2.Linux Şenliği: Bin atlı o gün çocuklar gibi şen miydi ?

0
sundance
Çok yoğun geçen dört günden sonra, dünkü kapanış töreni ile ikinci Linux Şenliği sona erdi. Şenlikte neler oldu, neler olmadı, artıları eksileri nelerdi bir değerlendirelim istedim.

Herşeyden önce, yılın Pengueni, Doruk Fişek başta olmak üzere, organizasyon ekibi, canını dişine takarak her türlü soruna koşuşturarak, sabahın 7-7:30'undan itibaren okula gelip düzenlemeleri yaparak, insanüstü bir çaba gösterdi.
Bundan aşağısını söylemek bence nankörlük olur. Şenlik hakkında bir şeyler anlatmadan önce bunu vurgulamak gerekli diye düşünüyorum. Hepsine defalarca teşekkür etmemiz gerekir.

Perşembe günü Yıldız Üniversitesi'nde başlayan şenlikte oldukça fazla sayıda seminer vardır. İlk gün "inşallah bir tam gün bu sefer yeter Serdar Hoca'ya" mantığıyla Serdar Köylü'ye tahsis edilmişti :) Ama tabi ki yetmedi. Yine de çıkan insanların yüzünde istediklerinden fazlasını almış bir ifade vardı.

Birinci salon dışındaki iki salonda katılım o kadar da fazla değildi, benim "Özgür Yazılımlar Yetersiz mi ?" sunumumda yedi kişi vardı mesela. Fakat bir kez daha görüldü ki, konu ile ilgili yedi kişi, ilgisiz yetmiş kişiden yeğdir, sunumun akabinde çok güzel sohbetler yaptık, yeni arkadaşlarla tanıştık.

Bu noktada bütün şenliğin en tatsız kısmından bahsetmek gerekiyor. Yıldız Üniversitesi sağolsun şenlik için inanılmaz şen bir mekan tahsis etmiş. Şu fotoğraflardan da göreceğiniz gibi http://www.linux34.com/senlik.php şenlik az biraz gün ışığı alan bir koridorda düzenlenmek zorunda kaldı :( Gri, tozlu, rahatsız bu koridorda biz Linux sevenler, birbirimizi görmekten dolayı yine olabildiğince şendik, fakat dışardan gelenler için sanırım aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Bahçeye taşırılmış etkinliklerle, biraz daha düzayak, daha görülen bilinen bir alanda kurulu standlar ile camia dışındaki insanları da ortama çekmeyi başarabilecek bu etkinlik, Üniversite'nin tahsis ettiği yer sayesinde böyle bir şansı kaçırdı.

Linux34 yine standı ve ürünleri ile oradaydı. Şapka, t-shirt ve çantalar peynir ekmek gibi gitti, ben bile üç tane aldım (hastasıyım debian ambleminin ;).

İkinci gün ana salon Dikey8 güvenlik grubuna ayrılmıştı, gün boyunca güvenlik konularında çeşitli seminerler oldu, özellikle Hacker Dosyası ve Php ile Güvenli Programlama seminerleri tıka basa doluydu.

Sunumlar genelde oldukça kaliteliydi. Arada bir iki konuya yeterince hakim olamama durumu oldu fakat onları da ellerinden geleni yaptıkları için takdir etmek lazım. Zira motivasyon problemi de vardı, bazıları dört beş kişiye sunum yapmak durumunda kaldılar. Perşembe ve özellikle Cuma çok yoğun olan katılım, Cumartesi ve Pazar bıçakla kesilmiş gibi düştü.

Cumartesi günü abartılı artan hava sıcaklığının da sanırım bunda payı var. İstanbul kendini sokaklara atmıştı, genelde cool takılan penguenlerin bile çok fazla ilgisi yoktu seminerlere.

