söylemek istediklerim sanırım tam olarak anlaşılamamış.benim belirtmek istediğim "M$ ile ilgili eleştrileriniz fazla duygusal oluyor bu yüzden tam olarak gerçeği yansıtmıyor."biri iyidir diğeri kötüdür gibi bişi söylemedim.sadece bu birazda kullanıcıya bağlıdır.mandrake9.0 için scanner driver ını bulmak 3-4 saat sürdü benim için.bu durumda ben kalkıp "bu linux ın driverlarıda bulunmuyo kardeşim ne biçim iş" desem bu linux ın değil benim eksikliğimdir.(daha kısa sürede bulunabilirmiş bulduğumda anladım:)bir admin NT4.0 server ı dahi günde birkaç kez reboot etmek zorunda kalıyorsa bu bizzat o adminin öküzlüğüdür.MS u kötülemek yada kızmak yersizdir diyorum.örnek:sorumlu olduğum 6 adet NT4.0 server var ve 7 ay boyunca sadece bir tanesi reboot edilmek zorunda kaldı,o da SAP kaynaklı bir problemden dolayı ki,benden öncede bi 7 ay daha reboot edilmemiştir.bir kazmanın eline linux da verseniz MS da verseniz kazma olduğu için 2sini de kullanmakta problem yaşayacaktır.tekrar söylüyorum:ben herhangi bir karşılaştırma yapmadım(söylediğiniz gibi bunlar çok yapıldı)sadece bazı eleştrileri duygusal ve çocukça buluyorum o kadar.umarım bu sefer yanlış anlaşılmaz yazdıklarım.hepinize kolay gele..
Bu mini bir eleştridir...
linux un özellikleri,güzellikleri,ucuzlukları(fiyat açısından) bir yana,MS a gereksiz ve aşırı yüklenildiğini düşünüyorum.herhangi bir NT server günde birkaç kez reboot edilmek zorunda kalıyorsa,MS a değil,admin e kızarım ben.XP kurulu makinamda herhangi bir driver ı tanıtmak zorunda kalmazken,mandrake 9.0 kurulu makinamda 3-4 saat driver lara harcamak zorunda kalabiliyorum.yani bu biraz da kullanıcıya bağlı.mesele FB-GS taraftarları çekişmesi gibi bişi ise,bir itirazım yok.Ama mesele ihtiyaçları en ideal,en kolay,en iyi şekilde karşılamaksa MS un hakkını teslim etmek gerekir.biraz duygusallığa kaçıyor sanki tepkileriniz.gerçek şu ki:MS bugünkü noktaya muhteşem ürünleriyle değil,muhteşem pazarlama stratejileriyle geldi.beni kızdıran noktada hep bu oldu zaten.rekabeti yokedercesine sergiledikleri tavır!Zira rekabet yoksa gelişme de yoktur.diğer bir gerçek ise:MS evlilik gibidir ne onunla ne de onsuz! bu site gerçekten çok değerli bir site.sizi tebrik ve takdir ediyorum.MS ilgili yorumlarınız biraz gerçekten uzak geldi bana o kadar.paylaşacağınız bilgileri sabırsızlıkla bekliyorum.kolay gelsin...
