10 yıl önce bugün...

0
dcc
Hafızanızı bir yoklayın bakalım... 10 yıl önce bugün, 29 Nisan 1994'te hangi büyük firmanın iflas ettiğini hatırlayabilecek misiniz?
Hatırlayanları tebrik ediyoruz. Evet, dünyaca ünlü Commodore firması 29 Nisan 1994'te iflas kararını açıkladığında milyonlarca Commodore ve Amiga kullanıcısı adeta yıkılmıştı. Uzun zamandır mali sıkıntılar içerisinde olan Commodore, artık borçlarını ödeyemeyeceğini açıklamış ve iflas kararı almıştı.

1958'de New York'un Bronx mahallesinde Jack Tramiel tarafından bir daktilo tamir şirketi olarak kurulan Commodore, kendisini büyük ölçüde finanse eden Atlantic Acceptance Corp.'un 1965'te iflas etmesiyle ilk büyük iflas tehlikesini yaşadı. Ancak Commodore, %17'lik hissesini 400,000 dolar karşılığında işadamı Irving Gould'a satarak bu tehlikeyi atlattı.

1970'li yıllarda elektronik hesap makinesi üretmeye başlayan Commodore, Texas Instruments ile büyük bir rekabete girdi. Ancak hesap makinelerinde kullandığı mikroişlemcileri Texas Instruments'dan 50 dolar gibi bir fiyata alan Commodore, daha pahalı olan fiyatlarıyla Texas Instruments'ın 49 dolarlık makineleri karşısında fazla tutunamadı ve milyonlarca dolar zarar ederek ikinci kez iflasa yaklaştı. Ancak Commodore, MOS Technologies'i satın alarak kendi mikroişlemcilerini üretmeye başlayınca iflastan kurtuldu.

1982 yılında kesinlikle tüm zamanların en çok satan kişisel bilgisayar modeli olan efsanevi Commodore 64 üretildi. C64'ün üretimi ufak tefek değişikliklerle 1992'ye kadar devam etti. Bugün, C64'ün satışlarının 17 ila 22 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor.

1985 yılında dünyanın ilk multimedya bilgisayarı olan Commodore Amiga 1000 piyasaya çıktı. Bulunduğu dönem için adeta bir devrim olan A1000, beraberinde multitasking, stereo ses, 4096 renk gibi kavramları getiriyordu. Ancak 1985, Commodore için pek iyi bir yıl değildi. Firma bu yıl içinde 237 milyon dolar zarar etti. Ancak Noel dönemi satışları sayesinde ayakta kalabildi.

1980'lerin sonlarına doğru kazanç getiren bir şirket haline gelen Commodore, daha sonra yine yanlış politikalardan kurtulamadı. Bir türlü istenilen desteği alamayan C128 ve CDTV, veya IBM uyumlu PC'ler karşısında tutunamayan A500+ ve A600 gibi modeller ile Commodore da düşüşe geçmeye başladı.

Commodore 1992'den itibaren olumlu adımlar atmaya başladı. A1200, A4000 ve dünyanın ilk 32 bitlik oyun konsolu olan CD32 üretildi. Bu makinalar hedef kitlelerini bulmuşlardı ve satış rakamları da gerçekten iyiydi. Ancak uzun yıllardır mali sorunlar yaşayan ve adeta bir borç batağına saplanan Commodore bu sefer hazin sondan kurtulamadı ve 29 Nisan 1994 günü saat 16:30 sıralarında iflas bayrağını çekmek zorunda kaldı.

Commodore'un satışı da en az ölümü kadar sancılı oldu. Yaklaşık bir yıl boyunca aralarında Samsung, Sony ve hatta Commodore İngiltere'nin de bulunduğu şirketlerin arasından sıyrılan Alman Escom firması tam bir yıl sonra 20 Nisan 1995'te Commodore'un ve Amiga'nın haklarının yeni sahibi oldu.

Bugün Commodore ve Amiga'ya ait patentler Gateway firmasında, Commodore'un isim hakları Tulip firmasında ve Amiga'nın isim hakları ise Amiga Inc. firmasında bulunuyor.

Görüşler

0
simor
Gözlerim doldu gerçekten.
Bir insan bir makineye bu kadar duyguyla bağlanabilirmi..
Ama tabi makinenin başarısı, arkasındaki insanların ve o makine sayesinde ki sosyal etklileşimlerimiz benim özlediğim. Jay miner da 1996 vefaat edince, devrim niteliğindeki makinelerin teknolojileri 20 yıl geriye çekildi ve hep beraber, olası teknolojinin ve halkın talebinin değil pazarın şişirilerek ticaretin yapıldığı bir dünyada olduğumuzu anladık. (bkz. 1994-monovga-gomoku)
0
korhan
Hiç kullanmadım ben bu comodor makinasını:)
Çok methi var..
0
malkocoglu
Harika bir yazi. C64'e sahip değildim (ZX Spectrum diye bir bilgisayar duydunuz mu?), fakat arkadaşların C64'leri sayesinde bu alete nostalji duyacak kadar yakınlık duyarım. İyi oyunları vardı. Bir de TR'de bilgisayar dergilerinde Ç64 bazlı güzel yazılar çıkıyordu, ek olarak assembler program hex kod ile! 4-5 sayfalık falan. Bu kodları elle okunur assembler'a çevirmek için uğraştığımı hatırlıyorum.

