2017

2017: Bir yatırım cenneti olarak Türkiye

4
butch

Bundan birkaç yıl önce, birlikte çeşitli işler yaptığımız bir müşterime bilmem kaçıncı defa yine dolar ile teklif gönderince "Neden dolar ile teklif gönderiyorsun?" diye sormuştu. Şimdi çok pişmanım ama o zaman "Haklısın, artık TL ile gönderirim" demiştim. O gün bu gündür de TL ile çalışmaya devam ediyoruz. Şimdi dikkatli baktığımda 2001 krizinden sonra sektörün ağırlıklı olarak bu geçişi yapmış olduğunu görüyorum.

Aslında bana sorulan sorunun cevabı basitmiş ama ekonominin sakin bir dönemine ya da benim saflığıma denk gelmiş. Yazılım sektöründeyiz ama kullandığımız her türlü aracın fiyatını dolar belirliyor (bilgisayar, telefon, araba, uçak, bilgisayar, elektrik, yakıt, kalem, kağıt, silgi ...). Bu gerçekle de şu anda içinde bulunduğumuza benzer zamanlarda yüzleşiyoruz.

Aslında durumu her gün yapılan binlercesi gibi analiz etmek ya da eleştirmek için geçmedim bilgisayar başına. Aklıma düşen farklı bir durumu gündeme getirmek istiyorum.

Yukarıdaki grafiğin Türkiye'de yerleşik şirketinizin büyüme trendi veya sitenizin ziyaretçi trafiği ile ilgili olmasını isterdik ama maalesef 2 yıllık USD / TRY durumunu anlatıyor. Yani neredeyse yarı yarıya fakirleşmişiz ya da başka bir deyişle 36-42 derece kuzey enlemleriyle 26-45 derece doğu boylamlarının dışındakiler için ucuz iş gücü oluvermişiz. Bir zamanların ucuz iş gücü cenneti uzak doğu için en temel eleştiri konuları batı dilleri ile iletişim yetenekleri ve iş kaliteleridir. Oysa şimdi içinde bulunduğumuz durum Türkiye'yi bu dertlerin olmadığı (daha batılı olduğumuz ve daha kaliteli iş gücüne sahip olduğumuz varsayımıyla), coğrafi olarak da çok avantajlı bir ucuz iş gücü cenneti yapıyor maalesef.

Biraz da beyin göçünün önünü almak adına, Fazlamesai’de sürekli yurtdışı kılavuzlarının yayınlandığı bu günlerde, yurt dışına gitmek isteyenlerin durumu tekrar değerlendirmelerini tavsiye ederim. İçinde bulunduğumuz durumda yapılacak en akıllıca iş Türkiye'de yaşayıp, Türkiye dışına hizmet vermek gibi görünüyor. Doğrudan ifade etmek gerekirse döviz ile kazanıp TL ile harcamak başınıza gelecek en güzel şey.

Haliyle bu durum yurt dışında kazanıp, kazandıklarını nereye yatırsam diye düşünen gurbetçiler için de döviz kazanıp, Türkiye’de yatırım yapmak gibi bir fırsat yaratıyor. Bu ev olabilir, arsa olabilir ama en önemlisi bir girişim olabilir.

Bu şartlar altında, ortalama gelir düzeyine sahip Avrupa vatandaşının, gelirinin bir kısımı ile üniversiteden yeni mezun, işsiz birkaç kişiyi istihdam edecek bir bütçe ayarlaması ve aklındaki girişim için adımlar atması gayet mümkün.

Bence beklemeyin, krizi hızlıca fırsata çevirin.

Görüşler

0
FZ

Bugun itibari ile gorebildigim kadari ile TR asgari ucreti 400 €. Fantastik bir durum. Bu, ayni zamanda su demek, TR'nin en iyi universitelerinde doktora seviyesinde bilgisayar muhendisi 1000€ - 1500€ gibi aylik maasa calisiyor TR'de, mesela Belcika'da benzer ayarda birini calistirmaya kiyasla 2 ile 3 kat daha ucuz gorunuyor.

0
tongucyumruk

Bu noktada atlandigini dusundugum bir nokta var: Kaliteyi ucuza alamazsiniz.

Öncelikle suradan baslayalim: Neden FM'de yurtdisina yerlesmekle ilgili yazilar belirmeye basladi? Cevap basit: Ihtiyactan. Su anda Turkiye'de dunya klasmaninda is yapabilen, kaliteli bir yazilimci kitlesi var ve bu kitlenin tanidigim, bildigim butun elemanlari "Nasil yapar da Turkiye'den giderim" derdinde. Bunun neticesinde de tabi ki insan kaynaklari sirketleri istahla bu insanlari kendi musterilerine sunmak icin birbirleri ile yarisiyorlar. Netice: Bildigim tanidigim insanlarin pek cogu yurtdisina yerlestigi gibi kalanlar da memleketteki nitelikli adam kitligi sayesinde oldukca iyi kosullarda calisiyorlar.

