O R M A N S I Z L A Ş M A !

0
butch
"Sayın Milletvekilimiz,

Hükümetimiz, Anayasamızda değişiklik yaparak "31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş" olduğu için orman sayılmayan alanları satarak gelir elde etmeyi düşünmektedir. Söz konusu değişiklik, bozuk orman olarak nitelendirilen ancak ülkemizin yaban hayatı bakımından son derece önemli olan maki ve fundalık gibi alanların elden çıkması için zemin hazırlayacaktır. Böylece, bu dünyadaki varlıklarını sadece ülkemiz topraklarında sürdürebilen birçok bitki ve hayvan türünün son bireyleri için, son yaşam şansı da yok olacaktır...

Metnin devamını görmek ve Atlas Dergisi'nin başlattığı kampanya katılmak için buraya.

Görüşler

0
FZ
Böyle dostlarımız varken dışarıdan gelen düşmanlara falan gerek yok!

Dünyanın en güzel coğrafyalarından birine sahip bu ülkenin topraklarını yavaş yavaş ve sistematik olarak katlediyorlar.

Tabii önce işe "kavram karmaşası" yaratarak, kafaları karıştırarak başlıyorlar. "Orman" nedir? Bir arazi orman niteliğini ne zaman kaybeder, nasıl kaybeder? Kolay kolay kaybeder mi? Bir araştırın bakalım. Cehaletin ve bunun üzerine kurulan cesaretin, yüzsüzlüğün prim yaptığı ülkemizde doğaya karşı girişilen önemli saldırılardan biridir bu da!

Birkaç hafta önce LeMan dergisinde Nihat Genç´in bu yasa ve ormanlar üzerine çok güzel bir yazısı vardı, okurken tüylerim diken diken oldu. Ormanları bir de böyle ateşli ve tutkulu, delidolu bir Karadenizliden dinlemek ve sonra bu yasayı, getireceklerini irdelemek gerek diye düşünüyorum.
0
blacksir
Bu konu çok hassas bir konu çünkü bu yasayı destekleyenler bir anda orman sevgisinden yoksun ve orman düşmanı olarak değerlendirilebiliyor. Benim kişisel kanaatim Bu yasanın çok iyi değerlendilmesi gerek bu haliyle bir takım sakınçaları olacağı bir gerçek. Çünkü Ülkemizin heryerindeki ormanlar hukuki olarak aynı vasıfları taşımamakta yani örneğin Balıkkesirin bir köyündeki bir arazinin satışı hakikaten bu yasanın amacına uygunken istanbulda satılan bir 2B arazisi peşkeş çekme anlamına gelebiliyor. Bu gün 2B görünüpte üzerinde sanayi sitesi ve toplu konut olarak kullanılan yerlerde var. Buradaki insanlar devlete vergi vermeden bu yerleri değerlendiriyorlar yine aynı şekilde tarım arazileri var buralar ekilip biçiliyor malesef devlet bunlardan tapu olmadığı için hiçbir şekilde vergi alamıyor. Buda bu ülkenin gerçeği bu gerçkleride görmemiz gerektiğini düşünüyorum bu sorunlarıda görmemezlikten gelirsek kendi kendimizi kandırmış oluruz. Bence esas o zaman ormanlarımızı peşkeş çekmiş oluruz. Bu yasa ile ilgili olarak bütün sivil toplum kuruluşlarını görüşü alınmalı ve bu sorunlara nasıl çözüm getirlmesi gerektiği fikirleri alınmalıdır. Sorunların görmemezlikten gelme çözüm değildir. Saygılarımla
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