Pazar günü şahsen ben bir semineri patlattım :) En önem verdiğim seminerlerden NetCat ve ReverseTelnet semineri vardı sabah 9:30'da. Sabah 7'de kalkıp bütün seminer örneklerini bir kez daha baştan aşağı denemiş olmama ve her ihtimale karşı yanımda Knoppix cdsi bulundurmama rağmen, patlayacak seminer düz gitmez ilkesine uygun olarak terslik üstüne terslik geldi. Önce sunum makinasında (birçok linux dağıtımında bulunan) netcat yoktu, sonra makinanın cdromundan boot etmediğini öğrendik, akabinde Mandrake'den diskete çekip (16K birşey) NetCat çalıştırdım, bir iki örneği denedim sorun olmadı. Daha sonra > ve < redirection tuşlarının çalışmadığını farkettik, klavyenin türkçe ayarlarında böyle bir sorun varmış, loadkeys yapıp konsola geçtik ve son olarak da reverse telnet'in en önemli bileşeni olan Netcat'in -e seçeneğinin bu versionda çalışmadığını görünce, aaa ne güzel burada kara tahta ve tebeşir var diyerek, sunuma tahtada devam ettim. Fakat sanırım izleyiciler, bütün bu aksaklıklara rağmen, anlatmak istediğim şeyi anlayabildiler, yine de kendilerinden sorumlusu olduğum bu başarısızlık için için özür dilemek isterim.

Pazar günü ilgimi çeken seminer Core.gen.tr ekibinin verdiği Netfilter Kernel Modülü konulu seminerdi. Core ekibi, bir örnek t-shirtleri ile (tasarım gerçekten güzeldi) "Anneeee metalciler geliyor " modunda (bir önceki gün Fazlamesai tshirtleri ile bizler de Yıldız'ın arka sokaklarında aynı muameleye maruz kalmıştık) yaklaşık on kişilik bir ekip olarak ortama intikal etti. Sunum enteresandı, Netfilter kodunun açıklandığı, trace edildiği bölümleri vardı (ki C bilmeyenlere öldürücü derecede sıkıcı gelebilir) fakat kullanılan araçlar ve yöntemlerden bahsedilmesi güzeldi, o bile bir sunum konusu olabilir. Dahası Core ekibi bir altkültür örneği olarak sahada bulunmaktaydı ki bunu da es geçmemek lazım. Bana Amiga'da assembler kodladığımız günleri hatırlattılar. Sigara ve kola içerek sunum yapıldığına ilk defa şahit oldum ;) çok hoş gözükmese de sunumun içeriği bunun kat be kat önündeydi, ellerine sağlık.

Core'un sunumundan sonra, sanırım sıcağın ve kahvaltısızlığın da etkisi ile biraz rahatsızlandım, onbeş dakikalık bir değerlendirmeden sonra eve dönmeye karar verdim.

Şimdi ise sözü geri kalanını anlatmak üzere Emre Sevinç (FZ)e bırakıyorum.

-Enter the FZ-

Cumartesi günü sabahtan vardığım YTÜ'deki şenlik mekanını binayı kaplayan büyük afişler sayesinde kolayca buldum. O gün seminerlere katılmak yerine camiadan insanlarla görüşüp sohbet etmek benim için daha eğlenceli idi.

Sırf bu şenlik için günü birliğine İstanbul'a gelen saygıdeğer FM üyesi "tongucyumruk" ile yüz yüze tanışma zevkini yaşadık karşılıklı olarak. Kendisi ile son geliştirdiği Python projeleri üzerine konuşurken, oradan geçmekte olan Serdar Köylü'yü yakalayan tongucyumruk üstadı ayaküstü soru yağmuruna tuttu. Bilgisini paylaşmaktan hiçbir koşulda çekinmeyen tembel FM´ci de piposunu tüttürerek Linux´un derinliklerinden girdi, "pipe" konusundan çıktı.