Bunun otesine gectiginizde de Turkiye'den ucuza alacaginiz isgucu sizin icin bir firsattan cok, paradan cok daha kiymetli bir kaynak olan zamaninizi yatirmaniz gereken bir masraf kapisi haline geliyor. Butun bunlarin yanina isgucunun devamliligi konusunda yasayacaginiz sikintilari da ekledigimizde bence Turkiye'de girisim baslatmak bana hic mantikli gelmiyor. Tabi ki yapacaginiz girisim cok nitelikli elemanlar calistirmanizi gerektirmiyorsa bu dengeler degisebilir.

Ikinci itirazim ise "Döviz ile kazanip TL ile harca" fikrine. Bu fikrin gözden kacirdigi önemli bir nokta var: Yurtdisina (özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika gibi "birinci dunya" tabir edilen yerlere) giden insanlar genellikile bunu parasal bir motivasyon ile yapmiyorlar. Bunun arkasinda yatan fikir genellikle "yasam kalitesi" denen sey. Is/Ozel hayat ayrimindan tutun da ifade özgurlugune, parklarda keyifle gezme imkanindan tutun can guvenligine "yasam kalitesi" pek cok etmeni kapsayan genis bir kavram. Ve bu etmenlerden bazilari aylik cebinize giren para ne olursa olsun satin alamayacaginiz seyler. Hal boyleyken tabi ki EUR veya USD ile para kazanmak tabi ki cok buyuk avantaj ama ne yazik ki paranin satin alamayacagi seyler var.

Bunun yaninda, eger guclu bir para birimi ile kazanip gucsuz bir para birimi ile harcamak hedefinizse Guney Amerika veya Guneydogu Asya'daki oek cok ulkede Turkiye'den cok daha ucuza krallar gibi bir hayat surmek de mumkun.

Daha sonra baska argumanlar da ekleyebilirim ama simdilik "duz mesaime" dönecegim.

0
butch

Yazının önemli kısmının kinaye içerdiğini söylememe gerek yok sanırım.

Paranın satın alamadığı şeylere gelince. Parayla alınamayacak şeyler konusunda haklısın. Uzun sürse de dönemin gündeme getirdiği konular bunlar. Ama dönem bağımsız alamayacağın, yaşam kalitesinin olmazsa olmazı şeyler de var. Yerine göre mesai boyunca aydınlık, yakınlarda bir aile, işler kötüye gittiğinde "halledilircilik" vs.

0
tongucyumruk

"Hayat kalitesi" dedigimiz seyin tanimi tabi ki kisiden kisiye degisen birsey ve tabi ki "baska ulkede yemeklerin tadi farklidir" diye gitmek istemeyen insanlar da biliyorum, fakat yukaridaki yorumda bahsettigim gibi bugun icinde bulundugumuz ortamda yurtdisina cikan, cikmaya calisan pek cok insanin gerekceleri arasinda siklikla yukarida bulunan sebepler bulunuyor. Elimde buyuk bir veri seti falan yok tabi ki ama gördugum kadariyla da pek cok kesimden tanidigim bildigim insanlarin cogunun dusuncesi bu yönde.

Gun gelip devran dondugunde bu durumlar degisirse belki de bir geri göc dalgasi goruruz fakat bugunun kosullarini tartistigimiz bir ortamda bu konuya girmeyi cok anlamli bulmuyorum.

0
ErenTurkay

Yorumun "doviz ile kazanip TL ile harca" kismina katiliyorum. Elimdeki veri seti buyuk olmamakla birlikte genellestirme yapmaktan kacinarak cevremdeki bircok kisinin (ben de dahil olmak uzere) yurtdisinda yasama karari ekonomik sebepler ile degil, tam aksine yukarda bahsedilen yasam kalitesi.

Merak ettigim sey ise Turkiyedeki yazilim sektoru disaridan is alabiliyor mu yoksa icinde bulunulan politik durum dolayisiyla bu konuda da bir gerileme mevcut mu?

0
FZ

Istanbul-Ankara hattinin mesela bir Bangalore ile yarismasi mumkun mu? Bunu bir dusunmeli.

