Makalenin benim en çok ilgimi çeken kısmı (ki daha tamamını okumadığımı itiraf edeyim) ikinci bölümün başı.
CypherPunk'lar, 1992 yılının sonlarına doğru San Fransisco Körfez Bölgesi'nde, bazı beyinlerin biraraya gelmesi sonucu ortaya çıktı. Kurucuları, Eric Hughes, parlak bir Berkeley matematikçisi; Timoty C. May; o zamandan zengin; Intel'deki bilim insanlarının şefi olarak görev yapmış ve otuzdört yaşında emekli olmuş biri; John Gilmore; bir başka -çoktan emekli ve zengin bilgisayar bilimcisi- ki bir zamanlar Sun Microsystemsın beş numaralı adamı ve siberuzay özgürlük hareketi Electronic Frontier Foundation'ın kurcularından.
[Sundance Notu: Internetin en eski 12. domaini olan Sun.comun 1 Haziran tarihinde devre dışı kalacağını duymuş muydunuz? Belki birazdan duyarsınız :) ]
Bu kişiler, her ay Gilmoreun ofisinde toplanan küçük bir grup kurdular. İlk toplantılardan birinde Mondo 2000in editörlerinden biri Jude Milhon, ekibe cypherpunk (şifreciserseriler), diyerek yüksek teknolojiye sahip, düşük yaşam formlarını (garibanları) tanımlayan cyberpunk akımına gönderme yaptı. Ve isim tuttu. Kısa sürede, aktif bir mail listesinin ismi halini aldı, 1994 yılında 700 üyeye sahip bu liste, 1997 yılına gelindiğinde yaklaşık 2000 üyesi ve günde birkaç yüz mesaj trafiği ile oldukça büyümüştü. Bir yandan da farklı bir altkültür gelişti - aslında cypherpunk romanlar çoktan piyasadaydı SnowCrash, Cryptonomicon, Indecent Communications hatta cypherpunk pronu, Cryptic Seductions bile vardı. Hatta kabaca belirlenmiş bir cypherpunk kıyafeti bile ortaya çıkmıştı; geniş siperlikli siyah şapkalar bu tarza işaret ediyordu. Daha da önemlisi; bu bir politik-ideolojik seferi tanımlıyordu.
Wikileaks ve kurucusu Assange hakkında birçok makale yazıldı, bir çok yorum yapıldı.
Bunların belki de en iyisi çok kısa bir süre önce "The Monthly" dergisinde yayınlandı.
Çok kısa bir süre içinde gösterilen ilginin yoğunluğu yüzünden derginin sitesi yükü kaldıramadı Facebook'tan destek aldı; Bölüm 1 Bölüm 2 Bölüm 3
Oldukça uzun olan makale malesef İngilizce, Türkçe'ye çeviren olursa (tabi ki The Monthly'nin de iznini almak şartıyla) Fazlamesai'de de yayınlamak isteriz.
Bunların belki de en iyisi çok kısa bir süre önce "The Monthly" dergisinde yayınlandı.
Çok kısa bir süre içinde gösterilen ilginin yoğunluğu yüzünden derginin sitesi yükü kaldıramadı Facebook'tan destek aldı; Bölüm 1 Bölüm 2 Bölüm 3
Oldukça uzun olan makale malesef İngilizce, Türkçe'ye çeviren olursa (tabi ki The Monthly'nin de iznini almak şartıyla) Fazlamesai'de de yayınlamak isteriz.