Youtube, Patreon ve yeni medya

3
tongucyumruk

Uzun zamandır YouTube dünyası ile ilgili birşeyler yazmak istiyordum. Kısmet bugüneymiş.

Bilmeyenler için*, YouTube 2005 yılında birkaç arkadaşın birbirleri ile video paylaşabilmek amacıyla kurduklari bir web sitesi. Kısa zamanda topladığı ilgi ile ışık hızıyla büyüyen YouTube bugün muhtelif rakipleri olsa dahi hemen hemen "online video paylaşımı" kavramı ile eşanlamlı hale gelmiş bir marka.

Kendi adıma uzun yıllar YouTube ile hiç ilgilenmediğimi söyleyebilirim. Arada sırada arkadaşlarımdan gelen linklere tıklamaktan öteye giden bir YouTube aktivitem olmadı. Bu durum 2013 yılında bir tablet edinmem ve o tableti kullanabilecek kadar boş vakit sahibi olmam ile değişmeye başladı. O zaman bu kadar yıldır nasıl bir devrimi kaçırdığımın farkına vardım diyebilirim. Tabi ki bundan önce de Gangnam Style'i ve insanların nasıl bu şekilde ünlü olabildiğini vs... biliyordum fakat bahsettiğim devrim bu değildi.

Herşey Vsauce diye bir kanalda, saçları önlerden açılmaya başlamış, sakallı bir adamın sunduğu bir videoyu izlemem ile basladı ("O videoyu nereden buldun?" diye sormayın, hatırlamıyorum). Önce o adamın videolarını izleyerek başladım, sonra YouTube'un tezcanlı tavsiye algoritmaları hemen ilgimi çekebileceğini tespit ettiği diğer videoları tavsiye ederek beni tavşan deliğinden içeri çekmeye başladı. Birkaç ay içinde 40'ın üzerinde kanala abone olmuştum. Peki bu kanalların ortak özelliği, beni bu kanallara çeken şey neydi?

2013 senesinde başlayarak başını kaçırmış olsam da sonradan yakalamayı başardığım devrim YouTube'daki profesyonel kalitedeki bilimsel/eğitsel içerik devrimiydi. Benim bakmadığım 8 yil içinde YouTube içerisinde bir eğitimsel içerik ekosistemi oluşmuş ve bu ekosistem pek çok alanda profesyonel kalitede (bu profesyonellik meselesi önemli, tekrar geleceğiz) içerik üreten kanalların doğumuna sahne olmuştu.

Böylece günümüzde hala süren "Online Eğitici Video" devrimine geliyoruz. Klasik "eğitici video" konseptindeki bir saatlik, konferans tarzı sunum videoları yerine bu videolar genellikle 5-15 dakika arasında değişen sürelerde, dikkatinizin dağılmasına izin vermeyecek kadar yüksek bir tempoda ve tek bir konuya iyice odaklanmış bir formatta üretiliyor. Videoyu üreten insanın tarzında göre takip edip anlamak kimi zaman çok kolay olurken kimi zaman dakika dakika durdurup az önce duyduğunuz içeriği sindirmeniz de gerekebiliyor.

Bu hareketin tam olarak nerede başladığını kestirmek zor, ama günümüzde eğitim dünyasını yeniden şekillendirdiğine şüphe yok. Tabi ki burada kalkıp da "10 yıl sonra öğrenciler okula gitmek yerine YouTube izleyecek" demiyorum. Okul, sınıf, öğretmen, öğrenci gibi kavramlar daha uzun bir süre hayatımızın bir parçası olmaya devam edecek tabi ki, ancak özellikle İngilizce konuşulan ülkelerde halihazırda pek çok eğitmen YouTube videolarını derslerinin bir parçası olarak kullanmaya başlamış durumda. Özellikle bu amaca hizmet etmek üzere tasarlanmış YouTube kanalları da tabi ki bu süreci hızlandırıyor.