ABD ve AB merkezli yazilim / donanim uretip, Bangalore'da da gelistirme yapan pek cok meshur sirket bulmak mumkunken, ayni seyi ekseriyetle uluslararasi sirketlerin satis-destek departmani olarak rol ustlenen Istanbul-Ankara sirketleri icin soylemek ne kadar mumkun? Aksi bir ornek olarak belki Nokia (eski ismi ile Alcatel) ornek verilebilir, TR'de muhendis calistirip uluslararasi urun gelistiren buyuk sirket olarak (ufak tefek start-up'lari bir kenara birakiyorum, HP, IBM, Western Digital, Google, MS, vb. sirketlerin urunlerinin gelistirilmesi durumundan bahsediyorum). Oran olarak bakildiginda, Hindistan'a kiyasla nasil?

0
tongucyumruk

Benim bu konuda gördugum buyuk sirketlerin Turkiye'nin gerek ekonomik, gerek sosyal yönden dengesiz halini göz önune alarak Turkiye'ye cok buyuk bir yatirim yapmaktan cekindikleri yonunde. Onun yerine zaten halihazirdaki is gucunden kimse cikip Google veya Amazon'a "Turkiye'den baska ulkede calismam" demedigi icin onlar da buldulari nitelikli elemanlari yurtdisina cagirmayi tercih ediyorlar.

0
FZ

Bir kuple anekdot, bu konular acilmisken: Dun bir proje icin Bruksel'deki buyuk bir kurumda Belcikali bir yazilim mimari ile calisiyordum, ogle yemeginde laf lafi acti, adam Istanbul'lu oldugumu ogrenince 10 sene once Istanbul'da bir sure bulundugunu, bir sirketin veri ambari isleri ile ugrastigini, Istanbul'un ona gayet modern bir bati sehri olarak gorundugunu soyledi. Ardindan ekledi "ama bu 10 sene onceki izlenimimdi, su anda acikcasi cok farkli gorunuyor, simdi git deseler kisa bir sureligine, epey tereddut ederim acikcasi."

0
aren

Konuya salt ekonomik yaklaşılırsa içeriği ve önerileri yerinde faydalı buluyorum. Zira, bir insanın tercihlerinin ve bu tercihleri etkileyen diğer faktörlerin çok soyut olduğunu ve Nazım Hikmet'in 'Saman Sarısı' şiirinde sorduğu gibi "sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin" sorusunun cevabını aramaktan farksız olacağına inanıyorum.

N.H.R 'nın kendi sesinden Saman Sarısını dinlemek için böyle buyrunuz.


Yorumumu sonlandırırken çıtayı yükseltiyor ve bu yazının doğru ekonomistlerin ve/veya politikacıların eline geçerse, Türkiye’nin ihtiyacı olan ekonomik yapısal reformlar listesine eklenebilecek çok başarılı bir örneğin temellerini oluşturabilicek bakış açıları içerdiğine inanıyorum.

0
FZ

Su da var tabii:

TL vs. $

Baska bir deyisle, yaklasik 1400€'ya TR'nin en iyi okullarindan birinde doktora yapmis, makine ogrenme teorisi ve pratik yazilimlari konusunda uzman bir bilgisayar muhendisi calistirmak mumkun. Velev ki diger seylerle birlikte 1700 - 1800 €'ya ciksin, yine cok daha dusuk maliyet kaliyor pek cok AB ulkesinde benzer profilde birini calistirmaya kiyasla.

0
FZ

Konuya yazilim, bilgi islem teknolojileri perspektifinden degil de daha genis yatirimci perspektifinden bakarsak, su roportaj ilginc olabilir:

0
Zakkum

Bunu paylaşmaya beni siz zorladınız .

Kendine yatırım yapmış bir insanın önünde iki temel strateji bulunur kanımca. Kendine yatırım yapmış kişi (bu genellikle eğitim yolu ile olmakta) sahip olduğu niteklikler dolayısı ile "kalifiye eleman" sıfatına sahiptir. Kalifiyeliğin seviyesine paralel olarak ülkesinde veya yurt dışında kendine iş bulabilir. Bu tipik ve belki de en çok izlenen temel bir strateji. Bilişim uzmanı da inşaat kalfası da aynı stratejiyi izler. Diğer temel strateji ise "girişimcilik" olarak özetlenebilir. Girişimci olmak vizyon sahibi olmayı ve risk almayı gerektirir. Herkes bu yola girmez. Getiri potansiyeli elbette kalifiye işçilik ile kıyaslanamaz.

Girişimci olmak için (bu aynı zamanda yatırım yapmak olarak tasvir edilebilir) doğru yer ve zaman olmaz. Bunu belirleyen koşullardan ziyade kafa yapısıdır. Diğer taraftan bir sosyolojik gerçek de var; zor koşullar insanları girişimci olmaya iter. Bu açıdan da ülkemiz yeterli dürtme kapasitesine sahip görünüyor.

1
tongucyumruk

Girişimci olmak için (bu aynı zamanda yatırım yapmak olarak tasvir edilebilir) doğru yer ve zaman olmaz. Bunu belirleyen koşullardan ziyade kafa yapısıdır.

