En Detaylı ve Kategorize Edilmiş Bilgisayar Saçmalıkları

0
FZ
Değerli FM üyeleri bugüne dek pek çok bilgisayar saçmalığı okumuş, yaşamış ve içlerindeki şiddet duygularını bastırıp mizaha yer vermeye çalışmışlardır.

Bilgisayar saçmalıklarının gayet güzel bir şekilde kategorize edildiği http://rinkworks.com/stupid sitesindeki bazı anekdotlar sizi gülümsetebilir (benim ise sandalyeden düşmeme yol açtı, faturayı site yöneticisine yolluyorum).
Bir iki örnek vermek gerekirse:

I was calling to sign up with a new DSL provider. When the guy asked what operating system I was using, I said, "Linux." I was put on hold for five minutes, and then a supervisor came back and told me, "You can't use Linux to connect to the Internet. It's a hacker tool, anyway." I almost fell out of my chair.

A lab technician (legendary, where I work) deleted a large and seemingly useless file named /vmunix from a Sun workstation. (This file is the UNIX operating system image.) The machine worked fine until I tried to reboot it.

Recently, I had a guy from the local tech school come in for an interview for my computer assistant job opening. I was taking him around the office, trying my best to explain to him what my job entails and what he'd be doing if he worked for me. One of the very first things I showed him was our NT server, which runs Wincenter Pro, a third-party enhanced version of Windows NT Server which allows us to have multiple people logged into the same NT box and to start up a remote NT session from an X-Windows desktop. He was pretty impressed by that, having been trained in a vanilla NT environment. The next thing I showed him was one of our old DG 300 UNIX workstations. He scoffed along with me when I explained that the workstation used an old 16mhz Motorola processor, so it was not exactly fast. The interview seemed to be going well up to this point, with the guy seeming to understand most of the stuff I was throwing out (even the stuff I wasn't too sure about myself) until I happened to mention that the DG workstation, along with all the other workstations and servers in our office (save the NT server, of course) ran DG/UX 5.4R3.10:

* Me: "Yeah, and this thing runs DG/UX 5.4R3.10."
* Him: "What's that?"

He stares blankly. My heart sinks.

* Him: "So does that run as a thread under NT?"
* Me: "No. It's an OS. It just runs by itself."
* Him: "Oh oh, so you start up NT, then--"
* Me: "No. UNIX. It's an operating system. It runs by itself, not under NT."

He stares blankly. So much for this prospective employee.

Görüşler

0
tongucyumruk
"It's a hacker tool, anyway." ha?Aslında haksız da sayılmazlar ama... yakında bu sitenin posta kutusu faturalarla dolacak gibime geliyor. Gerçekten yerlere yıkıyor...
0
tongucyumruk
Bunları okudukça aklıma şu geldi: Acaba GNU/Linux ve benzeri açık kodlu sistemlerin özellikle masaüstünde yaygınlaşamamasının sebebi bu olabilir mi? Yani adamların arayıp küfredebilecekleri bir teknik desteğin olmaması?

Burada anlatılan bir çok hikayede müşterilerin teknik desteği aptallıkla, casuslukla vs... suçladığı görünüyor. Halbuki bir program için o programın yazarından veya kullanıcı grubundan destek almaya çalıştığınızda bu derece aptalca sorular genelde en iyimser ihtimalle rtfm ile karşılanacaktır. Dahası karşı taraf sabırla destek isteyenin tüm aptallığına rağmen yardım etmeye çalışırsa bunun karşılığında:
"salaksın sen, bir halt bilmiyorsun"
gibi bir cümleyle karşılaşırsa bu hikayelerdeki elemanlar gibi susup sakin karşılamayacak, cevap verecektir...

Bu nedenle insanların arayıp ta uzun uzun saçmalayabilecekleri bir destek hattı açılmadığı sürece herhalde GNU/Linux masaüstünde yaygınlaşamayacak...
0
FZ
Güzel bir açılım getirmişsin konuya. Ben GNU/Linux´u virüse, iyi huylu bir virüse benzetiyorum. Doğrudur, bir yere takıldığımda gider bilgili insanlara sorarım ama bilirim ki "kardeşim çöz benim problemimi, bana ne, bana ne, benim istediğim gibi olsun her şey" şeklinde mızmızlanamam, çözüm istiyorsam ve soru soruyorsam karşılığında belli bir düzeyde bir çaba harcamam ve bana yardımcı olmaya çalışan adama yardımcı olmam gerekir.

