Türkiye´nin Eğitim Sistemi

0
anonim
Hürriyet'in köşe yazarlarından Sn. Yalçın BAYER'e Amerikadan bir mail atan State University of New York Dekanı Dr. Emin TÜRKER-DEAN yazısında şöyle diyor !

Dünyanın en ileri teknolojisine sahip ve en ileri okulları içinde barındıran Amerika'da 1956 yılında, Federal Hükümet'in yayınlarına göre, işgücünün % 20'si 4 yıllık lisans ve daha üstü derecelere sahipti; % 20'si 2 yılık meslek okulları mezunu, % 60'ı da lise mezunu idi.
1996'daki verilere bakılınca, 4 yıllık lisans ve daha üstü dereceler yine % 20... Lise mezunları % 20'ye düştü, 2 yıllık meslek okul mezunları ise % 60'a çıktı.

Amerika parasını 2 yıllık meslek okullarına yatırıyor ve ekonomisini onlar vasıtasıyla yürütüyor. Ayrıca teknolojisi de, geri kalmış teknik elemanları da gene bu okullarda yenileniyor.

4 yıllık ve daha üstü üniversitelerde eğitim pahalı ve uzun bir iş... Türkiye'nin bugün ne tip ve ne kadar yüksekokul mezununa ihtiyacı var? Acaba hiç belirlenmiş mi? Mezunların yüzde kaçı kendi sahalarında çalışıyor? Mezunlar arasında işsizlik durumu nedir? Yeni üniversiteler açılırken fizibilite çalışması yapılıyor mu? Üniversite mezunlarının kalitesini veya bilgisini ölçecek, üniversitelerin verimini inceleyecek ve ona göre tedbir alacak sistemler var mı?

Arasıra merak ederek girip gezindiğim www.memurlar.net sitesinde, Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğünün 8 Adet Programcı ve 7 Adet Çözümleyici-Sistem programcısı ilanına gözlerim takılıverdi...!

Şimdi bu iki yazı arasındaki bağ nedir diyeceksiniz?
Açıklayayım !

Herkesin bildiği gibi Üniversitelerimize bağlı 2 Yıllık Meslek Yüksekokulu olarak eğitim vermekte olan Bilgisayar Programcılığı bölümleri bulunmaktadır...

Maliye Bakanlığının İlanında ise Bilgisayar Programcısı olarak istihdam edilecek kişilerin B-Nitelikler kısmının a bölümüne göre 4 Yıllık Fakülte mezunu olması gerektiği belirtiliyor.

Eğer 2 yıllı Bilgisayar Programcılığı bölümünü bitiren bir Türk Vatandaşı, Bilgisayar Programcısı olarak her hangi bir kamu kurumunda veya özel sektörde istihdam edilemiyorsa, bu 2 Yıllık Bilgisayar Programcılığı bölümü ne işe yarıyor ?

Hürriyette yer alan yazıda belirtildiği gibi Amerika, 2 yıllık Meslek Yüksekokullarına Yatırım yapıyorsa, Türkiye'de neden bu durum tam tersi?

Bir de Maliye Bakanlığının ilanında gözüme çarpan terslikler var.... Bu konularda beni aydınlatırsanız sevinirim..

1) VisualBasic'i anlarım da, SQL programlama dilinden mi sayılıyor yoksa, Veritabanı Programlama dili mi?

2) Unix bilen bir kişinin VisualBasic bilmesi biraz ters değilmi? Yoksa Unix üzerinde çalışan VB türevleri mi var? Var da ben mi bilmiyorum ?

3) Yoksa Masaüstü bilgisayarlarda (Windows kullanan) VB kullanılarak yazılmış bir program ile Unix üzerinde yer alan herhangi bir Veri tabanı programına bağlanılabilir mi?

4) Bir de Özel Bilgisayar Programcılığı kurslarında alınan Sertifika hala geçerliliğini koruyor mu ?

İlgili Yazılar

Türkiye´de Bilim Teknoloji ve İnsani Gelişme Düzeyi

FZ

Gerçek bilimin değeri hatta göstergesi, kanımca, ondan türetilebilen buluş ve ürünlerdir. G.W.Leibniz

``Bu yazı Türkiye’de bilim ve teknoloji politikalarının hazırlanması, uygulanması ve ARGE çalışmaları konusunda atılan adımların kısa bir özetini çıkarmak, bununla ilişkili olarak Türkiye adresli (çıkışlı değil) bilimsel yayın sayısındaki artışa ilişkin son günlerdeki tartışmaları Türk insanının gelişimi ile ilişkilendirerek irdelemek için hazırlanmıştır. Burada anahtar sözcük "insan gelişimi"dir.

... Üstelik toplam yayın sayısında sağlanan bu artışa karşın ortalama atıf sayısının düşmesi (yayın sayıları Türkiye’nin altında olup ta atıf sayıları Türkiye’nin üstünde hatta iki katı olan ülkelerin sayısı azımsanmayacak düzeyde) ve etki faktörünün hemen hemen sabit kalması (bkz., CBT 832), aşağıda da gösterileceği üzere, yapılan yayınların kaliteden ödün verilerek, endüstri ve üretimden kopuk, genelde ünvan ve parasal ödül alma amaçlarına yönelik olduğunun önemli bir göstergesi.

