velista

velista


0 takip ediyor | 0 takip ediliyor


Bilgi alanları


İlgi alanları

Bakkalda Süt Varken Neden İnek Satın Alalım? ( 46)

Sanırım yanlış anladınız yazıyı... Benim için bakkaldaki süt "Pardus'un ta kendisi"!

Yazıyı tekrar dikkatli okursanız eminim siz de göreceksiniz, karşı olduğum şey, artık tüm sektör ve iş süreçlerinde doğrudan üretim sürecinin bir parçası olan işletim sistemi için her yıl milyonlarca doların yurtdışına kaçmasını engellemektir. Benim bir işletim sisteminin "ulusal" olmasından anladığım da budur... İster açık kaynak kodlu olsun, ister kapalı; o ülkenin iş süreçlerine uyum sağlayacak, yerelleştirilme sorunları olmayan, kritik uygulamalarda güvenebileceğiniz, geliştirmeye ve özelleştirmeye açık bir uygulamalar bütünü...

Bu nedenle SuSe bizim için "bakkaldaki süt" değildir.

Hayalim; vitrininde kobilere yönelik çilekli, evlere yönelik muzlu, kritik süreçlerde kullanılmak üzere çikolatalı süt şişelerini bulunduran bir bakkal. Ve bu süt benim için Pardus...

Artık sağır sultanın bile bildiği bir şey şimdi söyleyeceğim ama Uludağ Projesi'nin nihai hedefi de budur. Aynı anda askeriyenin, BSA'dan korkan bakkalın ya da internette sörf yapmak isteyen öğrencinin ihtiyaçlarına yönelik farklı uygulama katmanlarını barındıran, birden fazla Pardus...

Son olarak söylemek istediğim bir şey daha var. Lütfen biraz daha sabır... ÇOMAR ve PİSİ modülleri, dünyada daha önce hiçbir Linux dağıtımının cesaret edemediği kadar cesur projeler. Bu yüzden aslında bir "kuluçka dağıtımı" olan "Pardus Çalışan CD"yi tartışırken biraz temkinli olmak gerekiyor...



Not: Olası yanlış anlamaları düzeltmek için haber metnini bir daha gözden geçireceğim. Uyarınız için teşekkürler.

Bakkalda Süt Varken Neden İnek Satın Alalım? ( 46)

Fazlamesai'deki tartışmanın geriliminin giderek arttığını ve iki sıra alttaki tartışmanın giderek Uludağ ekibine yönelik hakarete dönmeye başladığını üzülerek görüyorum...

Bu tartışmayı yaşanırken, ilginç bir gelişme de Firefox ekibinde yaşanmaya başlandı... Firefox ekibinden Google'a geçen iki önemli isimden sonra, geride kalan en önemli beyin olan Mike Conner, "Firefox projesini terkedebileceğini ve mevcut yazılımcı desteği ile Firefox 2.0'ın değil önümüzdeki kışa, 2006'nın sonuna kadar yetişemeyebileceğini" açıkladı....

Conner'ın gerekçesi, aslında Türkiye'deki OpenOffice, Gnome, KDE ve Firefox yerelleştirme projelerinde yaşananlarla aynı: Aynı anda yüzlerce hatta Firefox örneğinde olduğu üzere onbinlerce kişinin kıyasıya eleştirdiği açık yazılımlara kimsenin bir "omuz vermemesi"...

Kısacası, bir süre sonra Firefox'dan da olmamız işten bile değil!

Simor'un söylediğine katılmamak mümkün değil: "Pardus'a pazar yerinde kaybolmuş çocuk gibi bakmayalım..."

Ben Doğan Medya Grubu'nun bir popüler bilim dergisinde çalışan orta kademe bir yönetici/gazeteci olarak gücümün yettiği oranda açık yazılıma destek verdiğime inanıyorum. Evet, bizimdir diye Pardus'un üzerine oturmaya ben de karşıyım... Ama bunu söylerken, kendimize şu soruyu soruyor muyuz acaba? Açık yazılım ürünlerinin geliştirilmesine şu ana dek ne katkıda bulunduk?

"Ben yazılımcı değilim" demekle işler çözülmüyor. Bu tartışmayı en acımasız şekilde sürdüren arkadaşlar içinde eminim daha iyi bir Uludağ Proje sayfası için bir iki taslak sayfa tasarlayabilecek kadar birikimi olanlar vardır. Ya da bir yerelleştirme çalışmasının ucundan tutabilecek kadar İngilizcesi olanlar...

Pardus'a pazaryerinde kaybolmuş çocuk gibi bakmamak, herkesin sorumluluğudur...




Ali Işıngör
Focus Dergisi Yazı İşleri Müdürü