Gelelim virüs analojisine, böyle dedim çünkü gördüğüm kadarı ile bilginin yaygınlaşma hızı bir hayli yüksek! GNU/Linux´a dair hiçbir şey bilmediğini iddia eden hevesli gençlerin maksimum 1-2 ay içinde kendi sorunlarını çözmenin çok ötesine geçip etraflarındaki diğer kullanıcıların teknik problemlerine nerede ise anında çözüm getirebildiklerini görüyorum. Bu sürecin sosyolojisi ve ekonomisi dikkate şayan.

Bir kez daha vurgulamakta fayda var: Bilgisayar kullanıcılarının ezici çoğunluğu o salak `help desk´lere değil etraflarındaki `bilgisayar dahi´lerine ;-) güveniyor. Yani: arkadaşlarına, iş ortaklarına, komşularına, arkadaşlarının çocuklarına, vs. Şimdi bu satırları okuyup gülümseyen `böyyük´ şirket `network administrator´larına dönüyorum ve diyorum ki: Gülümsemeyi kesin! Ve Türkiye´nin en büyük telekom şirketlerine vakti zamanında kurulan milyon dolarlık UNIX sunucuların daha önce bu tip aletlere elini sürmemiş teknisyenlere emanet edildiğini hatırlayın! Peki ne oluyor bu tip durumlarda? Yani konuya `hacker´ tadında yaklaşan bu genç arkadaşlar sistemi aksatıyolar mı? Yoo, hayır, yaptıkları şey bir iki hafta boyunca sistemin altından girip üstünden çıkarak deneyim sahibi olmak ve sonra bunu ustalıkla çekip çevirmek oluyor.

Gelelim masaüstü meselesine, daha iki gün önce yaşadığım bir durum. Bir dostumun makinasında Windows 2000 Server kurulmuş durumda. `ANIMATRIX´i seyretmek için elinden geleni yaptı ama seyredemedi. Media Player, son sürüm. DivX player, son sürüm. Son baktığımda 27. codec yazılımını yüklemiş olmanın getirdiği bitkinlikle makinaya ve Microsoft´a küfrediyordu. Gülümseyerek ona baktım ve: Bir ara benim eve uğra, benim Debian GNU/Linux [www.debian.org] sistemi üzerinde MPlayer [www.mplayerhq.hu] ile seyrettireyim sana o DivX´i dedim ;-)

Bu arada dostumun kızgınlığına yol açan şeylerden bir tanesi de şu idi: Windows 2000 açılıştaki 2 adet seçenekten kurtulmak istiyordu ama bunun için hangi dosyayı edit etmesi gerektiğini bilmiyordu. Birlikte araştırdık ve boot.ini şeklinde bir dosya olduğuna kanaat getirdik ama gelin görün ki yok böyle bir dosya. Windows Explorer´a gizli dosyaları göster dedik yine yok! Meğer bir de `Hide Operating System Files´ diye bir seçenek varmış ve öntanımlı olarak seçiliymiş! Yanında da `unchecking this is not recommended´ yazıyor. Bunu gören dostum çıldırdı: `Yahu bu bir server işletim sistemi değil mi, ben bunun Administrator kullanıcısı değil miyim, benden nasıl gizler bu dosyaları default halde, bir kullanıcı bu kadar mı salak yerine konur! Bu herifler herkesi Amerikalı mı zannediyor da böyle aptal tedbirler alıyorlar...´ Dostumun sarf ettiği diğer sözleri sansürlüyorum ;-)

Neyse konu gene biraz dağıldı gibi. Şimdilik diyeceklerim bu kadar.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

