Concept Game

0
FZ
Concept Game basit ama (bugüne kadar oynayanlara göre) sürükleyici bir oyun. Tek kollu kumar makinelerine benzeyen bir alet size rastgele İngilizce önermeler gösteriyor. Çoğu zaman karşınıza anlamsız önermeler çıkacak. Kazanan durum, anlamlı bir önermenin çıktığı durumlar. Sizin yapmanız gereken anlamlı bir önerme karşınıza çıktığı zaman hak ettiğiniz puanı bir düğmeye basarak talep etmek. Eğer anlamsız bir önerme için puan talep ederseniz ceza olarak puan kaybediyorsunuz. Amacınız 40 saniye içerisinde en yüksek puanı toplamak ya da bir ay içerisinde toplamda en çok puanı toplayan olmak. Her ay sonunda en başarılı üç oyuncu amazon.com'dan ufak hediye çekleri de kazanıyor.
Buraya kadar ilginç bir şey yok. İlginç olan, bu oyunu oynarken aynı zamanda bilime de katkıda bulunuyor olmanız. Çünkü Concept Game son yıllarda örneklerini gördüğümüz "bir işe yarayan oyunlar" (games with a purpose) ailesinin başka bir üyesi (bkz. http://en.wikipedia.org/wiki/Game_with_a_purpose)). Oyunu oynayan insanlar aynı zamanda yapay zeka çalışmalarında kullanılabilecek veri kümesi çıkartmaya da yardımcı oluyorlar.

Kitapların sayfaları olduğunu, restorandan çıkarken para ödendiğini, yağmurda yürüyünce ıslanıldığını ve bunun (çoğu zaman) istenmeyen bir şey olduğunu ne zaman ve kimden öğrendiğinizi hatırlıyor musunuz? Hepimizin sadece bilmekle kalmayıp diğer tüm insanların da bildiğine emin olduğumuz bu bilgiler çoğu zaman asla dile dökülmüyor, ansiklopedilerde veya kitaplarda yer almıyor ama aynı zamanda hayatımızı sürdürürmek için vazgeçilmezler. Sağduyu adını verdiğimiz bu bilgi havuzu, diğer insanlarla anlamlı ilişkiler kurmamızı sağlayan asgari müşterek; bazı çalışmalar sıradan bir insanın sahip olduğu sağduyu bilgisinin ancak milyonlarca önerme ile temsil edilebileceğini tahmin ediyor (referanslar için bkz. http://web.media.mit.edu/~push/ConceptNet-BTTJ.pdf).

İnsanlarla "zekice" iletişime geçen yazılımlar geliştirirken karşılaşılan en büyük zorluklardan birisi yapay zeka programlarına bu bilgileri vermenin kolay bir yolunun olmayışı. Tanımı gereği ansiklopedilerde bulunmayan sağduyu bilgisini bilgisayarların da işleyebileceği şekilde temsil etmek 80'lerin başından beri yapay zekanın aktif araştırma konularından birisi. Bugüne kadar bu alanda kullanılan yöntemlerden bir tanesi filozofları, bilgisayar mühendislerini ve dilbilimcileri bilgisayarların başına oturtup sistematik bir şekilde sağduyu önermeleri yazıp, bilgisayarlar tarafından işlenebilecek bir biçimde saklamak oldu (http://www.cyc.com). Diğer bir yöntem ise internette bu işi yapmaya gönüllü insanları bir araya getirip sıradan insanların sağduyu uzmanlığından faydalanmak oldu (http://conceptnet.media.mit.edu/).

Concept Game ise veri madenciliği ve "bir işe yarayan oyunlar" (games with a purpose) yaklaşımını bir araya getiren bir projenin parçası. Metin kaynağı olarak Wikipedia'yı kullandık ve aynı cümle içinde geçen kavramları içeren toplam 250 milyon önerme ürettik. Mekanik öğrenme teknikleri ile bu 250 milyon önerme içinden doğru olma ihtimali yüksek olanları seçiyoruz ama yine de elimizde çok büyük ve hâlâ anlamsız önermeler içeren bir yığın kalıyor. Oyun ise insanların bir yandan oyun oynayıp bir yandan çıkarılan bilgi parçacıklarını kalite kontrolünden geçirmesini sağlıyor. Sonuçta elde edilen yüksek kalitedeki veri istersek yeniden veri madencisine eğitim girdisi olarak geri gönderiyoruz, istersek yapay zeka programlarının kullanabileceği bir veri kümesi olarak hizmete sunuyoruz.

Görüşler

0
Tarık
Facebook hesabım olmadığı için oyuna erişemedim. Fakat bir facebook uygulaması olarak geliştirilmesi fikri oldukça başarılı geldi açıkçası. Bu tür bir amaç için facebook dışında hangi mecra bu kadar fayda sağlayabilirdi ki? facebook.com'un aylık üç milyarın üzerinde tıklamayla rekorları alt üst ettiği düşünülürse.
Aslında sağ duyu verilerini bu şekilde toplama fikri çok hoşuma gitti. Zira yapay zeka konusunda uzun süredir kafamı karıştıran bir konuydu. "Düzenek tamam fakat e bur da mantık oluşturabileceğimiz veri yok?!." diye düşünürdüm.

saygı, sevgi.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Kablosuz İstiklal

FZ

Internet sokağa taşındı İstiklal Caddesi kablosuz internete kavuştu.