... Küçük örneklemelerle yapılan çalışmalar bu yayınların ne değerde olduğunu ortaya koymakta. Örneğin, (elektrik, elektronik, haberleşme, bilgisayar ve benzeri dalları içeren) bilişim teknolojileri ve uygulamaları alanlarında uluslararası saygın dergilerin başında ABD’de basılan IEEE, İngiltere’de basılan IEE dergileri gelmekte. Bu dergilerde basılan Türkiye adresli toplam yayın sayısı son on yılda ortalama 50 civarında (bu 50 yayının da ortalama % 60’ı sadece Türk yazarlarınca, % 40’ı ise yurt dışı ortaklıklarla gerçeklenmekte). Gelişmiş ülkelerde istihdamın % 50'sinden fazlasını yaratan böyle bir alandaki yayınlarımızın toplamın sadece % 0.5 oluşturması çok düşündürücü ve yayınlarımızın ne kadar ülke gereksinimlerinden kopuk olduğunun iyi bir göstergesi.´´

Prof. Dr. Levent Sevgi ve Prof. Dr. Nejat İnce tarafından yazılmış olan bu önemli makalenin tam metnine buradan erişebilirsiniz.

Kaynak: Cumhuriyet Bilim Teknik, 24 Ocak 2004, Sayı: 879

İTÜ´de Kayıt Rezilliği

FZ

Türkiye´nin en köklü, büyük, mühendislik ve bilim öğretim kurumlarından biri olan İTÜ´nün bir mezunu olarak bu satırları yazarken utanıyorum. Akşam Kanal D televizyonunda dumura uğratıcı görüntülere şu sözler eşlik ediyordu:

"Bu gördükleriniz ne sokak çocuğu ne de evsiz insanlar, bunlar ders kaydı yapmak isteyen İstanbul Teknik Üniversitesi öğrencileri. Derslerine kayıt yapabilmek için ta bir gece öncesinden okula gelen öğrenciler, ateş yakarak ısınmaya çalışıyorlar. Bazıları şanslı çünkü hazırlıklı gelmişler yanlarında çadırları da var..."

Milyonlarca dolar harcanmış teknolojilerin uygulaması sonucunda insanların gelip dayandıkları rezillik bu. Gerçekten içim sızlıyor. Bu üniversitede okuyan insanlar bunu hak etmiyor, hiçbir üniversitedeki hiçbir Türk öğrencisi bunu hatk etmiyor! Ben, kendi adıma İTÜ rektörü olan hanımefendiye üsturuplu bir e-posta yazmayı ve protestomu iletmeyi düşünüyorum, siz de tepkinizi bu şekilde ve daha yaratıcı şekillerde dile getirebilirsiniz.

Kaynaklar:
- http://www.istanbul-teknik.com/default.asp?sayfa=1&yazi=36508
- Kanal D Ana Haber
- javascript:play('/anahaber/2004.01.17/universite.asf') *

* : Bu satırı tarayıcının adres çubuğuna yazmak sureti ile doğrudan ilgili görüntülere erişebilirsiniz.

Türk bilim insanı Japonlar'ı dolandırdı

anonim

Geçtiğimiz yıllarda 4 üniversitede yaşanan intihal olayını yeni unutmuşken bu kez de Tokyo Üniversitesi bir Türk bilim insanının doktora derecesini iptal etti. Karar 130 yılını devirmiş üniversitenin tarihinde bir ilk.

Feza Gürsey´i ve Cavit Erginsoy´u Tanır Mısınız?

oeylem

Kendileri hem Türk hem fizikçi hem de dünyaca tanınmış sıfatlarını bir arada taşıyan ender şahsiyetlerdendir. Her ikisi de hakkın rahmetine kavuşmuş ve umarım gittikleri yerde mutludurlar. Bu kişilere ait aşağıda ki iki yazıya dikkatinizi çekmek isterim.her iki yazı da kendi başlarına çok güzel yazılar olmakla birlikte ayrıca 30 senede kat edilen mesafeyi gösteriyorlar Cavit Erginsoy'unki 1962 Feza Gürsey'inki ise 1992'de yazılmış. her iki yazıda Tübitak Bilim Teknik Dergisi'nden alıntıdır. Feza Gürsey'in yazısı parçaçık fiziği üzerinedir ama orada ki parçaçık fiziği kısımlarını temel bilim olarak okusanız da bir şey değişmez.

E-devlet Uygulaması

darkhunter

Burada güzel bir e-devlet uygulaması var, herkesin kullanmasını öneririm.

Devrim Gündüz'ün blogun da bahsettiği e-devlet uygulaması bizim "e-devlet" den ne anladığımızı çok güzel gösteriyor. Lütfen buna komik bir durum olarak bakmayın :) Gayet ciddi bir e-devlet uygulaması işte, bol bol kullanın işleriniz kolaylaşsın :)