2000lerde Müzik Kalitesi ve Yüksek Ses Savaşları

0
FZ
Matematikçi, müzisyen ve yazılım geliştirme uzmanı bir dostumdan önemli bir konuya dikkat çeken ilginç bir e-posta alınca tüm müziksever FM üyeleri ile paylaşmadan edemedim:

"Emre kadresim,

Yeni yılın kutlu olsun.
Müzik prodüksiyonunda 'overcompression' denilen fenomenin etkilerini anlatan, ilgini çekeceğini umduğum bir yazi gönderiyorum. Senin de kulağının dikkatini çekmiş olabilir, albümler dinleyicinin dikkatini evde, işte, arabada yakalayabilmek icin gittikçe daha yüksek sesli oluyorlar ve bu da dinamik detayların kaybolmasına yol açıyor.

Şuradaki waveform örnekleri de epey çarpıcı: http://en.wikipedia.org/wiki/Loudness_war



Ayrıca: The Death of High Fidelity In the age of MP3s, sound quality is worse yazısına da bakılabilir.

Ve de: Turn Me Up! | Bringing Dynamics Back To Music"

Dostumuzun verdiği bağlantıların haricinde 2000lerde gittikçe yüksek sesli müzik üretiminin ses kalitesini nasıl düşürdüğüne ve 'overcompression'ın problemlerine dair daha detaylı bilgi edinmek için IEEE Spectrum dergisindeki The Future of Music ve Istanbul HiFi Club'dan Hakan Kalkan'ın yazısına bakılabilir.

Görüşler

0
FZ
Çocukluğumda tadına vardığım plakların ve çeşit çeşit pikapların üzerinden nice yıl geçti. Kaç zamandır bir fırsat yaratıp yeniden bir pikap alıp plaklardan müzik dinlemeye başlasam mı diye düşünüyorum. Şimdi bunu gerçekleştirmek için bilinçli bir sebebim daha var ;-)
0
Tarık
"dinamik detayların" kaybedilmesi mevzusu biraz daha açık dille nasıl ifade edilmelidir?
0
Chaosopher
yukaridaki videoyu incelerseniz
1980lerdeki parcada muzigin geri kalani mesela 2 siddetinde ise davul 4 siddetinde vuruslari ile vurgu olusturuyor.
compression yapildiginda neredeyse her oge 4 siddetinde oluyor dolayisi ile ilk ornekte davulun getirdigi "dinamizim", "fark" kayboluyor.
Muzigin genel sesi yukselince kulaga ilk once sanki iyiymis gibi geliyor ama siddet cok fazla oldugu icin sonunda kulagimiz yorulunca sesi kisiyoruz cunku produksiyonu yapanlar muzigin siddetini ne kadar arttirrlarsa arttirsinlar ses dugmesi bizim kontrolumuzde. Biz sesi kisinca da davulun vurgusu vesaire hikaye oluyor.

albumlerin gun gectikce daha yuksek sesli olmalarinin nedeni olarak da
kabaca insanlarin dikkatini cekmek gosteriliyor ayrica artik tum produksiyon digital ortamda yapildigindan
detone olan birinin sesini duzeltmek veya acimadan compression uygulamak sadece bir kac tik ile mumkun.

mesela seksenlerdeki bir slayer albumu gunumuzun bir christina aguilera albumunun yaninda "tifil" kalacaktir. tabi hepimizdeki de nihayet ayni kulak oldugundan bu iste bir sinir koymak gerekiyor :)
0
FZ
Öyle güzel açıklamış ve öyle sağlam örnekler vermişsin ki aşağıdaki açıklamamı silsem mi diye düşünmeye sevk etti beni! :)
0
Tarık
Güzel açıklama :) Fakat ben olsam black sabbath solitude - metallica st. anger karşılaştırması yapardım :P Teşekkürler...
0
Chaosopher
tesekkurler...
christina ikisinden de yuksek seslidir bence :D
0
FZ
Yukarıdaki video sesli olarak izlenirse ne kast edildiği büyük ölçüde anlaşılabilir. Orada geçen bir laf çok kritik: "Sessiz bölgeler yoksa (parçanın ses yüksekliği toptan artırıldı ise) sesli bölgeler de yok" gibi bir laf ediyor videoda konuşan ses ve 80'lerdeki bir davul 'sound'u ile aynı parça 2000'lerde yapılırsa oluşan davul 'sound'unu kıyaslıyor. İkinci 'modern' sürümde uygulanan sayısal tekniklerden ötürü kaybolup gitmiş olan netlik, dinamik detayların kayboluşu ve insanların gittikçe bu şekilde mühendislikten geçirilen müziğe maruz bırakılışı yani müzikteni hassas iniş çıkışların sinyallerinin iptal edilişi bu videoda kendini gösteriyor.
0
Chaosopher
20:36! pişti mi olduk şimdi :)
0
FZ
Nedense aklıma "concurrent programming" geldi :-p
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

fazlamesai.net @ 2005

FZ

Tüm fazlamesai.net camiasının, üyelerinin, sessiz okurlarının, aktif katılımcılarının, kısaca bu siteyi öyle ya da böyle bir şekilde farklı kılan herkesin yeni yılını kutlarız.

Dileriz 2005 hepimize mutluluk, sağlık, huzur, zevk, başarı ve en önemlisi barış getirir.