Bir başka tanıdık sima ise İstanbul Bilgi Üniversitesi´nden Chris Stephenson idi. Chris Hoca da sabah vakti geldi ve Linux Terminal Server Project konulu seminere katıldı. Seminer sonrasında ayaküstü sohbet etme fırsatı bulduğumda şenlikle ilgili görüşlerini sordum. Hoca, Linux Terminal Project ile ciddi olarak ilgilendiğini ve bunu eğitim alanında değişik projelerde kullanabileceğini belirtti. Çocuklar ve eğitim üzerine konu açılınca ben de kendisine yıllar önce çocuklara yönelik geliştirilmiş olan LOGO programlama dilinden ve bu dille gömülü olarak gelen "turtle graphics" programlamadan bahsettim. LOGO'yu geliştiren MIT araştırmacısının 30 yıl önceki seminerinden bahseden Chris Stephenson bir kez daha ayaklı bilgisayar bilimleri tarihi olduğunu ispatlamış oldu :)

Öğleden sonra Sundance ve Butch ile Blender seminerine katıldık. 3D Studio Max ile rekabet eden bu açık kaynak kodlu efsane grafik yazılımına dair bir seminer izleyeceğim için bir hayli heyecanlı idim. Tüm şenlik boyunca, grafik ve animasyon ile ilgili tek seminer bu idi. Ancak bu heyecanıma karşılık gelen bir beyin ve sunum fırtınası ile maalesef karşılaşamadım. Blender gibi bir yazılımın kullanıldığı makinada "fare" olmamasına bir anlam veremedim. Fare bulmak çok zor olmasa gerekti diye düşündüm. Bunun yanısıra böyle bir 3 boyutlu tasarım programı anlatılırken programın yeteneklerinin sergileneceği ve insanların ağzını açık bıraktıracak bazı tasarımların, modellerin adım adım gösterilmesini isterdim özet olarak da olsa. Ayrıca animasyon yeteneği olan Blender anlatılırken animasyona dair hiçbir şey gösterilmemesini de garipsedim. Bunun yanı sıra Python kullanılarak geliştirilen bu güzel programın sunumunda yine Python kullanılarak yapılabilecek ya da yapılmış olan hiçbir şeye değinilmemesi bir miktar hayalkırıklığı yarattı.

Pazar günü maalesef çok istediğim halde Sundance dostumun "Netcat, Reverse Telnet" başlıklı seminerine yetişemedim. Öğleden sonra vardığım şenlik mekanında Butch ile buluştuktan sonra Görkem Çetin'in Open Office seminerini bitirmesini bekledik ve sonra hep birlikte Yıldız'ın güzel bahçesinde oturup saat 16:30'da başlayacak panele dair konuştuk.

Diğer panel konuşmacısı Deniz Akkuş Kanca da bir süre sonra bize katıldı. İsmini sık sık duyduğum bu Linux ve Türkçeleştirme emektarı ile yüz yüze gelmek benim için değerli bir deneyimdi. Bir ara bir başka dostumuzun "ben de esasında sizin projenizle uğraşmak istiyorum ama bir yandan asistanım, ders veriyorum, bir yandan LKD ile ilgilenmek durumundayım, vakit bulamamaktan ve yapamamaktan korkuyorum" şeklinde sözler sarf etmesi üzerine Deniz Hanım gülümseyerek arkadaşımıza baktı ve "bak ben şu anda birkaç şirketin finans danışmanlığını yapıyorum, gnu-tr ve belgeler.org projesi ile uğraşıyorum, Osmanlı tarihi üzerine doktora yapıyorum ve aynı zamanda evliyim, akşam da evime dönüp yemek yapıyorum" dedi. Bunun üzerine de hepimize hayret dolu bakışlar atarak susmak düştü :)

16:30'da başlayan ve Görkem Çetin yönetiminde geçen "Türkçeleştirme, Yerelleştirme ve Linux" konulu panele Deniz Hanım ile katıldık. 20 kadar dinleyicinin katıldığı panelde http://www.fazlamesai.org/ceviri projesinden bahsettim ve dinleyicilerle tartışma, fikir alışverişinde bulunma şansına sahip oldum. gnu-tr ve belgeler.org projelerine önderlik eden Deniz Hanım'ın verdiği istastistikleri de yine aynı gün öğrendim ve etkilendim: GNU yazılımlarının yerelleştirilmesi konusunda 1. sırada bulunan Fransa'yı, 2. sırada İspanya ve hemen ardından Türkiye takip ediyordu. Zaman zaman ikinciliği İspanyolca'nın elinden alan Türkçe bu bakımdan düzenli, titiz ve disiplinli çevirmenlere ve bilgisayara emek verenlere çok şey borçluydu. Gelecek A.Ş. kurucusu ve yöneticisi Görkem Çetin'in verdiği istatistiklere göre de KDE'nin %80 civarında, GNOME da %95'ten daha yüksek bir oranda Türkçeleştirilmişti ancak halen yapılması gereken birçok iş vardı ve bu yüzden gönüllülerin yardımı gerekiyordu.