3. Bilişim Teknolojileri Şenliği (Ama ne şenlik!) ;-)

FZ

Önce Nefise Karatay isimli özel ve güzel mankenimizle bir söyleşi. Ardından kambersiz düğün olur mu düsturu uyarınca Hıncal Uluç. Tabii bununla kalmıyor, o şimdi bilgisayarcı canı neler ister kıvamında bir başka etkinlik: Tuğba Ekinci'nin şarkılarıyla katılacağı (!) bir söyleşi. Daha derin mevzularla ilgileniyorsanız değerli astrolog (!!) Yasemin Boran ile astro yaşam (???) söyleşisi. Tüm bunlara ek olarak da yılın en "has" bilişimcileri ödül töreni, Ziynet Sali'nin katılımları ile...

Hayır hayır MTV, Kral TV, Şamdan, Gala, vs. magazin ödül töreninden bahsetmiyoruz. Kadir Has Üniversitesi 3. Bilişim Teknolojileri şenliği yapıyormuş, o bağlamda bir etkinlik. Şahsen bir "bilişimci" olarak Tuğba Ekinci, Nefise Karatay, Didem Taslan ve diğer katılımcılarla samimi bilişim sohbetleri gerçekleştirmeyi istiyorum, kaçırılmaması gereken bir etkinlik diye düşünüyorum :-P

Portal yönetiminde şok çözüm!

ninja-g

Portal gibi büyük içerikli sitelerde çalışan bütün arkadaşlar! işte size nefis bir sorun çözme yöntemi: Sayfaları yaptınız bitti derken birden bire template olarak kullandığınız başka bir dosyanın üzerine save yaptınız. (save as'i unuttunuz!) Üstelik bununla kalmayıp dosyaları yayın server'ına upload...

Şaka Gibi...

parsifal

Dağarcığınıza Her Gün İki Söz

auselen

Türk Dil Kurumu, elektronik posta adresini bildiren herkese günde iki kelimeyi, anlamı ile birlikte ücretsiz olarak gönderiyor: http://tdk.org.tr

Pek güzel bir hizmet, hergün bir tebessüm garantili. Bugünkü ise bizlere bayram şekeri gibi...

Emniyet Müdürlüğü E-Postalarımızı Gizlice İzliyor!

FZ

ANKA AJANSININ HABERİ: İzleme olayı şöyle ortaya çıktı: Emniyet'in mail kutusu dolunca, izlenen e-posta adreslerine yanlışlıkla, İstanbul Emniyet Müdürlüğü- Bilgi İşlem Müdürlüğü imzalı "mail kutunuz dolmuştur, boşaltınız" uyarı yazısı geldi. Sanat ve Hayat Dergisi'ne mail gönderen okurlar, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün bu uyarı mailiyle karşılaştı. Bu mail nedeniyle e-posta'ların da adrese ulaştırılması da engellendi. Emniyet'in kişisel e-posta adreslerini izlediği yine Emniyet'in yanlışlığıyla ortaya çıktı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün, bir dergiye kişisel bilgisayarlar üzerinden gönderilen maillere karşılık kendi e-posta servisi üzerinden uyarı mailleri göndermesi üzerine polisin kişisel mailleri de izlediği öne sürüldü. ANKA'nın edindiği bilgiye göre, Sanat ve Hayat Dergisi'ne yazılarını ve görüşlerini mail yoluyla aktarmak isteyen okuyucular ilginç bir uygulamayla karşılaştı. Okuyucuların e-posta'ları derginin adresine ulaştırılamazken, bu kişilerin adreslerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden uyarı mailleri gönderildi.

Türkiye'nin en büyük bilgi işlem ağına sahip olan Emniyet Genel Müdürlüğü, bazı e-posta adreslerini kendisine yönlendirerek, izlemeye aldığı böylece, bu adreslerden yapılan yazışmaların bir kopyasının, Bilgi İşlem Merkezi'nin sistemine kaydedildiği belirtildi. Bilgi İşlem Merkezinin sistemi dolunca, sistemin otomatik olarak, kullanıcılara bu uyarı maillerini gönderdiği kaydedildi.

Haberin tam metnini burada okuyabilirsiniz.

Editörün Yorumu: YORUM YOK!