Netherlands

Fazlamesaicinin Yurtdışında Yaşam Rehberi: Hollanda #1

3
hcg

tonguçyumruk bu seriyi başlatınca ve ilk yazıda "dünyanın dört bir yanına yerleşmiş" derken "yanına" bağlantısıyla topu bana atınca bir Hollanda yazısı yazmak kaçınılmaz oldu. tonguçyumruk bu durumdan vazife çıkartır da hcg durur mu? Buyursunlar; Fazlamesaicinin Yurtdışında Yaşam Rehberi: Hollanda #1.

Hollanda: Yani Philips'in, Shell'in, Heineken'in, Unilever'in, turuncu giyen uzun boylu insanların, sempatik bir kralın, Arjantin'li bir kraliçenin, Erasmus'un, işleri monoton olduğu için grev yapan makinistlerin ve total futbolun ülkesi.

Hollanda nedir, yenir mi?

Hepi topu iki komşusu (Belçika, Almanya) olan, yüzölçümü (41.543 km2) Konya'dan (38.873 km2) biraz büyük, topraklarının önemli bir kısmı şu seviyesinin altında bir ülke burası. Zamanında su baskınlarından çok çektikleri için bu konunun üzerine gidip su mühendisliğinde dünyanın en başarılı ülkelerinden birisi olmuşlar. Yüzölçümü Konya kadar olmasına rağmen tarım ihracatında dünya ikincisi olmaları da bir başka kaydadeğer bilgi. Ülkenin adının Netherlands mi Holland mı olduğuna dair karmaşanın yanıtı için şu videoyu izlemenizi öneririm.

Tarih

Çok eskilere gitmeye gerek olmadığını düşündüğümden doğrudan 20.yy'dan bahsedeceğim. Hollanda her iki dünya savaşında da nötr kalacağını duyurmuş. Bu da biraz ülkenin genel yaklaşımı için fikir verebilir sanırım. Savaşa girmemesine rağmen, İngiltere ile deniz bağlantısından dolayı, yine de Almanlar tarafından fena şekilde bombalanmış ve özellikle liman şehri Rotterdam'da bu bombalamanın etkisi çok ciddi olmuş. Bunlar geçmişte kalmış diyerek bugüne gelelim.

Günlük Hayat

Bu bölümü tonguçyumruk gibi parçalara bölmeyi tercih etmedim. Kısa tutup kariyer mevzularına geçeceğim.

Hollandalılar rahat, sıcak ve sportif insanlar. Sokakta yanınızdan geçerken selam veren çok olur (bilhassa adı Amsterdam olmayan kentlerde. Adı Amsterdam olan kentte sokakta yanınızdan geçenlerin çoğu turist olacaktır). Genci yaşlısı İngilizce bildiği için yerel dili öğrenmeden hayatınıza devam edebilirsiniz. Belediyeler olsun, vergi dairesi olsun web sitelerine İngilizce seçeneği de koymuş durumda. Hollandalıların bir özelliği de son derece direkt olmaları. Söyleyeceklerini çok dolandırmadan söylüyorlar ve bu konuda duygusal davranmıyorlar. Yav şunu karşıdakini kırmadan nasıl söylerim dertleri yok. Üstelik Hollandalı olmayanlardan da bunu bekliyorlar. Bir soru sorduğunda net yanıt istiyor. Gittiğim dil kursunda yaşadığım bir durumla bunu örneklendireyim. Bir dönem bittikten sonra eğitmen kimler devam edecek, ona göre gelecek dönem için katılımı belirleyeceğim diye bir soru sordu. Açıkçası öğrenciler olarak çok memnun değildik ve çoğumuz devam etmeyecektik ama adam çat diye sorunca herkes biraz kem küm etti. Eğitmen ise; "Gelmeyecekseniz söyleyin bozulacak bir durum yok, biz direkt insanlarız. Net yanıt vermemeniz benim için de daha kötü, kontenjanı belirlemem gerekiyor" dedi.

