FATİH Projesi Bilgi ve İletişim Teknolojileri Çağrı Programı

0
nyucel
Bugüne kadar TÜBİTAK proje desteklerinde bir genel çerçeve belirliyor (araştırma projesi, kamu projesi gibi) ve araştırmacıların kendi fikirleriyle başvurmasını istiyordu. Gelen başvurular hakemlerce değerlendiriliyor ve belli miktarlarda destekler veriliyordu. Öncelikli Alanlar Ar-Ge Projeleri Destekleme Programı ile birlikte başka bir yol denenenmeye çalışılıyor; TÜBİTAK öncelikli gördüğü alanları ve bu alanlar üzerinde hangi konularda projeleri destekleyeceğini açıklayarak doğrudan bu konularda gelecek projeleri destekleyecek.
Bu yazıyı yazarken açık olduğu görülen proje konuları enerji, bor, gıda ve bilgi teknolojileri idi. 25 haziran günü Ankara TÜBİTAK merkez binada bu proje çağrıları hakkında bir bilgilendirme günü düzenlendi. Detaylar TÜBİTAK sayfalarında ayrıntılı olarak mevcut ama ben kendi aldığım notlardan bağlantıda bulunmayanları buraya aktarayım belki katılamayanlar için fikir verir.
  • TÜBİTAK bu proje çağrısında kurumların birlikte çalışmasına büyük önem veriyor. Üniversitelerin firmalarla işbirliği yapması ve ortaya mutlaka ürün çıkması isteniyor.
  • Yeni kurulan üniversitelere öncelik verilmesi planlanıyor.
  • Proje çağrısı kapsamında hazırlanacak tekliflerde iki önemli kriter olduğu altı çizilerek vurgulandı. Yüksek bantgenişliği isteyen proje tekliflerine ve okulların WAN bağımlılığını arttıran uygulamalara sıcak bakılmadığı söylendi.
  • Fatih kapsamında satın alınacak tabletlerin yerli üretim olmasını istedikleri ve sonuçta 2 firmadan tablet alımı yapılacağı söylendi.
  • Tablet alımının bu yıl kısıtlı miktarda yapılacağı, gelecek yıl tüm ülkeyi kapsayacak ihalenin gerçekleştirileceği söylendi.
  • Özel eğitim gerektiren öğrencilere yönelik uygulamalara duyulan ihtiyaç vurgulandı.
  • Fatih kapsamında arama motorlarına duyulan ihtiyaç anlatıldı. Yapılan aramaların mümkün olduğunca dikey (önce okulda, sonra bölge merkezinde, daha sonra merkezde) arama yapmasını istediklerini söylediler.
  • Kablosuz erişim noktaları için yönetim yazılımı isteniyor.
  • Tabletlerde ve etkileşimli tahtalarda kamera olmayacak. Öğretmenlerin tabletlerinde kamera olacak. Yazılacak uygulamalarda buna dikkat edilmesi lazım.
  • Ben tahta ve tabletlerde hangi işletim sistemleri olacağını sordum. Etkileşimli tahtada mutlaka Pardus olacağı, Windows'un belki olabileceği söylendi. "Yazacağınız uygulamalar mutlaka bu iki işletim sisteminde de çalışmalı" diye özellikle vurgulandı.
  • Tabletler üzerinde deneme süresince Android ve Windows olacağı, daha pardus'un tablet sürümü hazırlanınca onun da tabletler üzerinde koşmasını planladıklarını söylediler.
  • Proje çağrısında başvurulacak alanların sınırları çok katı çizilmiş gibi görünse de bunların dışında gelecek parlak fikirlere de açık olduklarını söylediler.
  • Tabletlerde 3G modemler olması konusunda görüşmelerin olacağından bahsedildi.
Kaynak: http://nyucel.blogspot.com/2012/06/fatih-projesi-bilgi-ve-iletisim.html

İlgili Yazılar

İçerik Korsanlığı: Nereye Kadar?

