Intel Mi? AMD Mi? Yoksa Kuantum Bilgisayar Mı Alsak?

0
anonim
Bu gün LKD-Sohbet listelerine düşen bir ileti ilginç bir gelişmeyi haber veriyordu. Bugüne kadar yalnızca deneysel olarak kullanılan ve daha ziyade kuantum şifreleme amacıyla geliştirilen kuantum bilgisayarlar yerlerini ticari varislerine bırakıyor görünüşe göre.
Kuantum bilgisayarlar aynı kuantum mekaniği gibi var olan bakış açılarını yıkacak. Örneğin klasik yaklaşımda bir veri dizisinde istenilen sonuç bütün veriler teker teker kontrol edilerek aranırken kuantum bilgisayar modelinde bütün veriler tek bir çevrimde kontrol edilebilecek ve çevrimin sonunda geriye yalnızca doğru olan sonuç kalacak. Daha basite indirgemek için elinizde en azından bir kaç trilyon çekirdeği bulunan bir bilgisayar düşünebilirsiniz.

Ancak şu anda kuantım bilgisayar klasik modellerden sonsuz kat değil yalnızca birkaç bin kat daha hızlı çalışıyor. Örneğin yakın zaman da tanıtımı yapılan bilgisayar NP-tam problemlerin (bu problemin en çok bilinen örneklerinden biri gezgin satıcı problemidir) optimal çözümünü birkaç saat çevriminde hesaplayabiliyor. Oysa bu işlem klasik bilgisayarlar için binlerce saat çevirimine mâlolur.

NP-tam problemler bilgisayar bilimleri derslerinin klasik ödevleri olmakla kalmayıp, veri tabanı aramaları, patern eşleme gibi algoritmalarla günlük hayatta çokca kullanılan yapılardır.

Detaylı bilgi ve asıl haber için buraya bakabilirsiniz.

Editörün Notu: FM'de kuantum bilgi işlem ile ilgili daha önce çıkmış haberlere göz atabilirsiniz: [1], [2], [3], [4], [5], [6], [7].

Görüşler

0
yilmaz
Kuantum bilgisayarlar büyük asalların hesaplanmasınıda kolaylaştıracaklar. O zaman kriptolojiye yeni bir bakış açısı gerekecek.
0
faraklit
Orion 16qubitmiş ve hızı standart bilgisayarlarla aynıymış. Seneye 1000qubitlik bilgisayarı yapmayı planlıyorlar; asıl fark o zaman ortaya çıkacak..
0
tongucyumruk
Bahisler açıldı. Sizce Debian GNU/Linux'un bu platformu desteklemesi ne kadar zaman alır?

Benim tahminim: Unstable 2 hafta, Stable 4 yıl...
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Bilginin Eskisi Makbul

anonim

ABD'de çalışan Türk Prof. Olgaç, eski bilgiyle daha doğru karar alınacağını matematiksel olarak kanıtladı. Buluş pek çok alanda bir devrim niteliğinde.
ABD'nin Connecticut Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Nejat Olgaç'ın, doktora öğrencisi Rıfat Sipahi'yle çalışmaları sonucu yaptığı 'Gecikmeli sistemlerin stabilizasyonu' adlı buluşun, başta bilgisayar olmak üzere, savunma ve üretim makineleri teknolojilerinde büyük yeniliklere yol açacağı ortaya çıktı.
Yüksek hızlı veri şebekesinin internetin ruhunu teşkil ettiğine değinen Olgaç, "Buluşun bu alana aktarılmasına çalışıyoruz. İnternet teknolojisine aktarılırsa, veri akış hızı bugünküyle ölçülemeyecek kadar hızlanacak" dedi.
Ayrıntılı bilgi Radikal gazetesinde.

Sesiniz Sizi 30 Saniyede Ele Veriyor

FZ

İzlenimler yanıltıcı olabilir ama İsrailli araştırmacı Dr. Yoram Levanon bir kişiyi 30 saniye dinleyerek onun hakkında muazzam bilgiye sahip olabileceğini belirtiyor.

Ortağı Dr. Lan Lossos ile birlikte geliştirdikleri insan sesini analiz etme yöntemiyle 30 saniyelik ses kaydına bakarak konuşan kişinin temel kişiliğini, sevdiklerini, sevmediklerini ve gelişimsel bir bozukluğu olup olmadığını söylemenin mümkün olduğunu belirtiyorlar.

Bilim Haritası

RoR

Disiplinler arasında nasıl bir ilişki mevcut, yada ne oranda? Bu sorunun cevabı ilk olarak Amerikan Sandia Labaratuvarlarından, Mühendis Kevin Boyach, Richard Klavans ve Brad Paley tarafından bir yazılım ile incelenmiş.

Cumhurbaşkanı Bir Matematik Sorusuna Takılırsa...

FZ

Piref. H. Ökkeş'in Cumhuriyet Bilim Teknik ekinin 8 Ocak 2005 tarihli yazısından:

Çok garip: Matematik Dünyası adlı derginin 2004-III sayısı da çıkmış. Nasıl oluyor da halen çıkabiliyor bu dergi, anlamak mümkün değil. Üstelik satışı 10 bin dolayında (Bir önceki sayı 9 bin satmış). Ben batar derken, dergi sürekli yükselen bir grafik çiziyor. Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın sarsılması gerek bu başarı karşısında.

Dergiyi çıkaranların aklı fikri başka çalışıyor. Ne üniversite piyango sınavlarını, ne lise müfredatını, ne okullardaki kötü eğitimi umursuyorlar. Ne manken ne de şarkıcı resmi var dergide. Umut satmıyorlar, falcılık yapmıyorlar. Kimseyi de korkutmuyorlar. Dergiyi çıkaranlar matematiğe su katmadan, sulandırmadan yapıyorlar, yapacaklarını. Yazarlar farkında değiller ama dergiyi sulandıran tek bir köşe var: O da bana ait, son sayfadaki "Konik" köşe! Herhalde okurlar o sayfaya bir türlü gelemiyorlar. Çünkü oku oku bitmiyor dergi. Matematik Dünyası'nı 6 ay sonra da açıp okuyabilir insan, 60 yıl sonra da. Kızlar artık çeyizlerine koyuyorlarmış bu dergiyi. Erkekler ceplerinde dergiyle dolaşınca şansları açılıyormuş.

Şimdi herkesi daha da şaşırtacak bir olaydan söz etmek istiyorum.

Güney Kore’de Bilim Skandalı

Zebani

Kopyalama yoluyla insana ait kök hücre elde ettiğini açıklayan G. Koreli bilim adamı Hwang Woo-suk'un çalışmasının sahtekarlık içerdiği anlaşıldı.

Bir bilimcinin hırsı nelere yol açabiliyor. Bir bilimci böyle büyük bir yalanın farkedilmeyeceğini nasıl düşünür?

Bu yalanın farkedilmemesi çok daha ilginç olurdu herhalde. (Tabii biz bu ilginçliğin farkında olamazdık.)

Düşünsenize Newton yapsaydı aynı sahtekarlığı... :)