Bisiklet günlük hayatın bir parçası. Nüfus 17 milyon, bisiklet sayısı konusunda 2014 verilerini bulabildim: 13.5 milyon. Tabi ülkenin dümdüz olmasının da bunda payı büyük (en yüksek nokta 322m). Para yönetimi ve kredi kartı kullanımı İsveç'le paralel diyebilirim. Çocukluktan itibaren borç kötüdür diye yetişmişler ve 12 taksitle pantolon almak çok saçma geliyor Hollandalılara. Hayatınıza banka kartıyla devam ediyorsunuz, bütün faturalar hesabınızdan çekiliyor. Banka şubelerinde alışık olduğumuz türden gişeler pek yok. Kredi kartını sadece yurtdışı tatillerinde kullanıyorlar. Zaten öyle uçuk limitler yok, çoğunlukla bir maaştan daha az limit oluyor ve aylık ekstrenin tamamını ödemeniz gerekiyor (taksit atlat, ekstre ertele, üzerine de şu kadar AbnAmroPuan masalları hiç yok). Kısaca diyor ki, paran varsa al, yoksa alma (direkt insanlar olduklarını söylemiştim değil mi?).

Öğle yemeği kültürü ise şöyle: öğle yemeği kültürü yok. Öğle yemeğinde sandviç yiyor ve süt içiliyor. Bu üzerinde durmaktan hoşlandığım bir konu değil, hızlı geçiyorum o yüzden.

Nasıl giderim?

Serinin ikincisi için henüz bir planım yok. Belki bu yazıya gelen sorulara göre şekillendiririm. O yüzden Hollanda'ya nasıl giderim konusuna da değinmek istedim. İş ilanlarını nerede bulacağınız konusuna geçmeden önce bir kaç ön şart vereyim: Skype vb. üzerinden İngilizce mülakat yapacak kadar dilinize güvenmeniz gerekli. Codility vb. online araçlarla kodlama sınavlarına aşina olmanızda fayda var. Her mülakatta sorulacak sorular var, bunlara yanıtınız önceden hazır olsun, mülakat sırasında bu sorular gelirse düşünmenize gerek kalmaz. Neden Hollanda'ya gelmek istiyorsun? bunlardan birisi. Bir de benim favorim, mülakat sonunda gelen "peki senin bir sorun var mı?" sorusu.

AB çalışma izniniz varsa işiniz bir nebze daha kolay ama yoksa da dünyanın sonu değil, çoğu şirket çalışma izni için sponsorluk yapıyor ve ilanlarda bunu belirtiyorlar. Belirtilmemişse de sorun, ayıp değil bunu sormak. Hollandaca ilanları Google translate vb. ile çevirip başvuru yapmayın. Bazen özellikle Hollandaca ilan veriliyor çünkü. Böyle bir derdi olmayanlar ilanı İngilizce verir.

Randstad, ITJobBoard ve LinkedIn üzerinden bolca iş ilanı bulabilirsiniz. Zaten bir süre sonra İK şirketlerinin veritabanına giriyorsunuz ve onlar size e-posta ile ilanları göndermeye başlıyorlar. Biraz detay ama önemli bir bilgi; "Expat" statüsü ile gelebilirseniz maaşınızın %30'u vergiden muaf oluyor. Her firma expat çalıştırma hakkına sahip değil. Bu eğer sizin için kritikse görüşmenizde bunu da sormanızda bir sakınca yok (bir kez daha: direkt insanlar olduklarını söylemiştim değil mi?).

Sonuç

Büyük Göç verilerine göre, son dönemde Amerika, Almanya ve İngiltere'den sonra en popüler göç noktası Hollanda. Dahası, çok da yabancılık çekmeyeceğiniz bir yer çünkü Türkler olarak her yerdeyiz. Rotterdam'da GSStore ve Fenerium var dersem herhalde bir fikir vermiş olurum.

Kapak görseli: flickr

Görüşler

0
butch

Eline sağlık. FM üye profil bilgileri arasında ülke seçeneği de var. Belki ileride biz de bir dünya haritası çıkarırız.

0
elifkus

Ben özellikle şirket kültürü düzgün, bir mühendis için çalışılası şirketleri merak ediyorum. IT yönetiminin düzgün olduğu, çalışanlara kıymet verilen, (teknik) best practice'lere önem veren şirketleri. Küçük büyük hiç farketmez. Böyle bildiğin şirketler var mı?

0
hcg

Henuz cok fazla sirket hakkinda bilgi sahibi olamadim, geleli 1 yildan biraz fazla oldu ama genel edindigim izlenim insana guvenin yuksek oldugu. Hasta oldugunuzda yoneticinize haber verirsiniz ve ise gitmezsiniz, kimse rapor vb. sormaz (calisanlara kiymet verme ornegi olarak yazdim). Bunu suistimal eden olmamis cunku. Sirket kulturu elbette degisken ancak yoneticilerle personel arasinda mesafe yok diyebilirim. Yoneticim de benim kadar kod yaziyor mesela, ben yonetici oldum kod yazmam is dagitirim takibini yaparim demiyor. Unicorn tabir edilen bir sirkette (Adyen) calisiyorum, CTO'da aksam bisikletine binip evine gidiyor.

