Internet Üzerinden Bir Takip Öyküsü

0
FZ
Geçen gün bir arkadaşımla yazışırken ilginç bir hikaye dinledim ve sizinle paylaşmak istedim:

Arkadaşım Internet üzerinden ICQ aracılığıyla birisi ile yazışıyormuş. Alışıldığı üzere karşısındakine ismini sormuş ancak karşı taraf ismini söylememekte ısrar edince arkadaşım bu inatçı şahsiyeti biraz şaşırtmaya karar vermiş. Önce ICQ programını kontrol etmiş ve yazıştığı kişinin IP numarası gösterme özelliğinin açık olduğunu görmüş (hata 1). Buradan makinanın IP adresini öğrenmiş ve ardından Essential Net Tools isimli programı kullanarak makinanın NetBIOS sisteminin açık olduğunu tespit etmiş (hata 2). Böylece makinanın MS Windows ağındaki makina ismini öğrenmiş: xxxxxx-24 gibi bir isim (hata 3). Bu bilgileri edindikten sonra tüm zamanların en faydalı sitesi Google arama sitesine girip "xxxxxx" ismini aratmış ve karşısına "xxxxxx internet cafe, adres:....." şeklinde bilgiler çıkmış.

Bu bilgilerle donanmış olan arkadaşım karşısındakine şöyle bir mesaj göndermiş: "Şu anda falanca adreste, falanca telefonlu Internet Kafe'de, 24 numaralı makinanın başındasın, hala ismini söylemek istemiyorsan sen bilirsin ;-)". Karşı tarafın küçük çaplı bir şok geçirip dumura uğraması üzerine muhabbeti fazla uzatmamış ;-)

Kıssadan hisse: Windows ortamında, Internet Kafe'de falan yazışırken dikkatli olun. Ya inatçılık etmeyin, ya da edecekseniz gereksiz servisleri kapatın, işletim sisteminizi kontrol edin, vs. vs. ;-)

Görüşler

0
FZ
Tabii bu arada sanırım Internet Kafe işletenlerin de dikkatli olması gerekiyor ;-)
0
anonim
valla helal olsun aferim sana cok begendim iyi etmishsin eline saglik (:
0
realist
İnternet cafeler M$-Windowslar üzerinde dosya ve yazıcı paylaşımı işine bakan Netbiosu kullanmak zorundadır. Dolayısıyla Netbios yüklü olmayan Netcafe makinesi bulmak çok zordur.

ICQya ip adresimi gösterme! demenin gizlilik için ne kadar işe yarayacağı biraz şüpheli; iki makine ancak ip adreslerini kullanarak haberleşebildiğine göre ICQ söylemese de o adres bulunur.

Yalnız burda garip olan şu:
Cafe İnternet bağlantısını Dialup, Kablonet ya da ADSL ile sağlasa -en azından paylaşım için- çok basit yapıda bile olsa bir çeşit firewall (örneğin Windows ICS) kullanmak zorundaydı. Böylece makineler tek ipden çıkar, arkadaşımızın işi zorlaşırdı.

Ya her makinesi ayrı ayrı telefon hattı kullanıyor. (Yani bugün yarın batar:))Ya da Leased-line vb. ile bir ISS''ya ulaşıyor. Bu ISS''nın Linux kurulu 486 DX PC''nin yapabileceği iş için uygun görüp sattığı 1000 dolarlık router ise sadece routing yapıyor. Böylece win9xler sıfır koruma ile nette geziyorlar.

Kısa süre önce aşırı dikkatsizliğim nedeniyle bir netcafedeki Keylogger yüzünden çekmediğim kalmadı. Artık cebimde Knoppix CDsi ile geziyorum. Herkese tavsiye ederim.
0
FZ
Donanım olarak yerleştirilmiş keylogger'lara dikkat! ;-)
0
anonim
peki bu programları kullanmak kullanıcı içinde tehlikelimi..
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Bayrağı yakalamaya çalışanları yakalayın!

conan

Her sene DEF CON dünyanın en büyük "hacking party"sini düzenliyor. Capture the flag ismi verilen bu partiye dünyanın dört bir yanından hackerlar katılıyor. Göreviniz 72 saat içerisinde bir sisteme girebilmek!