Bir de 80'lerde bilgisayarlara teyp'ten program yüklediğimiz simdi inanilmaz geliyor. Önce load yazilir, sonra Teyp'te PLAY'a başılır, ekranda renkler değişir filan.. Nerelere gelmisiz..


Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Bağımlı basın ve Internet'in farkı

sundance

Dün akşam üzeri, önemli bir olay oldu ve Emin Çölaşan'ın, 22 yıldır çalıştığı Hürriyet'teki görevine son verildi.

Sebepleri, neydi nasıldı tartışmayacağım. Fazlamesai bunun ortamı da değil zaten.

Sadece Türkiye'nin önde gelen gazetelerinin web sayfalarını bir dolaşın. Acaba konu ile ilgili ne sayıda ve nitelikte haber bulabileceksiniz?

Bir de (dağıtım imkanı bulamayıp, sadece Internet'ten yayın yapan) bağımsız haber kaynaklarına bakın

Yoksa biri bize gözetlettiriyor mu?

Pardus Kurumsal 2 Duyuruldu!

anonim

TÜBİTAK UEKAE bünyesinde geliştirilen ulusal işletim sistemi Pardus Kurumsal 2, kurumsal kullanıcıların gereksinimlerini hızla ve düşük geliştirme maliyetleri ile karşılıyor. Farklı büyüklük ve yapıdaki kurumların tüm ihtiyaçlarını karşılayabilen Pardus Kurumsal 2, birçok yenilik ve avantajı da beraberinde getiriyor.

Egzost´lu bilgisayar olur mu demeyin!

conan

Bu da düşünülmüş ve benim gibi bilmem kaç tane bilgisayarı olup fan sesinden delirenler ya da sistem odaları bilgisayarlardan dolayı çok ısınanlar için Bilgisayar Egzostu icat edilmiş. Egzost sistemini bilgisayarı arkasına verip diğer ucunu da duvar boşluğuna monte ediyorsunuz. Yani ise yarar mı bilemiyorum ama yine de ilginç bir görüntü :) Duvara monte edilmiş bilgisayarlar!

Biraz da Dijital Sanat

anonim

Dijital art'la ilgilenen arkadaşların ziyaret etmesi ve incelemesi gereken iki portfolyo.
Portfolyo 1, Portfolyo 2

Ayrıca bu portfolyoların sahibinin ülkemizden biri olması bizi dahada memnun ediyor :). Eline sağlık Kerem Beyit.

Müjde! Bilişimin arsa derdi çözülüyor...

bm

Biz burada Larry Wall'un davranışından felsefi manalar çıkartmaya, hem Malkoçoğlu rumuzu kullanıp hem beynelmilel seviyede kaliteli yazılar yazarak Türk'ün Türk kalarak sadece batılının sanılan oyunu oynabileceğini göstermeye ve bu nevi pek çok faydalı iş yapmaya çalışırken öbür taraftan birileri devletimizin aklına bilişimle ilgili birşeyler sokuyor. Buradaki habere göre Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun "Uygun yerde bedelsiz arsa tahsis etmeye ve Bakanlar Kurulu kararıyla enerji ve vergi muafiyeti gibi teşvikleri vermeye söz veriyoruz" demiş. Vergi muafiyetini anladım ama arsa ve enerji nereden çıktı? "Bilişim şirketlerinin toplanarak bir sanayi bölgesi kurmaları" teşvik edilecekmiş. Bana mı öyle geliyor yoksa "sanayi bölgeciliği" diye bir rant işi mi var Türkiye'de?

Internet yavaş, pahalı ve kesiliyor; ilginç donanım buraya getirilmiyor, iyi teknik kitap bulamıyoruz filan diye şikayet edildiğini duydum ama doğru dürüst iş yaptığını düşündüğüm bilişimcilerden "ah ah keşke bütün şirketler yanyana olsa" diye bir şey hiç duymadım. Pardon düzeltiyorum, hiçbir bilişimciden duymadım bunu. "Ne güzel ofis bilmemne maliyeti olmadan evimizden çalışabiliyoruz" yahut "net sağolsun bir sürü bilgili insanla dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar etkileşebiliyoruz" diyen çok bilişimci tanıyorum tabii. Bunun sebebi galiba benimle konuşan bilişimcilerle devletimizin aklına bu fikirleri sokan bilişimcilerin farklı olmaları.

Sizin aklınız eriyor mu "ithal veya yerli bilişim profesöründen gelir vergisi almayacağım", "telekom işini dehal halledeceğim", "bilişimde şirketleşmek artık 5 dakika", "Türk gençleri evde oturup annelerine çay yaptırıken ABD'nın yüksek katma değerli bilişim sektörününde yer almalı" gibi şeyler demek varken, "arsa tahsis edeceğim", "teşviği insana değil bölgeye vereceğim, siz bölgeye gelin", yani bir yerde efektif olarak "Türkler Türkler'le yakın durup hep Türkler'le konuşsunlar ki Türkiye dışında hiçbir yerde doğru olmayan doğrular üretelim" denmesine? Kimler bu insanların aklına bunları sokuyorlar Allah aşkına? Ben mi çok huysuz veya cahilim yoksa hakikaten ters bir perspektif mi bu?