DBR Yayın Grubunun Tercihi FreeBSD

FZ

Eski çalışma arkadaşlarımdan biri (ki aynı zamanda inf0 isimli FM üyesi oluyor kendileri) ile geçen gün ICQ'da karşılaştım, konu konuyu açtı derken kendisi DBR (Doğan Burda Rizzoli) yayın grubunda çalıştığını söyledi. Geleneksel bir bilgisayar muhabbetine aramızda devam ederken, MS Windows'u bırakıp FreeBSD'ye geçtiklerini söylemesi nazar-ı dikkatimi celbetti ;-) Bunun üzerine kendisi ile bir röportaj yapmam farz oldu, buyrun okuyun:

17 Ağustos 2001: Deprem Rantı ve Depremzadeler

parsifal

Aradan iki yıl geçmiş. Hayatlarımızda pek çok şey değişti, değişmekte... 2 yıl sonra ilk defa 17 Ağustos gecesi evimdeyim. Koşturmacalar, yorgunluklar geride kalmış. Ama yaralar hala kapanmamış. İnsanlar hala evsiz, işsiz. Yaşam mücadelesi onlar için daha zor geçiyor. Bizler sadece onlara bir müddet yardım elimizi uzatabildik elimizden geldiğince...
Konutları hala bitmemiş, yardıma muhtaç binlerce insan varken biz birde kalkıp SOS 2001 diye fuar düzenliyoruz. Yüzlerce arama kurtarma ekibi kuruldu. Milyonlarca doları kurtarma malzemesine yatırıyorlar, yatırmaya devam edecekler... Fuarda gezip görecekler, siparişlerini verecekler. Tam teşekküllü ekipler olacaklar.

Dediği gibi: "Bana mı olacaklar???"

Ulusal Dağıtım (ULUDAĞ) projesi

coskung

TÜBİTAK’ın Linux projesi tam gaz

Türkçe destekli yaygın bir işletim sistemi ağı oluşturulmasını hedefleyen TÜBİTAK-Uludağ projesinin ilk masaüstü sürümü 2004 yılı sonunda tamamlanacak. Haberin devamı:
http://www.ntvmsnbc.com/news/271322.asp

Ayrıca uludağ projesinin sayfasını da ziyaret edebilirsiniz: www.uludag.org.tr

fazlamesai.net'e soralım: İçerik Yönetim Sistemleri, Deneyimler, İzlenimler

FZ

CMS (Content Management System) sistemlerini inceleyen siteleri gezmek, eleştirileri okumak, bizzat gidip bazı sistemleri çekip kurup denemek mümkün ama ben yine de FM camiasına bir sorayım dedim:

Bir arkadaşım, hukuk ile ilgili basit bir site açmak istiyor. Yazı yayınlamak ve/veya diğerlerinin yazılarını onaylayıp, düzenleyip yayınlamak. Belki bir miktar kategorizasyon, arama tarama, vs. Uzun lafın kısası en basit bir CMS'ten beklenen en temel özellikler. Kendisi yazılımcı değil, etrafındaki bilgisayarcılar ona yardım edecek ama yine de olabildiğince kurulumu ve bakımı basit bir sistem olmasında, minimum müdahale ve özelleştirme gerektirmesinde fayda var.

FM camiası bu konuda neleri tavsiye eder? Tavsiye ederken lütfen dil kriterini de göz önünde bulundurun. Söz gelimi drupal yakışıklı bir sistem gibi duruyor ancak download kısmına gidip baktığımda Türkçe çevirisinin (en azından resmi olarak) olmadığını görüyorum (debian-tr.org sitesinin Türkçe olarak drupal kullandığını hatırlıyorum ama bildiğim kadarı ile hazır bir çeviri ile değil kendi yaptıkları bir çeviri ile çalışıyorlar).

Türkiye spam konusunda dertli

cbc

Sophos'un elindeki veriye göre Türkiye en çok istenmeyen e-posta yollayan ülkeler listesinde 3. sırada. İşin üzücü kısmı listenin ilk iki sırasındaki ülkelerin hallerinde iyileşme varken Türkiye daha kötü bir duruma gelerek 3. sıraya 'tırmanmış'. Detaylı bilgi haberin devamında. Kaynak: /.