Bütün bunların yanında bu kanalların pek çoğu için ciddi bir topluluk etkileşimi de sözkonusu. 2007 yılında bir deney olarak başlayan vlogbrothers kanalının etrafında toplanan ve çoğunlukla gençlerden oluşan "nerdfighteria" topluluğu bunun en görünür örneklerinden biri. Yaptıkları sosyal kampanyalar ve etkinlikler ile çok aktif bir grup. Bunun yanında pek çok daha küçük grup ise videoların altyazılarını üretmek ve altyazı çevirmek gibi yollarla katkıda bulunabiliyor.

Peki nereden geliyor bu değirmenin suyu? Eğer YouTube'da bu tip kanalları izliyorsanız fark edeceğiniz üzere genelde yapım kalitesi çok yüksek. "Adam bilgisayarının webcam'ini açmış konuşuyor" formatının çok ötesinde, planlı, akıcı bir anlatım ve bol miktarda animasyon, animasyon olmayan yerlerde bir çok deney, fiziksel iş sözkonusu. Gerçekten bu insanların bu içeriği hobi olarak ürettiğini düşünüyorsanız sizi de bilim insanları tarafından araştırılmak üzere YouTube'dan haberi olmayan arkadaşın yanına alalım. Tahmin edeceğiniz üzere bu kadar çok insanın bu kadar kaliteyi bireysel çabalarla sunması mümkün değil. Biraz araştırdığınız zaman anlıyorsunuz ki YouTube'da bu tip videolar üreten insanların hemen hemen hepsi için bu bir hobi değil, tam zamanlı bir iş. İyi de, bu tam zamanlı işin maaşını kim ödüyor?

YouTube Reklamları

Tabi ki ilk ve en yaygın gelir kaynağı YouTube'da video oynamadan önce çıkan, çoğumuzun ilk 5 saniyesini izler izlemez "Reklamı Atla" tuşuna bastığı YouTube reklamları. Tahmin edeceğinzi üzere hiçbir YouTube kanalı YouTube reklamlarından ne kazandığını açıklamıyor. Bunun sebebi işin ticari sir niteliği yanında YouTube kullanıcı sözleşmesinin de bunu yasaklıyor olması. "YouTube nereden bilecek ki?" diye düşünebilirsiniz ama emin olun YouTube bu gibi büyük içerik sahiplerinin ne yaptığı konusunda gayet purdikkat bir tavır takınıyor. YouTube reklamları ile ilgili bildiğimiz nokta YouTube'un reklam gelirinin %45 gibi azımsanmayacak bir kısmını kendine aldığı gerçeği. Özellikle son bir yılda YouTube'un bu konuda biraz kafasına göre takılmayı tercih ettiğini ve neyin para getirip neyin getiremeyeceği konusunda bir tekele sahip olduğunu da hesaba katarsanız YouTube reklamlarının pek de stabil bir gelir modeli olmadığını kolayca fark edebilirsiniz. Peki o zaman içerik üreticileri ne yapacak?

YouTube vb... kurumsal sponsorluk

Bir YouTube kanalı bir kurum projesi olarak başlayabiliyor/yürüyebiliyor. Zaman zaman zaman YouTube başta olmak üzere çeşitli kuruluşlar içerik üreticilerine bir proje kapsamında içerik üretmeleri karşılığında destek olabiliyor. Bunun en güzel örneklerinden biri Hank ve John Green biraderler tarafından YouTube desteği ile başlayan Crash Course kanalı (Eğer John Green'den Dünya Tarihi11 izlemediyseniz emin olun çok şey kaçırıyorsunuz). Bu modelde genelde kurumun toplu bir hibesi sözkonusu olduğu için baştan itibaren planlı, yapım kalitesi yüksek videolar üretmek mümkün oluyor.