Bunu cerceveletip bir yerlere asmak istiyorum.

0
Betelgeuse

ABD merkezli bir startupda çalışıyorum. Yazıım geliştirme işinin çoğunu Türkiye ofisindeki yazılımcılar olarak yapıyoruz. Yeni mezun ya da genç arkadaşlar SF ofise geçme fırsatı var ve gidiyorlar ama biz yaşı geçmiş, çoluk çocuğa karışmış olanlar SF'de maaşın yarısını kiraya verince kalanla geçinemeyeceğimiz için aman kalsın diyoruz. Ama ABD değil de devletin sosyal imkanlarının daha iyi olduğu bir avrupa ülkesine gitme fırsatı çıksa da kimse kalmaz sanırım burada. Her gün sabah ofise gelen bu gün de metroda patlamadan geldik dediği bir ortamda fazla bir şey beklememek lazım.

0
csenol

Durum gecici. Euro/Dolar cok hizli artti, tuketici fiyatlari ayni hizda yukseklmedi ancak onlar da zamanla yukselecek (Merkez Bankasinin yattigini varsayiyorum) . Onlar da yukselince disari is yapip , icerde harcamak da cok mantikli olmayacak (enflasyon) . Tabi bu dedigim Dolar/Euro artisinin bir sure sonra yavaslayacagini duracagini varsaiyiyor. Onumuzdeki 1-2 yil boyle gecerse, yazida dendigi gibi baya bi is gucu arbitraji yakalanir. Ancak arbitraj icin TR ye geri donmeye degmez. Bunun yerine TR firmalarina calisan kisilerin, islerinden cikip Dolar/Euro kazanabilecekleri freelance-remote is bulmalari daha mantikli olur

0
kakkoyun

Sayın @butch, haberi biraz daha detaylı değerlendirmek lazım; zira oran artamasının en büyük nedeni genel olarak yabancı yatırım hacminin çok düşmesi. Bkz ve bkz. orijinal kaynak

0
redogre

Bir kanun hükmünde kararname ile gelen yasal değişiklik sonucu Paypal Türkiye'den çıkmak zorunda kaldı (tekrar dönmesi gündemde ama sorun o değil).

Hiç mecliste tartışılmayan, önceden fizibilitesi, araştırması yapılmayan, pozisyon alamayacağınız kanunlar çıkaran bir ülkeden bahsediyoruz.

Bir kaç örnek; - x sektöründe 50 den az çalışanlı firmaların 3 ay içinde çalışan sayısını 50'nin üzerine çıkaramıyorsa lisansının iptal edilmesi (butik hizmet veren firmalar battı, ya da büyükler tarafından yok pahasına yutuldu) - sağlık sektöründe kemoterapi hizmeti veren kliniklerin bir hastaneye bağlı olma zorunluluğu (özel hastanelerin klinikleri yutması) - mobilya sektöründe ithalat vergisinin %20 den %50 ye çıkması (mobilya ithalatı yapan firmaların yarısı battı, yarısı küçüldü)

Bu durumda kim Türkiye'ye yatırım yapacak? Avrupa'dan İstanbul ofisine gitmek için havaalanında iniyorsun, ordan Taksim'e aktarma yapıyorsun, oradan Beşiktaş üzerinden ofise gidiyorsun diyelim. Bu üç noktada da patlama olmuşken hangi yabancı bunu göze alır?

1960-70 lerdeki gibi "Alamancı" ların Türkiye'ye göndereceği dövize kaldıysak zaten işimiz iş...

Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

MVP (Minimum Viable Product) nedir?

aren

TL;DR Fikirlerin test edilmesi için, zamanı ve parayı az harcayarak erken adapte olan müşterilere (early adoptors) sunulabilecek en yalın üründür.


Bir fikriniz var ama bu fikri nasıl hayata geçireceğinizi tam olarak bilmiyor musunuz? Buyrun, bu sorunun cevabını birlikte arayalım.

Eğer yeni bir fikrinizi hayata geçirmek üzere kolları sıvadıysanız ve henüz bir ürün geliştirmediyseniz, ilk...

İş Dünyasında Otizm: Mümkün mü?

butch

Ülkemizde yıllardır beklenen Otizm Eylem Planı 3 aralık tarihinde açıklandı. Planın genelinin, Yaygın Gelişimsel Bozukluk ama özellikle otizmli bireylerin eğitim ve sosyal hayatına yönelik devlet politikalarının batı standartlarına yaklaşması ve toplumun bilinçlendirilmesine yönelik çalışmaları içerdiği söylenebilir.

Plan olumlu, ancak her yıl değişen eğitim politikaları sebebiyle,...