir ev faresi kulağa ilginç geliyor.
0
anonim
eki fareler demişken benimde aklıma otostopçunun galaksi rehberi geldi nedense :)
0
loker
Hayatımda duyduğum en iyimser espri... Yani beyin sahibi olmak, zeki olmak anlamına gelseydi... Nerdee..........
0
FZ
Kasparov'u yenen bir yazılımda sizinle derin felsefi bir tartışmaya girmek gibi bir işlev mevcut değildir. Bir nevi futbol maçı yapan bir robot sizinle GO oynayabilecek durumda değildir, bunun için çok ciddi dışsal bir tasarım çabası gerekir. 16 yaşında bir otistik belki size 8 basamaklı bir sayının asal olup olmadığını bir çırpıda ve doğru olarak söyleyebilir ama yıllardır yaşadığı ve gezindiği şehrin orta yerine bıraksanız tek başına eve dönemeyebilir.

Spekülasyon serbest tabii ancak Douglas Adams romanlarını ve esprilerini bir kenara bırakacak olursak problem çözme becerisi, çevreye uyum sağlamak ve hatta çevreyi dönüştürmek için alet tasarlama ve üretme becerisi için görebildiğimiz kadarı ile beyin gerekiyor. Yunuslar, balinalar, şempanzeler de o beyin dediğimiz şeye ihtiyaç duyuyorlar hayranlıkla incelediğimiz yeteneklerini uygulamak için. Beyin tek başına bir organ olarak elbette yeter değil, gerek koşul. Yani olmazsa olmaz, olursa ve başka şeylerle bir araya gelip etkileşime girerse, o zaman belki...
0
loker
Ben basitçe beyni olan düşünebilseydi, bazı yorumları görmezdik falan babında demiştim ama :-p
0
sundance
Saldırgan olmadan ;) beynin düşünmeye yetmediğine katılıyorum. Hatta daha kötüsü beynin olmasının belli bir miktar zekaya tekabül ettiğine dair de bir yanılsama var...
0
bach
Bura da konuyla ilgili: http://www.newscientist.com/channel/health/mg18825303.500.html
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

İTÜ Vakfı Bilim Ödülü 2007

anonim

İTÜ Vakfı'nın 1995'ten beri her yıl verdiği bilim ödülü başvuruları başladı. 2007 yılı ödülü Temel Bilimler ve Mühendislik Bilimleri alanında seçilecek bir yapıta verilecek. Son başvuru tarihi 15 Şubat 2008. Ayrıntılı bilgi: http://www.ituvakif.org.tr

Ödülün değeri 10.000 YTL olup yalnızca bir kişiye verilmektedir. Ödülün duyurusunun yapıldığı afişe ise buradan ulaşabilirsiniz.

6 Milyon Dolarlık Adam

anonim

Yaşı biraz ileri olanlar bu diziyi hatırlayacaklardır. Ve o gün geldi sayılır. Ntvmsnbc'de yer alan habere göre ABD’de kaza sonucu kollarını kaybeden bir kişiye, düşünerek hareket ettirebildiği biyonik kollar takıldı.

Jesse Sullivan, yapmak istediği her hareketi beyninden giden komutlarla birkaç saniye içinde, 360 derece dönebilen, yapay eline yaptırabiliyor.

eNTERFACE '07: Bilgisayarlarla İnsanca Etkileşim İçin

FZ

Avrupa Birliği 6. Çerçeve Programı'ndaki SIMILAR projesinin son durağına gelecek sene Türkiye ev sahipliği yapacak.

Deneyimli, yol gösteren araştırmacılar, doktora öğrencileri, yüksek lisans ve lisans öğrencilerini bir araya getirecek, yaklaşık 1 ay boyunca geceli gündüzlü ve somut teknolojiler üretmeye yönelik olarak düzenlenecek yaz çalıştayı eNTERFACE '07 16 Temmuz - 10 Ağustos 2007 tarihleri arasında Boğaziçi Üniversitesi'nde düzenlenecek.

Erdal İnönü: "Üniversitelere yatırım olursa büyük buluşlar çıkar."

sametc

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nin düzenlediği ‘Nasıl bir Üniversite’ konferansında bir konuşma yapan Prof. Dr. İnönü, “Türkiye’de üniversitelerin meslek eğitimi veren kurumlar olarak görüldüğüne” işaret ederek, “üniversitelerin asıl görevi ise araştırma yapmak” dedi.

http://www.ntvmsnbc.com

Dikkat burada tehlikeli artıklar gömülüdür!!!

anonim

`Evrensel` yaygınlıkta kullanılan ve hayatı önem taşıyan mesajlar vermeye çalışan işaretler beynimize çeşitli sebeplerden dolayı kazınmıştır. Yüksek gerilimin `yıldırımı`, biolojik tehlikenin hiçbirşeye benzetemediğim işareti, radyasyonun `3 yapraklı yöncası` (meleğe bile benzetenler var)... Pictogramlardan hayatı tehlike taşıyan en tanıdıklar bu linkte var.

Şu andaki kültürel düzeyin kaybolmadığını, uygarlığın gerilemediğini ve varolan düzenin bozulmadığını kabul edersek bu işaretler çoğu zaman görevlerini yerine getirecek, insanları en azından uyaracaktir.

Ya öyle olmassa? Uygarlık yokolursa, değişirse, bu uygarlığa ait olmayan birileri(!) gelirse? Bırakın magra adamını, 1900 lerden önce herhangibir kimsenin bu işaretleri anlayamacağını(belki kurukafa ve kemiklerin iyi birşey olmadığı kanısına varabilirler) düşünürsek bu işaretler alternatif zamanlarda hiçbir ise yaramayacaktir.

Amerika da nükleer artıkların depolanması için Yükka Dağının adeta içine, 700 metre derine inşaa edilen WIPP(Waste Isolation Pilot Plant) tesislerin enazından önümüzdeki 10000 yıl boyunca içinde barındıracağı ölümcül tehlikelere karşı dış dünyayı zaman, uygarlık, kültür ayrımı yapmadan uyaracak işaretler bulmak çok kolay değil.