Video Sponsorları

Şu anda en yaygın gelir modellerinden biri YouTube üreticilerinin videolarının içine (basına, ortasına veya sonuna) bir sponsorun reklamını eklemeleri. Genellikle o içerik üreticisine özel bir URL eşliğinde sunulan bu reklamlar sayesinde içerik üreticisi izlenen video başına sponsordan belirli bir ödeme aldığı gibi kullanıcıların o URL üzerinden sponsorun sistemine ulaşması halinde ekstra ödemeler de alıyor. Bu sistemin avantajı YouTube reklamlarının aksine reklam gelirinin tamamının içerik üreticisinin cebine gidiyor olması. Takdir edeceğiniz üzere bu videolar YouTube'un pek hoşuna gitmiyor ve aslında YouTube'un kullanıcı sözleşmesine de aykırı, lakin çok yaygın bir metod olduğu için ve YouTube (şimdilik) içerik üreticileri daha fazla kızdırmak istemediği için bu kural ihlaline göz yumuyor.

Ürün Satışı

Türkçe ile hiçbir alakası olmasa da bu yönteme "marsandız" demeyi çok seviyorum (aramızdaki yaşlılar için, 1994-98 arası, Aptülika'nın HBR Maymun ve diğer dergilerdeki köşelerine bir gönderme). Özünde üreticinin kendi markasına/kanalına/içeriğine refereanslar içeren "resmi" ürünlerini satarak gelir elde etmesi modeli. Özellikle Hank Green'in bir girişimi olan DFTBA sayesinde pek çok içerik üreticisi tişört, mug ve benzeri ürünlerini satarak ekstra gelir elde edebiliyor. Üstelik YouTube bu konuda engelleyici hiçbir şey yapamıyor.

Patreon

Son dönemde hızla yayılan bir diğer model ise ABD'de oldukça yaygın olan "public radio" modeli. Patreon özünde bir online bağış platformu. YouTube üzerinde bu içeriği üretenler ücretsiz olarak yayınladıkları içeriğin karşılığında bu platform üzerinden izleyicilerinden bağış toplayabiliyorlar. Patreon'un Indiegogo ve Kickstarter gibi proje destekleme sitelerinden farkı ise toplanan bağışın tek seferlik değil sürekli olması. Bu sayede üreticiler kendi tercihlerine göre aylık veya video başına izleyicilerinden belirli bir ücret toplayabiliyorlar. Bu sayede içeriği takip eden insanlar imkanları dahilinde üreticiye destek sağlama imkanı yakalarken üretici de ileriye yönelik görece stabil gelir akışına sahip oluyor.

Son olarak sıklıkla takip ettiğim bir grup YouTube kanalının linklerini paylaşarak sizleri de bu tavşan deliğine çekmeyi umuyorum.

* Gerçekten var mı öyle biri? Varsa en kısa zamanda tanışmak ve son 11 yıldır hangi adada mahsur kaldığını sormak istiyorum.

Görüşler

0
fkoksal

Kurzgesagt - In a Nutshell, Computerphile, Numberphile, Tom Scott benim de takip ettiklerim arasinda. Guzel kanallar gercekten.

0
tongucyumruk

Tom Scott ile Conway Hall'da yaptıkları gösteride tanışma imkanı buldum. Tüm Technical Difficulties ekibi gerçekten videolarındakinden farkı olmayan insanlar. Herkese ileride gerçekleşecek canlı şovları tavsiye ederim.

Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

BitHub nedir? (İntikam İçerir)

Zakkum

"Projemi öldürenin projesini öldürürüm" temalı bir yazıdır, sonuçlarından ötürü sorumluluk kabul etmiyoruz. Aynı adı taşıyan iki farklı uygulamadan söz edeceğiz.

1.BitHub: Çoklu sosyal medya platformunu aynı çatı altında yönetebileceğiniz bir sistem. Bir tür sosyal medya merkezi (hub). Farklı sosyal medya hesaplarına aynı yerden erişme, yönetme ve içerik ekleme özellikleri sağlamakta....

Crash Course: Bilgisayar Bilimleri!

tongucyumruk

Green Biraderler'in "eğitim şart" temalı projesi Crash Course'tan herkesin haberi vardır diye tahmin ediyorum. Haberiniz yoksa, şimdi oldu, gidin ve bu müthiş bilgi kaynağının tadını çıkarın.

Evet, daha önceden bilmeyenler John Green'in efsanevi anlatım tarzıyla süslediği Dünya Tarihi videolarına dalmışken biz konumuza devam edelim. Crash Course projesi yeni dersini...