Bir arkadasimdan booking.com'da da yazilim ekibinin mutlu oldugunu duymustum. Benim onerim once is ilanina bakip, sonra firma hakkinda glassdoor vb. kaynaklardan arastirma yapmak. Hatta biraz buyuk bir firmaysa LinkedIn'de personel listesine bakip bir Turk ya da bir arkadasin arkadasi bulma ihtimali yuksek, dogrudan onunla da iletisime gecebilirsin.

Bu arada, gitmeyi kafaya koyanlar icin onerim en azindan ilk isleri icin cok secici olmamalari. Buraya bir sekilde gelip AB calisma izni vb. aldiktan sonra burada, baslangictaki hedefe nispeten yakin bir yere gecmek daha olasi.

0
FZ

Senin yonetici kod yazmak gibi "asagi" bir is yapmaya ek olarak allah bilir sirketin basindaki adam da cayini kahvesini gidip kendisi aliyordur?

0
tongucyumruk

Ellerine sağlık. Özellikle "nasıl giderim" kısmı sadece Hollanda değil genellikle yurtdışına gitmek için çok doğru bir yol gösterici olmuş. İsveç'in ikinci bölümü için hunharca çalacağım.

0
FZ

Sirketlerden bahsetmisken ASML gibi bir devi de es gecmeyelim. Belcika'daki IMEC'e guzel makinalarini yolluyorlar ;)

Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Fazlamesaicinin Yurtdışında Yaşam Rehberi: İsveç #1

tongucyumruk

İsveç: Yani IKEA'nın, Volvo'nun, Ericsson'un, Spotify'ın, batmayan güneşin, karanlık kışların, sarışın insanların, Nobel ödülünün, PewDiePie'ın vikinglerin, komik şapkalar takan bir kralın1, sıradışı yemeklerin, ve tabi ki İsveç Bikini Takımı'nın2 ülkesi.

Her geçen gün daha fazla insanın "Nasıl yurtdışına yerleşirim" diye düşünmeye başladığını görünce durumdan...

Fazlamesaicinin Yurtdışında Yaşam Rehberi: İsveç #2

tongucyumruk

İsveç'te yaşam maceramıza birinci bölümde İsveç hayatı hakkında bir girizgah yaparak başladık. Şimdi sırada o anlatılan hayatı nasıl yaşayabileceğimiz sorusu var. Lafı fazla uzatmadan sizi aşağıdaki bölüme alalım...

Nasıl giderim?

Tabi ki İsveç'e yerleşmenin ilk adımı Edirne'den çıkıp İsveç'e gelmek. Ne var ki Türkiye AB üyesi olmadığı için bu işi öyle elinizi kolunuzu...

Fazlamesaicinin Yurtdışında Yaşam Rehberi: İsveç #3

tongucyumruk

Hayırlı olsun, İsveç'te bir iş bulup vizenizi aldınız, İsveç'e gelip bütün kurumlara kayıtlarınızı, sigortalarınızı yaptınız. Büyük olasılıkla henüz bir ev bulamadınız ama merak etmeyin, o konuyu da sıradaki adımda uzun uzun inceleyeceğiz. Ama ondan önce, ofiste ilk gününüz yaklaşırken size yardımcı olmak üzere bir yazımızla daha karşınızdayız. İşte İsveç'te ofis hayatı.

Başlamadan...

Fazlamesaicinin Yurtdışında Yaşam Rehberi: İsveç #4

tongucyumruk

Evet, İsveç hakkında okudunuz, işinizi buldunuz, iş hayatınızın nasıl geçeceği konusunda da bir fikriniz var. O zaman ne duruyorsunuz taşınmak için? Ah... Evet... Ev sorunsalı.

Ev sorunsalı

Eğer İsveç'te yaşamaktan vazgeçecekseniz en iyi sebep ev sorunsalı olabilir. Özellikle Türkiye'de alıştığınız ev bulma düzeninden sonra İsveç sistemi ve bu sistemin sorunları insanı şoke edebilir....