2005 yılında yeni ve heyecanlandırıcı projelerle, birbirinden ilginç haberlerle ve önemli tartışmalarla yine karşınızda olacağız.

Bizi izlemeye devam edin...

fazlamesai.net ekibi

MS Windows kullananlar daha mı özgürlükçü? Programcılar çok mu korkak?

FZ

Bir durum saptaması: Etrafımdaki bilgisayarcıların bir kısmı hayatlarının %99'unu MS Windows üzerinde, çoğunlukla kapalı kodlu sistemler kullanarak ve yazılım geliştirerek geçiriyorlar. Bir kısmı ise tamamen açık kodlu GNU/Linux sistemleri üzerinde yine açık kodlu araçlar ile programlar geliştirerek hayatlarını kazanıyorlar. Kapalı kodlu ve birtakım firmaların fikri mülkiyetinde olan sistemleri kullanan ve etrafımda bulunan bilgisayarcıların önemli bir kısmının son yıllarda şu tür cümleler kurduğunu duyuyorum:

Başarılı bir açık kod programcısının maddi durumu

FZ

"I didn't have the money to buy a new laptop"
Yukarıdaki cümle genç bir çocuğa ait değil. Yukarıdaki cümle genç bir üniversite öğrencisine de ait değil. Yukarıdaki cümle sıradan bir programcıya ait değil. Yukarıdaki cümle başarısız ya da meşhur olmayan bir programcıya da ait değil.

Cümle, yaklaşık 15 yıl önce Perl programlama dilini yaratan karizmatik programcı ve dilbilimci Larry Wall´a ait. Bu programcının geliştirdiği Perl programlama dili sözlük hazırlama esnasında yine bu programlama dilinden faydalanan Oxford resmi İngilizce sözlüğe girdi. Onbinlerce sistem yönetim yazılımında kullanıldı. Yüzbinlerce web sitesi Perl kullanarak iş güç yaptı ve yapmaya devam ediyor. Perl son zamanlarda moleküler biyoloji alanında veri işleme için de kullanılıyor. Söz konusu adam işte bu dili geliştirmiş ve Linus Torvalds henüz lisede okurken insanlık kültürüne armağan etmiş olan adam. Bu adam şimdi yeni bir efsaneye, Perl 6´ya imza atmaya çalışıyor. Geliştirdiği Perl açık kodlu, karşılığında 5 kuruş istenmiyor ve aklınıza gelen hemen her işletim sisteminde çalışıyor. Böyle bir adamdan bahsediyoruz yani.

Bu adam, yeni bir dizüstü bilgisayar alacak kadar parası olmadığını söylüyor.

Şaşırdım mı? Evet. Şaşırdım mı? Hayır.

Larry Wall, efsanevi State of The Onion sunularının sonuncusunda, 4. sayfada bu yazının açılış cümlesini sarf ediyor.

Ne dersiniz? Sizce bu adam zor durumda mı? ;-)

Hani gündemdeki popüler konulardandır, "ya hoca biz şimdi bu kodları açarsak aç kalmaz mıyız yaa?" falan denir. Bunu diyenler muhtemelen Larry Wall kadar çok ve kaliteli kod üretmemişlerdir. Acaba diyorum şimdi Larry Wall gerçekten de acınası durumda mı? Başka bir perspektif: Daha çok kazanmak varken neden daha az kazanalım? Sahi, Larry Wall, bir dönem NASA için çalışmak dururken acaba daha bol paralı bir işe mi girseydi? Aklıma Once Upon A Time In China filmindeki bir sahne geliyor. Yağmurlu bir ortamda canını dişine takarak gösteri yapan ve sonra yere atılan paraları toplayan bir kung-fu, demir gömlek ustası. Bir süre sonra aynı usta çetin bir kavgada kılıçlı bir adamı silah kullanmadan yendikten sonra bir genç yanına gelip "usta bana da öğret, zor durumdayım, bana saldırıyorlar, artık para bile kazanamıyorum," der. Usta önce biraz ilerideki lokantadaki lezzetli yemeklere yutkunarak bakar, acı acı gülümseyip cevap verir: "Kung-fu ustası olsan ne olur ki, ben de pek para kazanamıyorum".

Sanırım en temel kavramların yeniden düşünülmeye ve irdelenmeye ihtiyacı var; sanırım felsefeye keyfi yerinde, sadece entelektüel olarak huzursuz olan insanların değil asıl ciddi anlamda zor durumda olan insanların ve belki de en çok gençlerin ihtiyacı var. Sanırım büyük adamlar küçük adamların bazı temel kavramları yeniden düşünmelerini istemiyor. Sanırım bu isteklerini gerçekleştirmeleri sahip oldukları muhteşem güce rağmen yine de kolay olmayacak. Ne dersiniz? Şimdi biz bu kodları kapayıp da mı saklasak yoksa açıp da mı saklasak? ;-)

Geleceğin Medyası

redogre

Geleceğin Medyası

fazlamesai.net taşınıyor

cbc

fazlamesai.net, 6 senelik evinden IBM ve Parkyeri sponsorluğundaki yeni yerine taşınıyor. Haberin devamında bu taşınma esnasında karşılaşabileceğiniz olası değişiklikleri okuyabilirsiniz.