bikaç bişi de ben söyleyim istedim.öncelikle yorumlar içerisinde bana abes gelen 2 noktadan ilk i : tahmin yapan yaratıcı ikincisi : zamanın ay ve güneşle ilgili olması...zaman denilen kavram tamamen bi kıyaslamadır.geçerli olan sadece an dır.insan bulunduğu anı daha önce bulunduğu başka bir an ile kıyaslar ve bunu belirli dilimlere bölerek bir scala oluşturur.ve bunlara çeşitli isimler verir.saat dakika saniye salise gibi...bulunduğu anları kıyaslama yeteneği insandan insana değişir ve geliştirilebilir bir yetenektir.ne kadar çok anı kıyaslayabilirse zaman o kadar yavaş geçer onun için.evliyaların bast-ı zaman(zamanın genişlemesi) olarak tabir ettikleri şey de budur aslında.özetle zaman:kainatın yaratıldığı(yaratıcıya inanmayanlara göre varolduğundan) itibaren mevcut bulunan anların bütünüdür.peki bunlar arasında yolculuk yapılabilirmi?yani zaman yolculuğu?bu mümkün,tabiki filmlerdeki gibi değil.evet geçmişe gidebilir,ama sadece hadiseleri izleyebilir,müdahale edemez.eğer edebilseydi,yukarıda konuşulanlar gibi tutarsızlıklar olurdu.aslında bunu her insan yapıyor.hemde geleceğe giderek.Dejavu dediğimiz şeyde aslında bi zaman yolculuğudur.ruh tamamıyla bedene muhtaç bi varlık değil.insanlar uykudayken zamanın bu anları içerisinde gezebilir ruh ve beyin de gördüğü hiçbişeyi unutmaz.ruhun seyahatlerinde gördüğü an'a gelindiğinde beyin flashback yapar ve insan ben bu anı daha önce yaşamıştım der.oysa o anı yaşamamıştır sadece görmüştür...vs vs vs zaman yolculuğu mümkün ve fakat vukuata müdahale imkansız.sadece oturup izlenir.bu bile yeter aslında bea :)
when was the last you showered? sorusunu yesterday dediğimde slackware,this morning dediğimde red hat,i'm still dripping dediğimde de HP-ux cikti.buradan cikarabildigim tek sonuc : conan sorulari cevaplarken bornoz giyiyomus :)
sanırım buradaki herkes savaşa karşı.takdir ve tebrik ediyorum.ilk başta bireysel tavırla devletin tavrının farklı olabileceğini düşünüyordum.türkiye cumhuriyeti bireyleri olarak %90 savaşa karşı olsak da,devlet konjonktüre göre hareket edebilir,yani savaşa destek verilebilir şeklinde.ne kadar komplo teorisi olarak lanse edilsede herkes az çok dünya tahtası üzerinde oynanan satrançları duymuştur.tek korkum vardı.bu savaşın bizim savaşımız olması.belki ırakla belki yunanistanla belki rusya ile yada iranla.belki bugün değil ama 5-10 sene sonra..dünyayı yönetenler istediği yerde ekonomiye istediği şekilde müdahale edebiliyorsa,istediği yerde savaş çıkarabiliyorsa neden bizi de savaşa sürüklemesin ki?bizi tehdit etmeyen bir savaşa karşı çıkmak adına ileride kendi ülkemizi insanımızı tehlikeye atmak doğrumudur yanlışmıdır?taraf belirlemeden önce(savaşa karşımıyım değilmiyim) hep bunu düşündüm.doğru olan ne?genel-geçer doğru nedir?dünyanın her tarafında doğru olan nedir?ortada bir zulüm var.dolayısıyle zalim ve mazlum var.doğru olarak gördüğüm şu ki; neticesi ve bedeli nolursa olsun zulmün ve zalimin karşısında durabilmektir.bunun bedeli can vermek yada sefaletle geçen bir hayat sürmek olabilir.yada bu bedelleri ödeyenlerin acılarını samimi bir şekilde paylaşmak.bu bedel scalasının neresinde yeralacağını asla bilmeden zulme karşı durabilmektir doğru olan.ekonomik krizlerin en kötüsünü,savaşların en ağırını yaşamaya hazırmıyız ülke olarak?eğer devlet adamlarımız ülke adına bu muhtemel sıkıntıları göze alıp amerikaya karşı dursa hatta rest çekse,onları bu şerefli ve asil kararlarından dolayı alkışlayabilirmiyiz?yoksa savaşa karşı olmanın bedelleri ödenmeye başladığında küfür ve isyan edip ülkemizimi karıştırırız?eğer öyle olsa tezkere meselesi gündeme bile gelmezdi.her ülke nasıl yönetilmeyi hakediyorsa öyle yönetilir.devlet her zaman milletin aynasıdır.netice:bagdad dan 1500 km uzakta,25C derece oda sıcaklığında,256K internet,çay,sigara keyif üçgeninde savaşa karşıyım.bu bana hiçbir anlam ifade etmiyor.benim için anlamlı olan bişi varsa o da ; ülkem insanını -en başta kendim olmak üzere- bu bedelleri ödemeye hazır şekilde görebilmektir.umarım başarabiliriz.
