darkhunter, ben sizin sözlerinizi tekzip eder anlamda yazmamıştım. Verdiğiniz linkteki Tokyo fotografları hdri değil "exposure combination" tekniği ile elde edilmişler demeye çalışmıştım. Bu arada "hdr" diye bir grafik dosyası formatı da mevcuttur. Fakat tıpkı alpha bilgisi barındıran imajların, ancak alpha kanalı destekleyen yazılımlarla açılıp, bir fon üzerine yerleştirildiği zaman transparanlık özelliği gösterebildiği gibi, HDR imajlar da özel bir yazılımla açılır ve örneğin bir jpeg dosyasına, ya da video frame buffer'a bu veriyapısından bir kesiti aktarabilirsiniz. Yani hdr imajın etkilerini ve bir kesitini görebiliriz, zira ne insan gözünde bir sahnenin değişik exposurelarla çekilip birleştirilmesiyle elde edilen bir veriyapısını görme yeteneği, ne de mönitörlerimizde bunu gösterecek teknik özellik vardır. Kısaca, HDRI konvansiyonel bitmap değildir.

Sitedeki resimlerin HDR olmadıklarını hatırlatmalıyım. JPEG formatı ile HDR bir imajı saklayamaz ve elbette ki gösteremezsiniz, HDRI farklı bir formattır. 64 bit bir HDR imajı 24 bit derinliğindeki mönitörlerimizden görmemiz de mümkün değil elbette... Sitede verilen resimler farklı pozlama süreleri ile çekilmiş fotografların üstüste bindirilmesi ile elde edilmiş, tek bir karede alabileceğinizden daha fazla ışık detayı içeren oldukça güzel fotograflar ama yine de HDRI değiller. Gerçek bir HDRI elde etmek için 7 farklı aperture size ile çekilmiş fotograf özel bir yazılımla, örneğin Paul Devebec’in HDR Shop adlı programıyla birleştirilmeli. Eğer HDRI yapmaktaki amacımız bir ortamı 3D olarak "kopyalamak" ve örneğin bir CG sahnede ışık kaynağı ve çevre (environment) olarak kullanmaksa fotograflar ayna gibi yansıtıcı, örneğin kromajlı bir küreden ortamın yansıması çekilerek elde edilmeli ve daha sonra fotograflar üzerinden fotograf makinesi ve tripod silinmelidir. Zahmetli bir çalışmanın ardından fotograflar HDR Shop ile birleştirilmelidir. Bu yöntemle elde ettiğimiz HDR imajlarla, HDRI destekleyen bir 3D programı ve renderer ile depth of field ve exposure timing gibi fotograf tekniklerini uygulayabiliriz. Ayrıca CG sahnemizi aydınlatmak için HDRI kullanabiliriz, sahnemizdeki yansıtıcı objeler de HDRI’ı yansıtır. Gerçek bir ortama fotorealistik bir şekiIde bir 3D modelin yerleştirilmesi de, o ortamdan alınan HDRI ile son derece başarılı sonuçlar verir, zira ışık bilgisi (yerleşim, sıcaklık) ve yansımalar gerçeğine sadık olacaktır.

Eski Knoppix sürümlerinde (<3.7) installer scriptleri sorunlu idi. Geçen yıl 3.7 (CD) ve iki ay kadar önce 4.0 (DVD) sürümlerini knoppix-installer ile HDD yükleyip denedim, sorunsuz bir şekilde çalıştı ikiside... DVD ile tam olarak kaç paket kuruluyor bilmiyorum ama aradığım neredeyse herşey vardı. Knoppix'in bir de oyun kolleksiyonu içeren LIVE-CD versiyonu var.

Bu LIVE-CD'lerin güzellikleri yanı sıra bir de kötü yanları var; GNU/Linux tecrübesi olmayan kimseler LIVE-CD'ler vasıtasıyla GNU/Linux ile tanışıyorlar, bazıları sistemin CD'den çalıştığını gözardı edip sistemin normal hızı bu sanıyorlar. 'Genelde' RAM'ında büyük kısmını işgal edip swap partisyonu olmadan çalışan bu sistemler oldukça hantal çalışıyor, açılışları da oldukça uzun sürüyor. Dediğim gibi; bazıları 'GNU/Linux bu hızda çalışır' gibi yanlış fikirlere kapılıyorlar. Sonra gelip "Lynaks kurdum ben de, çok yavaş" gibi tuhaf laflar ediyorlar. Sonra anlatsan da anlamıyorlar, hiç anlatmamak gerek heralde... Özgürlük ne demek bilmeyen -anlamak da istemeyen- adamların hayatlarına sokmamak gerek böyle şeyleri...

Bir de sinek içine yerleştirilmiş web server var.

Bunun Firefox ile alakası yok... Firefox, Google'a soruyor, Google da "http://" araması için ilk sırada http://www.microsoft.com/ adresini veriyor. Google da bu aramayı doğrudan yapıp sonucunu görebilirsiniz. Tabii, neden "microsoft" bu aramada ilk sonuç, ayrıca tartışmak gerek.

Bence çatlak büyüyor, Stallman'a "Linus Torvalds" Ödülü verdiklerinde, kürsüdeki Stallman'ın sözleri ve biraz ötesinde duran Linus'un tavrı aklıma geliyor. Çok zaman geçti üzerinden, Stallman'ı dinleyenlerin sayısı gitgide azaldı. Linux mu, GNU/Linux mu tartışmasında taraf olmanın tam zamanı diye düşünüyorum. Linus Torvalds, apolitik tavrının ötesinde GNU'ya pek sıcak bakmayan bir adam gibi geliyor bana, -tabi bu benim düşüncem- ama kesin olan şu ki yazılım tamamen özgür olsun düşüncesine kesinlikle katılmıyor.

.NET duyurulduğunda, CeBIT fuarında Microsoft insanları "kodu açmak"tan bahsetmişlerdi, biraz sohbet etme imkanı buldum kendileriyle, ayrıcalıklık bir geliştirici grubuna kodun bir kısmının açılacağını söylüyorlardı, ama çok farklı lisanlarda konuştuğumuz için hangi kodun, neresinin, hangi ayrıcalıklı geliştiricilere ve ne karşılığında açılacağını asla anlayamamıştım. Yasal zorunlulukla kodu lisanslı olarak açmaları, özgür yazılım dünyası başta olmak üzere, "Microsoft olmayan geliştiricileri" biraz zora sokabilir. Kodu açmadan önce, ıvır zıvır herşeye patent alır bunlar, sonra en küçük benzerlikte "çaldılarrr" diye tepinirler (çok iyi tepinen bi tanesini biliyoruz). Sonra da kanser derler, tümör derler... (sonra?)