Eskiden de bilgisayarlar varmış.

0
larweda
1969 yılında Apollo 11`i aya indiren de bir bilgisayardı. Aslında herkes Neil Armstrong`un "Bu benim için küçük ama insanlık için büyük bir adım." sözünü bilir. Ama Apollo 11`in iniş rutinlerini hesaplayan bilgisayar da kontrol bilimi açısından çok küçük ama büyük bir adım niteliğinde.
Apollo 11`in (daha sonra Apollo 12`de de kullanılmış) "Luminary" adı verilen uçuş yöneticisi, yaklaşık 300 kişilik, o zamanın kriterlerine göre dev bir bilimadamı ordusu tarafından geliştirilmiş. (Programcı demiyorum, nedeni birazdan anlaşılacak) Bu 300 kişi, bu programı MAC denilen (MIT Algebraic Compiler), bilgisayar sektöründeki ilk yüksek seviye programlama dillerinden biriyle yazmış, daha sonra bunu elle (evet, bariz bir şekilde üşenmeden kağıt ve kalemle) makina diline derlemişler, (Kimbilir kaçyüzbin kere) ve sonra da programı silicon chip üzerine işlemişler. Zaten o zaman disket, CDROm filan da yokmuş, her şeyi delikli kartlar üzerinde saklarlarmış.

Kullandıkları donanım 36K 14-bitlik hafıza modülü (bugünün dilinde 63 kB yapıyor. Aşağı yukarı bizim hard disk dediğimiz şeye denk düşüyor, her ne kadar biz şööle temizinden bi 20 Gig olmazsa burun kıvırıyoruz ama!) Bunun 2K 14-bit'i (yaklaşık 3,5 kB) silinebilir-yazılabilir hafızaymış. (Bu da bugünün dilinde ram'e denk düşüyor, bunda da 64MB'den aşağısı kurtarmıyor biliyorsunuz!) Luminary'nin yaklaşık işlem hızı 43 kHz civarında. (Bu konuda karşılaştırma bile yapmıyorum.)

Adamlar 30 yıl önce bööle bi makinayla aya gitmişler, bugün o adamların programcı torunları 3 defa açılıp kapanınca çakılmayan bi işletim sistemi yazamıyolar. (Dayanamadım yaptım bu geyiği..) Daha detaylı bilgi için, Luminary`nin geliştiricilerden biriyle yapılan bir makaleye göz atmak istersiniz, o da burada.

İlgili Yazılar

Pentium´un Sahte MHZ´leri!!!

Evil_Empire

Pentium 4'ün yavaş kalmasının sebebi pipeline sayısının iki kat olması sonucu tahmin algoritmalarının işleri biraz karıştırması. Ayrıca MHZ bazındaki aldatmaca.

Compaq kabuk değiştiriyor, Intel palazlanıyor

larweda

Efsanevi Alpha mikroişlemci mimarisinin üreticisi Compaq "Big Q", 2004 yılı itibariyle tüm Tru64 Unix, OpenVMS ve NonStop işletim sistemli sunucu ürünlerini Intel Itanium tabanlı olarak sunacağını, 2004 yılına kadar da elindeki Alpha mimari teknolojisini ve işgücünü Intel`e devredeceğini açıkladı. Bu sayede Compaq artık mikroişlemci tasarlamaktan vazgeçip tamamen sunucu ve servis pazarına yönelirken Intel de rakipleri AMD ve Transmeta`ya karşı 64-bitlik Itanium mimarisinin gelişimini hızlandırarak büyük bir avantaj sağlamış oluyor. Öte yandan da yıllardır süregelen Intel - Microsoft evliliğine de yeni bir kuma geliyor. Hem de genç taze bir gelin yerine tecrübeli ve oturaklı bir ortak bu.

Konu hakkında The Inquirer`ın haberi, Compaq ve Intel`in duyuruları.

İlk USB Tabanlı GNU/Linux Veri Toplama Cihazı

anonim

USB ve linux'un artılarını bünyesinde birleştiren bu veri toplama cihazı, USB kullanan ilk veri toplama cihazı özelliğini taşıyor. Stirling Üniversitesi, INCITE grubu tarafından geliştirilen bu cihaz, USB'nin avantajlarını kullanarak kullanıcıları için birçok kolaylık sunuyor. Detaylar için http://www.linux-usb-daq.com/

Dünyanın en küçük kişisel bilgisayarı Space Cube yenilendi

robmind

Japon firması Shimafuji, dünyanın en küçük kişisel bilgisayarı olarak sunulan Space Cube sistemini yenilemiş durumda. Bilgisayar, sadece 52 x 52 x 55mm boyutlarında minik ölçülerde. Bu küçük kasanın içinde NEC firması üretimi VR5701 serisinden 300MHz hızında bir işlemci ve 64MB SDRAM bellek var. Sistem dahili olarak 16MB flash bellek içeriyor, kapasite ayrıca Compact Flash kart takılarak arttırılabiliniyor. Kasanın üzerinde USB, Ethernet, Compact Flash kartı slotu, 1024x768 çözünürlükte VGA çıkışı, seri port, dijital ses çıkışı ve mikrofon girişi var. Devamı: http://sineklimeyhane.blogspot.com

Garibanın Wireless Projesi!

sundance

Son zamanların gözde konusu wireless ağlar ilginizi mi çekiyor? İki sokak ötedeki arkadaşınızla wireless bağlantı kurmak mı istiyorsunuz?

Bunun en kolay yolu, yaklaşık $100-$150 değerinde çekim gücü yüksek bir wireless kart almak.

Fakat kim buna bu kadar para ayırır ki? Bir usb wireless adaptör alıp, kendi antenini yapmak ve belki de kilometreler ötesi ile iletişime geçmek varken.