Kitabı okumadım.Üzerine kitap yazacak kadar önemli olan ne filmde onu da çözemedim.Wachowski Bros. bu noktada gereken herşeyi yapmışlar zaten.Felsefi akımlar bu noktada neyi nasıl yorumlamış ne düşünmüş bilemiyorum ama çoğunun filmi hakettiği şekilde değerlendirebileceğini zannetmiyorum.Özellikle maddeciler bunu hiç yapamaz.Herhangi bir izm gözlüğü takmadan izlemek en güzeli.Çoğumuzun yaptığı gibi.Sorgulaması yorumlaması daha kolay olucak çünkü filmi sığdırmaya uğraşacağımız bir kalıp olmayacak.Filmde sürekli gönderme yapılan bi nokta varsa o da kaderdir.Kader de felsefa tarihi boyunca en baba meselelerden biri olmuştur.Kader hakkında da,kitapta geçen felsefi akımların herhangi birşey söyleyebileceği fikri bile beni güldürüyor.Özetle;kitabı okumak yerine bence filmi 5 kez daha izleyin(ayrıntıları yakalamak açısından) daha yararlı olucaktır.
Fiyatını söylemeyi unutmuşum.CANON türkiye distribütörünün istediği fiyat 4000-6000$ arasında değişiyor.programın fiyatı değişirmi diye sormayın,bu noktada klasik pazarcı mantığı devreye giriyor.3 tane alırsan daha az para istiyorlar:)
İncelediğim kadarıyla bence de oldukça iyi program.son kullanıcı ve tek kullanıcıya pek hitap etmediği için biraz küçümsenebilir.Manyetik kart,anladığım kadarıyla ticari amaçla kullanılıyor,ya da aşırı kağıt tüketimini azaltmak için.printer analiz kısmına gelecek olursak,çalışma mantığı oldukça basit.Program LPT1 i iptal ediyomuş gibi görünüyor ama aslında etmiyor.Local SM adıyla sanal bir port oluşturuyor.Printer görünüşte lpt portunu kullanmıyormuş gibi görünüyor.Özetle tüm print out ları sanal porttan geçirip gerçek portuna yönlendiriyor ve bu sayede hangi printer dan toplam kaç sayfa print alınmış öğrenmek kolaylaşıyor.Güzel yönlerinden bir tanesi de domain deki her bir kullanıcının hangi printerdan kaç sayfa print aldığını öğrenmek de mümkün.Kullanıcıya da tüm bu bilgilere ulaşma imkanınız olduğunu bildirdiğinizde de,otomatik olarak kullanıcı herşeyi kağıda basma tutkusundan bir anda vazgeçiyor ve mucize bi şekilde kağıt ve toner tasarrufu yapmış oluyorsunuz.Bir güzel özelliği daha desktop printer larıda aynı şekilde gözlemleme imkanı vermesi.Bu işi yapan başka bir program varmı bilmiyorum,bu nedenle herhangi bir kıyaslama yapamıcam.Mükemmelliği konusunda episode a katılıyorum.Dediğim gibi son kullanıcıya ve tek kullanıcıya pek hitap eden bi program değil ama IT olarak çalışan,aşırı kağıt ve toner tüketiminin hesabını IT den soran beyin özürlü müdürlere hesap vermek durumunda olanlar için mükemmel bir şey!
Yardım
Editör markdown formatını desteklemektedir. Detaylı bilgi için bu adresi ziyaret edebilirsiniz.
@kullanici ile birisinden bahsedebilir veya :emoji: ile emoji kullanabilirsiniz.
Micros~1 çıldırdı: Windows 2003 üç ay reboot etmeyecek! ( 16)