Yeni bir insan türü: teknoseksüeller

0
anonim
Sadece kısa bir süre önce ortaya atılan metroseksüel terimini henüz çözemeden şimdi de teknoseksüellik kavramıyla karşı karşıya kaldık. İspanyol gazetesi La Voz de Galicia'ya göre metroseksüellik artık rafa kalktı. Yeni bir insan tipi büyük bir hızla ortaya çıktı. Gazetede bu yeni insan tipinin teknoseksüeller olduğu belirtiliyor. Bu kişilerin hayatlarında birincil öncelik sırası teknolojik gelişmeler. Bu kişiler büyük mağazalarda bulunan teknoloji harikası ürünlere uzun uzun bakıp inceleyerek vakit geçiriyorlar. Evde geçirdikleri vaktin büyük bölümünde de bu teknolojik aletler konusunda bilgi ediniyorlar.
Bu teknoloji hastası insan eğer erkekse, bunlar biraz asosyal oluyorlar. Genellikle bu tip erkeklerin sosyal ortamlarda ilişki kurmaları biraz güç oluyor. Teknoseksüel terimi ilk olarak Amerikalı fizikçi ve matematikçi Ricky Montalvo tarafından ortaya atılmış. Elbette Montalvo da kendisini bir teknoseksüel olarak tanımlıyor. Terim, narsizmini teknoloji bağımlılığına dönüştüren insanlar için kullanılıyor. Terim aslında 1970'lerde ilk kez ortaya atılmış ancak günümüzde teknoloji düşkünlüğüne cinsel isteksizlik de karışmış.

Devamı: http://sineklimeyhane.blogspot.com

Görüşler

0
feran
Teknoseksüellere yeni bir "insan türü" demekle ne anlatmak istenmiş anlayamadım, ama artık teknoseksüelliğin de "out" olduğunu belirtmek isterim. Şimdi 'literati'lere karşı "digerati" ler "in". http://www.edge.org/digerati/index.html
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

TBMM`de Internet ile ilgili yapılan bazı konuşmalardan örnekler

ganzo66

Evet Belki bir çoğunuz TBMM TV'yi "seyrediyordur". Ama hizmeti ayağınıza getirdik; işte güzide temsilcilerimizin değerlendirmeleri:

Hasan Erçelebi (Denizli, DSP) - Cumhuriyetimizin Onuncu Yıl marşında "Demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan" diyorduk. Şimdi de, bilgisayar ve Internet ağlarıyla ördük, örmeye devam ediyoruz anayurdu dört baştan diyoruz. İşte, Başöğretmen Atatürk'ün gösterdiği uygar ülkeler düzeyinin üzerine çıkma hedefi için emin adımlarla ilerlediğimizin işareti...
(10 Aralık 2001)

LinuxP2P - Stallman Röportajı

lifesdkver0_1

Eğer Richard Stallman'ın P2P, dosya paylaşımı, DRM üzerine düşünceleri ilginizi çekiyorsa, LinuxP2P sitesindeki röportajı okumak isteyebilirsiniz.

Özellikle Creative Commons hakkında söyledikleri dikkat çekici.

Fazlamesai.net'e soralım: Bilgi güvenliği; nasıl?

pinhanarch

fm camiasına soralım: "elimizin altındaki bu bilgi yığınına ne kadar güvenebiliriz? kontrol mekanizması ne durumda?"

Bilgiye ulaşılabilirlik arttıkça, araştırma seviyemiz düşüyor gibi; birkaç tıklamayla ulaşılabilirliği, "nasıl olsa elimizin altında, gerekince alır ordan kullanırız" yaklaşımına mı sürüklüyor?

Bir tanıdık ölmüş gibi

sundance

Bazı tek yönlü ilişkiler vardır. Birinin yıllar önce yazdığı bir hatıra defterini bulursunuz ve dünyaya bakışınız değişir. Ya da hiç tanımadığınız dedenizin hırkasını yıllarca kullanırsınız.

Benzer şeyler program yazarları için de geçerli, mesela IrfanView'un yazarı (Irfan) ile tanışmak isterdim, o kadar programını kullanıyorum. Veya Linus Tornvalds.

Belki de bu yuzden meshur Ping programının yazarının öldüğünü duyunca irkildim...

Düşüncesizce iletilen mesajlar üzerine

sundance

Geçenlerde sevdiğim bir arkadaşımdan kan kanseri bir çocukla ilgili bir e-posta aldım. Yaklaşık bir-iki saat sonra ise, bu mailin yanlış olduğu, sözkonusu çocuğun üç yıl önce vefat ettiğini, arkadaşımın da kendisine yollanan postayı bütün iyi niyetiyle (ve hayatında ilk defa) yönlendirdiğini öğrendim.

Sözkonusu e-posta'nın devamında, kaynağı belirsiz bu tür e-postaların sadece bizde duygusal allerji yaratmakla kalmadığı çok ciddi zararlar da verebildiğiyle ilgili çok düşünceli yazılmış bir metin vardı, bunu sizlerle paylaşmak isterim.
İyilik bile düşüncesizce yapılmamadığında anlamlı. Eğer gerçekten bir yardımda bulunmak istiyorsanız, lütfen bir forward ile yardım edemeyeceğinizi anlayıp, bir yardım kuruluşuna bizzat başvurun. Sanallık, saflık ve salaklık arasında bazen kabul edilemeyecek bir ayrım olabiliyor.