İGDAŞ´ın öncülüğünde, Koç.net ve Cisco´nun teknolojik desteğiyle gerçekleştirilen projeyle Beyoğlu´nda internete artık kablosuz bağlanmak mümkün olacak. Projeyle, İstiklal Caddesi boyunca açık alanlardan, kafelerden ya da herhangi bir başka noktadan, mobil cihazlar, dizüstü bilgisayarlar veya PDA'lar ile isteyen herkes internete kablosuz olarak bağlanabilecek.

Türkiye´deki ilk kablosuz internet cadde uygulaması olan proje, New York, Londra ve Paris´in ardından dünyada dördüncü uygulama olacak. İstiklal Caddesi´nde hayata geçirilen uygulama ile İstanbul kenti çağdaş ve dijital bir metropol olma yolunda önemli bir adım daha atmış oluyor. Projeyle, Taksim başlangıcından Galatasaray Lisesi'ne kadar olan bölümünde oluşturulan Kablosuz Bağlantı Noktaları sayesinde İstiklal Caddesi, kablosuz internet erişim alanı haline getirildi. Böylece, cadde boyunca herhangi bir noktadan veya herhangi bir kafeden internete kablosuz bağlanmak mümkün hale geldi.

Türk Kökenli Arama Motoru: Hakia

anonim

"Hakia'nın hedefi kullanıcılarına hızlı, verimli ve kapsamlı bir arama hizmeti sunmak. Elbette bu iddiaların hiçbiri yeni değil. Hatta bunlar geleneksel arama motorlarının en geleneksel sloganları. Hakia'nın bu unsurlarla hizmet verirken benzerlerinden farklılaşacağı noktaysa semantik (anlam bilimi) altyapısı. Bu sitede yaptığınız aramalarda sizi sonuca ulaştıracağını düşündüğünüz anahtar kelimelerini arka arkaya sıralamak yerine doğrudan bir soru cümlesi yazıyorsunuz. Araştırma şirketlerinin raporları kullanıcıların çoğunun sadece bir anahtar kelimeyle arama yaptığını gösteriyor olsa da doğal dil kullanımı işi değiştirebilir.

Örneğin internetteki kaynakları kullanarak ahtapotun kaç tane kolu olduğunu bulmak için şu ana kadar 'ahtapot kol' benzeri kelimelerle arama motorlarında sorgulama yapılıyordu. Hakia'daysa doğrudan 'ahtapotun kaç kolu var?' şeklinde bir cümle yazıyorsunuz (Yaptığımız denemede ilk sayfada sonuca ulaştık). Açılışı yapıldığında hala yer alıp almayacağını bilmediğimiz 'Challenge' (meydan oku) başlıklı düğmeyse bir anlamda 'ainesi iştir sitenin, lafa bakılmaz' demeye getiriyor. Bu başlığa tıkladığınızda Hakia yaptığınız aramanın sonuçlarını Google, Yahoo ve MSN gibi sektör liderlerinin sonuçlarıyla aynı sayfada karşılaştırmanız için veriyor. Denememizde rakiplerin ilk sayfada etkili sonuç bulamadığı bir arama yaşamadık ancak henüz deneme sürecindeki bir arama motorunun 10 yıllık rakiplerle aynı indeks zenginliğine sahip olması da etkileyiciydi.

Eller Gider Açık Yazılıma Biz Gideriz Microsoft'a

Ragnor

Bugünkü Vatan gazetesindeki habere göre Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gizli gizli eğitimle ilgili bir projeye üzerinde çalışıyormuş ve eğitimde teknoloji ağırlıklı bir hamleyi amaçlayan projede Erdoğan'a en büyük desteği ise dünyanın en zengin insanı Bill Gates verecekmiş.

Windows 2000 5 yıllık toplam maliyette Linux`u geride bırakıyor.

conan

Bu yazıda, IDC şirketinin yaptırdığı bir araştırmaya göre Windows 2000'in 5 yıllık toptan maliyette Linux'tan daha ucuza geldiği anlatılıyor. 104 şirkette yapılan araştırmaya göre %11 ila %22 daha karlı olan taraf Windows`muş. Linux'un Windows servislerine sağladığı üstünlük ise %6 ile sadece web servislerindeymiş.

İlk satın alma maliyetleri çok daha düşük olsa da, Linux sistemleri yönetmek için Linux profesyonellerine ödenen paralar sistemi 5 yılda toptan maliyet konusunda sınıfta bırakıyormuş. "Windows 2000 Versus Linux in Enterprise Computing" çalışmasında belirtilene göre Linux sistemlerin yönetimi, bakımı, sorun çözümlemesi, ve de yeniden kurulması Windows 2000'e göre çok büyük maliyet gerektiriyormuş.

Aynı zamanda da Windows 2000 için 3. parti programlar Linux'ta olduğundan çok daha fazlaymış.

Raporda belirtilen başka bir husus ise, IBM, HP, BMC, CA, NetIQ, Novell gibi şirketlerin Linux'ta çalışan programlar yazmaya başlamalarıyla bu maliyet farkı zamanla azalacakmış.

Yapay zeka, Özgürlük isteği ruhtan mı gelir?

Evil_Empire

İngiltere'de yapay zeka ve robotik deneyleri yapan Magna bilim-macera merkezinde bir robotun kaçması bilim adamlarını oldukça şaşırtmış. Robotları arenada dövüştürüp onaran ve tekrar dövüştüren insanlık dışı(!) uygulamadan bunalan "Gaak" isimli robot 15 dakikalik boşluktan yararlanarak otoparka kadar kaçmayı başarmış. Robotun kaçması Prof. Noel Sharkey'i oldukça heyecanlandırmış. Korku, özgürlük gibi şeyler nerden geliyor acaba? Bu olay bana Space Odyssey 2001'in HAL'ini hatırlattı.
Haber icin tıklayın ...