Aradan iki yıl geçmiş. Hayatlarımızda pek çok şey değişti, değişmekte... 2 yıl sonra ilk defa 17 Ağustos gecesi evimdeyim. Koşturmacalar, yorgunluklar geride kalmış. Ama yaralar hala kapanmamış. İnsanlar hala evsiz, işsiz. Yaşam mücadelesi onlar için daha zor geçiyor. Bizler sadece onlara bir müddet yardım elimizi uzatabildik elimizden geldiğince...
Konutları hala bitmemiş, yardıma muhtaç binlerce insan varken biz birde kalkıp SOS 2001 diye fuar düzenliyoruz. Yüzlerce arama kurtarma ekibi kuruldu. Milyonlarca doları kurtarma malzemesine yatırıyorlar, yatırmaya devam edecekler... Fuarda gezip görecekler, siparişlerini verecekler. Tam teşekküllü ekipler olacaklar.
Dediği gibi: "Bana mı olacaklar???"
Konutları hala bitmemiş, yardıma muhtaç binlerce insan varken biz birde kalkıp SOS 2001 diye fuar düzenliyoruz. Yüzlerce arama kurtarma ekibi kuruldu. Milyonlarca doları kurtarma malzemesine yatırıyorlar, yatırmaya devam edecekler... Fuarda gezip görecekler, siparişlerini verecekler. Tam teşekküllü ekipler olacaklar.
Dediği gibi: "Bana mı olacaklar???"
Senin sayende özellikle A.K.U.T.'un yapılanmasını yakından takip edebiliyoruz ve bir çok şeyin oldukça ciddi yapıldığının da farkındayız. Fakat söz konusu gevşeklik, 30`lu yaşlarının üstüne çıkmış, yükünü almaya başlamış bazı insanlarımızın hayatlarında eksikliğini hissettikleri almadan verme(A.K.A. fedakarlık) eylemine bir çıkış noktası teşkil etmekte. Hal böyle olunca, su geçirmez Ericsson telefonlar alınıyor, eski anahtarlıklar atılıp yerine dana gibi karabinalar kullanılmaya başlanıyor, photon light yandan ayrılmıyor, mümkünse kameraman yeleği ile dolaşılıyor vs. vs.
Yine de bir kızılderili sözü der ki `Birisi hakkında karar vermeden önce en az bir gün onun makosenleriyle yürü`.