FZ

Yaklaşık 4 sene önce, 2002 yılının sonbaharında kardeşim ve birkaç yazar ile birlikte cazci.com sitesi için bazı caz tarihi makaleleri hazırlamış ve yayınlamaya başlamıştık. Buraya kadar her şey normal. Ta ki bugün kardeşim bana NTVMSNBC sitesinden bir yazı gösterene kadar...

Teknoloji ile erken tanışan çocuklar

anonim

Son birkaç yıldır gözlemlediğim bir durumu sizlerle paylaşmak istiyorum. Son birkaç yıldır deyişime bakmayın topu topu 26 yaşındayım. Zaten durumun vahameti de burada.

CCIE'ler Ne Yer Ne İçer?

FZ

CCIE'ler yani Cisco Certified Internetworking Expert sertifikasına sahip uzmanlar ne yapar ne eder? Bu sertifikanın anlamı nedir? Ağ uzmanlığı nasıl bir şeydir? Üniversite sınavı, CISCO sınav kıyaslaması nasıldır? Söz konusu sertifikayı alan bilgisayarcıların hayatı nasıl değişmektedir? CISCO sertifikasyonu bilgisayar uzmanlarını tek bir şirkete yöneltip kötü bir oluşuma mı yol açmaktadır? Milliyet Bilişim sormuş ağ uzmanları cevaplamış burada ve devamında.

Bir Ülkenin Beyni Nasıl Felç Edilir

FZ

Bir Ülkenin Beyni Nasıl Felç Edilir*

Üzerine titreyerek yetiştirdiğiniz çocuğunuz stresli bir sürecin ardından üniversiteye girdiğinde onun zarar görmesini ister misiniz? Evladınızın kandırılması hoşunuza gider mi? Peki çocuklarınızın öğretmenleri yani üniversitedeki hocaların bir kısmı sizi ve hemen herkesi kandırsa neler hissedersiniz? Maaşınızdan veya kazancınızdan kesilen vergilerin, sizi ve çocuklarınızı kandırmaya çalışan insanlara verildiğini öğrenseniz kendinizi iyi hisseder misiniz? Böyle insanların çocuğunuza ve başkalarına örnek olmalarını ister misiniz ya da çocuklarınızın böyle insanlara dönüşmesini?

Benim bir çocuğum olsa yukarıdaki soruların hepsine hiç tereddüt etmeden "hayır!" cevabını verirdim. Dahası böyle soruların sorulmasını bile garip karşılardım.

Henüz bir çocuğum yok ama yukarıdaki soruları sormama yol açan bazı olgulardan ve olaylardan haberdar olmak beni epey rahatsız etmeye başladı. Sizi de rahatsız etmesi gerektiğini düşündüğüm için bu yazıyı yazmaya karar verdim. Neden sizi de bu rahatsızlığa ortak etmeye çalıştığımı aşağıda izah edeceğim.

TV'leri Kapatıp Kitap Okumaya ve Öğrenmeye Başlamanın Zamanı Gelmedi mi!

FZ

En nihayetinde zoru başardık gene. Türkiye televizyon seyretme istatistiklerinde 1. sıraya oturdu, ne kadar gururlansak azdır. Günde 4 saatlik ortalama ile ABD'yi geçerek televizyon konusundaki azmimizi cümle aleme kanıtladık.

Bunlar olurken bir de baktık ki kitap okuma konusunda da gelişmekte olduğunu iddia eden bir ülke olarak kırılması zor bir rekora imza atmışız: Ortalama bir Japon vatandaşı yılda 25, ortalama bir İsviçreli yılda 10 ve ortalama bir Fransız yılda 7 kitap okuyorken Türkiye'deki dünyaya bedel her 6 vatandaşımıza yılda bir kitap düşüyor! Çocuklarımızın kitap okumasındaki en önemli engelleyici faktörlerden biri olarak TV görünüyor.