YTÜ'nün kasvetli iç mekanlarına rağmen yine de bir hayli "şen" geçen bu 4 günlük şenliğin bir dahaki sefere daha ferah ve rahat bir ortamda gerçekleşmesini umarım.

Bu arada Linux34 standında satılan şapkaların ve tişörtlerin büyük bir kısmının, özellikle de Debian ile ilgili olanlarının Pazar gününe gelindiğinde çoktan tükenmiş olduğunu gördüm. Pazar günü Debian şapkası ve Debian tişörtü almayı planladığım için de buna bir hayli hayıflandım. Bir dahaki sefere daha hızlı davranmaya karar verdim ;-)

-Exit the FZ-

Sonuç olarak birçok sunumu ile doyurucu bir etkinlikti. Harcanan emek ve özveri kesinlikle tartışılmaz, fakat yer konusundaki şansızlık sebebiyle bence şen şakrak bir şenlikten çok eğlenceli bir seminerler dizisi oldu. Türkiye'deki GNU/Linux camiasının gözbebeği olan bu şenliğin gelecek seneki organizasyonu sırasında yeri sağlayacak kurumun, bu konuya ne kadar ilgili olduğunu sanırım daha iyi değerlendirmek gerekecek. Yıldız Üniversite'si, gerek sağladığı yer, gerekse kendi hocalarını bile şenliğin gerçekleşeceğinden haberdar etmemesi (ve o hocaların gelip, çıkın benim dersim var demesi (bir tanesi hatta ^Conan^'ın babasıymış ;) gibi davranışları ile bu konuda sınıfta kaldı.

Bu kadar önemli bir etkinliğe evsahipliği yapacak bir kurumun bu konu ile çok daha ilgili olması, dahası bu türden bir etkinliğin altına imzasını attığı için gurur duyması gerekirken, malesef tam tersi bir durum gerçekleşti. Ama eminim bu konuda gelecek sene bir şeyler yapılabilecektir. Örnek olarak bu sene 1. Açık Kaynak Kod Atölye'sini düzenleyen Bilgi Üniversitesi gelecek sene bu şenliğe ev sahipliği yapmak isteyecektir veya Ankara ve İstanbul'da düzenlenen etkinliklere gelememekten yakınan İzmir'li arkadaşlarımız eminim, bu heveslerinin de gücüyle ve okullarından alabilecekleri desteklerle çok güzel öneriler getirebileceklerdir.

Sonuç olarak, dört gün Linux'la yatıp Linux'la kalktık, kışın uykusunu üstümüzden silkeleyip uykusuz gecelere yeniden başladık. Emeği geçen herkese çok çok teşekkürler. İyi ki varsın Linux.

Görüşler

0
conan
ben yoktum ama :(
0
WoLoLo
keşke izmir'de de yapılsa böyle şeyler :)
0
o_ozardic
artık üni'lerin bahar şenliklerine katılırsın :)
0
mysterious
Yapılır inşallah!
öncelikle izmirli olan arkadaşlarımızın bu konuya verdikleri önem ile meydana çıkacak diye düşünüyorum ne kadar ekmek o kadar köfte!!!
Bir araya gelip seneye mayıs ayı için bence şimdiden başlanılması lazım....
Bu arada şenlik sundance ve fz nin anlatımlarına tam olarak uyuyordu. bize ayrılan yerler seminerlerin verildiği salonlar bazıları berbat denecek düzeyde olmasına karşılık çok güzel bir şenlik ve içerik vardı ortada..

Beni en çok etkileyen ise dostların bir araya gelmesi idi. mesela fz ile tonguçyumruk tam önümde tanıştılar ve ben tonguçyumruk aaa bende fz gibi bir diyalog ve sonrası.....

Çok güzeldi gelenler eğlendi, hatta oturup quake oynadı millet birbirini vur, patlat, çatlat birazda sitres at diyerek şenlendik.

Son gün serdar köylü ye yapılan bence suikast tı çünkü sunumu yarım saat geç başladı.(komplo teorilerine devam :))) Ama bu yarım saat içinde elindeki yaklaşık yarım santimlik tebeşirle neler anlattı bir bilseniz oturur ağlarsınız.. Eee tabiki sonrasındaki semineride ipotek edip akşama kadar hızını alamadı.
Sevgi ve saygılarımla..
Kendinize iyi bakın...
Sen varya linux sen (sensiz olmuyor) :))
0
St
Bensiz senlik yaptiniz ya alacaginiz olsun :D.
eee seneye Bilkent'te bulusuruz artik ;)
0
St
Bensiz $enlik yaptiniz ya alacaginiz olsun :D.
eee seneye Bilkent'te bulusuruz artik ;)
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Ruhuna Gentoo Bulaşan Adam

conan

Gentoo’yu ilk fazlamesai’de duyduğumu söylemekle yazıya başlamak istiyorum. Ama ilk defa tanışmam yine bir FM katılımcısı olan petkutin arkadaşımızın kubikindeki matrix screensaver’li Linux’unu yenilemeye karar verdiğinde oldu. O andan itibaren ne kadar mantıklı bir şey olduğunu farkederek ben de denemeye karar verdim. Sağolsun petkutinin yarattığı isoyu alarak ilk denememe ofisteki makinamda başladım. İsterseniz önce burada bir duralım ve Gentoo’nun ne olduğuna bir göz atalım.

Para verdip aldığımız işletim sistemi gerçekten bu parayı hak ediyormu?

binner3

Elimde 8.2 GB bir harddisk vardı.Bunun üzerinde bad sector olduğunu biliyordum ve linux kurmaya karar verdim. Partition ayarlarımı yaptım ve "Check for bad Sector" diyerek bad sectorleri taramasını istedim.Redhat 8.0 bu diskte bad sector buldu ve işletim sistemini bu disk üzerine yüklemeyiniz diyerek kurulumdan çıktı.

Linux Başarı Ödülleri 2003 yarışması sonuçlandı

huseyin

IBM Türk açık kodlu projelerin gelişimini desteklemek amacıyla bu yıl ikincisini düzenlediği Linux Başarı Ödülleri 15 Ekim'de sona erdi.

21 projenin finale kaldığı yarışmada, Önsel Armağan, Hüseyin Ergün ve Murat Kumaç 'ın hazırladığı Turquaz, açık kodlu muhasebe yazılımı birinci oldu.

Proje ekibi, ödül olarak IBM bilgisayar ve AISEC'ten yurtdışı staj imkanı kazandı.

CompTIA ve LPI İşbirliği

LPI-Turkey

Dünya bilgi teknolojisinin bağımsız sertifika sağlayıcısı CompTIA ve dünyanın lider Linux Sertifikasyon Organizasyonu, Linux Professional Institute (LPI), giriş seviyesi (LPIC-1) Linux sertifika programını standartlaştırmak amacıyla yaptıkları işbirliğini duyurdular.

Sco´ya dur!

sundance

Avusturya´lı bir firma, kendisine yasadışı olarak Sco´ya ait kodlar bulunduran Unix versionları kullandığı gerekçesiyle lisans satmak isteyen Sco firmasından detaylı olarak bu iddialarını kanıtlamalarını resmi olarak istedi.

Sözkonusu açıklamada eğer 1 Şubat 2004 tarihine kadar iddialarını ispatlayamazsa, Sco firması hakkında, şirketi karalamaya yönelik, asılsız beyanatta bulunmaktan dava açılacak

Someeebody stop Ally Mc Beal!