İşte bu kargaşada da The Shmoo Group da oluşan bütün trafiği loglamış ve de online olarak internet ortamına sunmuş. 5.8 GB'lik herhalde dunyanın en büyük IDS testinin sonucunu indirmek isteyenlere kolay gelsin! :)))

Not: ben baktığımda site sanırım slashdot etkisinden down olmuştu ;) Yine de referans olarak linkleri vereyim dedim.

Kodlama Teorisi, Şifreleme ve Bir Akşam Yemeği

FZ

1984 Nisan ayı. Zurich'teki bir konferansta bir akşam yemeği sonrası, Prof. James Massey'in davetlisi olan John Gordon, kodlama teorisi, şifreleme, iletişim güvenliği üzerine en az, az önce yedikleri yemek kadar leziz bir konuşma yapar.

Konuşmasına güvenlik dünyasının meşhur ve gizemli karakterleri Alice ve Bob'un olası hayat hikayelerini yeniden kurarak başlayan Gordon gayet eğlenceli bir şekilde ve sinsice kodlama teorisi, güvenlik analizi, iletişim güvenliği gibi konulara geçer.

Sonra mı? :-)

Okuyun ve görün. İyi eğlenceler.

CAPTCHA'ların sonu!

tongucyumruk

Sanıyorum hepimiz CAPTCHA denen şeyi ve ne kadar sinir bozucu olduğunu biliriz. OCR sistemlerinin tanıyamaması için iyice bozulan bu yazılar aynı zamanda bizim gözlerimizi de olağan dışı şekillere sokarlar. Ne varki bir yandan da spam-bot olarak anılan ve başta forumlar olmak üzere birçok yerde otomatize edilmiş halde reklam yayınlayan yazılımlardan korunmak için de en başarılı yol CAPTCHA kullanmak. Yani, en azından şu ana kadar öyleydi...

fazlamesai'ye soralım: Ev yapımı alarm sistemleri

butch

Çoğumuzun (özellikle İstanbul'da yaşayanların) gerek aylık servis, gerek tek ödemeyle edindiği alarm sistemlerini kullandığını tahmin ediyorum. Tam da doların başını alıp gittiği bu dönemde dövize endeksli sistemler için yaptığımız harcamanın bir AR-GE yatırımı olarak kullanılabileceği düşüncesiyle fazlamesai'ye sormaya karar verdim. Elimizde RaspberryPi, binbir çesit algılayıcı,...

bogofilter İle Olasılıksal SPAM Filtreleme

FZ

Paul Graham 2002 yılı Ağustos'unda yazdığı makalede spam filtrelemede Bayes Teoremi'nin (Öznel Olasılık Teorisi) kullanılabilirliğine değinerek SPAM e-posta (email) ile savaş konusunda yeni bir akımı başlatmış oldu.

Graham'a göre aldığımız her email'e içerdiği kelimeler - mesaj başlığındakiler (header) de dahil olmak üzere- incelenerek 0 ile 1 arasında bir spam skoru atamak mümkün. Bu sayının hesaplanabilmesi için öncelikle size gelen çok sayıda spam ve spam olmayan emailin ayrı ayrı incelenmesi gerekiyor. Bu inceleme sonucunda eğer belli bir kelimeye sadece spam olan emaillerde rastlanıyorsa o kelimeyi göreceğiniz bir sonraki emailin de spam olma olasılığı çok yüksek olacaktır. Aynı mantıktan yola çıkarak, büyük bir çoğunlukla gerçekten okumak istediğiniz emaillerde rastlanan kelimelerin gelecekte de spam içermeyen emaillerde görülmesi beklenir. Bu anlattıklarımızın iyice yerleşmesi için birkaç örnek verelim: