Microsoft`a karşı kutsal ittifak!

0
elrond
20-21 Kasım`da Nokia Mobile Internet Conferance Barcelona`da yapıldı. Konferansta çok önemli duyurular yapıldı. Bildiğimiz gibi Microsoft, CE tabanlı Stinger konsepti ile mobil telefon pazarına el atmaya heves etmişti. Haliyle bu pazarın lideri ve devi buna bir cevap verecekti. Cevap biraz sert oldu.
İlk açıklamaya göre, NTT DoCoMo, Vodofone, Motorola gibi devlerle birlikte GSM, GPRS ve ilerideki 3G platformları OPEN! hale getirilecek. İkinci açıklama ise daha geniş bir ittifak: Sony Ericsson ile birlikte Stratejik ortaklığa giderek ortak handset ve terminal (PDA tabanlı) geliştirecekler. Bu sayede bu dünyadaki uyumluluk sorunlarının büyük ölçüde çözüleceğini düşünüyorlar. Bu platformun da OPEN olmasını sağlamak için Nokia telefonlarının (özellikle Symbian OS tabanlılar) kaynak kodlarını telefon üreticilerine dağıtacağını deklere etti. Nokia planlarına göre, bu sayede marketin %70 i Symbian tabanlı telefonlar tarafından domine edilecek. Tabi ki bu kaynak kodları herkesin elde edebileceği gibi bir yanılgı olmasın. Sadece telefon yada 3G Terminal üreticileri bu open-source lisansa sahip olacak. (Hemen "ama bu open-source sayılmaz ki" demeyin. Mobil telefon diyince işin rengi biraz farklı, herkes oturupta telefon üretemiyor malesef. Yasal, askeri bir çok bürokrasi mevcut)

Destekliyorum...

İlgili Yazılar

Porno virüs Avustralya parlamentosunu vurdu

conan

"Hi! You've got to see this page! It's really cool." şeklinde bir içeriği olan ve ekinde porno içerikli bir sayfa barındıran virüs Avustralya parlamentosunu vurdu. Virüs, eki açıldığında Melissa, Love Bug ve Kournikova virüsleri gibi kendini bütün adres defterine yolluyor.

Yeni Eğlence Kültürü Sizi Gözetliyor

parsifal

Dijital TV yayınları ülkemizde 2 senedir yayında olmasına rağmen hemen hemen her evde karşımıza çıkmaya başladılar. Yayına başlamaları büyük bir dert olmuştu. Türk Telekom dijital yayın izni vermediğinden yayınlar yurtdışından yapılıyordu. Günümüzde nedir ne değildir pek bilemiyorum.

Türk Kökenli Arama Motoru: Hakia

anonim

"Hakia'nın hedefi kullanıcılarına hızlı, verimli ve kapsamlı bir arama hizmeti sunmak. Elbette bu iddiaların hiçbiri yeni değil. Hatta bunlar geleneksel arama motorlarının en geleneksel sloganları. Hakia'nın bu unsurlarla hizmet verirken benzerlerinden farklılaşacağı noktaysa semantik (anlam bilimi) altyapısı. Bu sitede yaptığınız aramalarda sizi sonuca ulaştıracağını düşündüğünüz anahtar kelimelerini arka arkaya sıralamak yerine doğrudan bir soru cümlesi yazıyorsunuz. Araştırma şirketlerinin raporları kullanıcıların çoğunun sadece bir anahtar kelimeyle arama yaptığını gösteriyor olsa da doğal dil kullanımı işi değiştirebilir.

Örneğin internetteki kaynakları kullanarak ahtapotun kaç tane kolu olduğunu bulmak için şu ana kadar 'ahtapot kol' benzeri kelimelerle arama motorlarında sorgulama yapılıyordu. Hakia'daysa doğrudan 'ahtapotun kaç kolu var?' şeklinde bir cümle yazıyorsunuz (Yaptığımız denemede ilk sayfada sonuca ulaştık). Açılışı yapıldığında hala yer alıp almayacağını bilmediğimiz 'Challenge' (meydan oku) başlıklı düğmeyse bir anlamda 'ainesi iştir sitenin, lafa bakılmaz' demeye getiriyor. Bu başlığa tıkladığınızda Hakia yaptığınız aramanın sonuçlarını Google, Yahoo ve MSN gibi sektör liderlerinin sonuçlarıyla aynı sayfada karşılaştırmanız için veriyor. Denememizde rakiplerin ilk sayfada etkili sonuç bulamadığı bir arama yaşamadık ancak henüz deneme sürecindeki bir arama motorunun 10 yıllık rakiplerle aynı indeks zenginliğine sahip olması da etkileyiciydi.

Google Code Jam 2003

FZ

Sıradışı programlama yeteneklerine mi sahipsiniz? Birkaç satırlık kod ile bilgisayara göbek attırabilir misiniz? Kodunuzun didik didik edileceğini bildiğiniz halde gayet güzel program yazabilir misiniz? O halde yeteneklerinizin hakkı ile ödüllendirileceği bir etkinlik için ısınma turlarına başlayın.

Google, dünyanın bilgi işlem yapısını yeniden yazacak yazılımcı avına çıktı. Google Code Jam 2003 yarışmasında bu tür programcıları bulmayı amaçlıyor. Bunu bir tür bol ödüllü bir iş görüşmesi olarak düşünün. İşe alınmasanız bile sırf katıldığınız için büyük bir para ödülü kazanma şansınız var.

Yarışma 18 yaşın üstündeki tüm Java, C++, C# veya VB.NET programcılarına açık. Bakalım kimin parmakları klavye üzerinde daha hızlı ve akıllıca dans edecek.

Müjde! Bilişimin arsa derdi çözülüyor...

bm

Biz burada Larry Wall'un davranışından felsefi manalar çıkartmaya, hem Malkoçoğlu rumuzu kullanıp hem beynelmilel seviyede kaliteli yazılar yazarak Türk'ün Türk kalarak sadece batılının sanılan oyunu oynabileceğini göstermeye ve bu nevi pek çok faydalı iş yapmaya çalışırken öbür taraftan birileri devletimizin aklına bilişimle ilgili birşeyler sokuyor. Buradaki habere göre Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun "Uygun yerde bedelsiz arsa tahsis etmeye ve Bakanlar Kurulu kararıyla enerji ve vergi muafiyeti gibi teşvikleri vermeye söz veriyoruz" demiş. Vergi muafiyetini anladım ama arsa ve enerji nereden çıktı? "Bilişim şirketlerinin toplanarak bir sanayi bölgesi kurmaları" teşvik edilecekmiş. Bana mı öyle geliyor yoksa "sanayi bölgeciliği" diye bir rant işi mi var Türkiye'de?

Internet yavaş, pahalı ve kesiliyor; ilginç donanım buraya getirilmiyor, iyi teknik kitap bulamıyoruz filan diye şikayet edildiğini duydum ama doğru dürüst iş yaptığını düşündüğüm bilişimcilerden "ah ah keşke bütün şirketler yanyana olsa" diye bir şey hiç duymadım. Pardon düzeltiyorum, hiçbir bilişimciden duymadım bunu. "Ne güzel ofis bilmemne maliyeti olmadan evimizden çalışabiliyoruz" yahut "net sağolsun bir sürü bilgili insanla dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar etkileşebiliyoruz" diyen çok bilişimci tanıyorum tabii. Bunun sebebi galiba benimle konuşan bilişimcilerle devletimizin aklına bu fikirleri sokan bilişimcilerin farklı olmaları.

Sizin aklınız eriyor mu "ithal veya yerli bilişim profesöründen gelir vergisi almayacağım", "telekom işini dehal halledeceğim", "bilişimde şirketleşmek artık 5 dakika", "Türk gençleri evde oturup annelerine çay yaptırıken ABD'nın yüksek katma değerli bilişim sektörününde yer almalı" gibi şeyler demek varken, "arsa tahsis edeceğim", "teşviği insana değil bölgeye vereceğim, siz bölgeye gelin", yani bir yerde efektif olarak "Türkler Türkler'le yakın durup hep Türkler'le konuşsunlar ki Türkiye dışında hiçbir yerde doğru olmayan doğrular üretelim" denmesine? Kimler bu insanların aklına bunları sokuyorlar Allah aşkına? Ben mi çok huysuz veya cahilim yoksa hakikaten ters bir perspektif mi bu?