Werdem

Werdem


0 takip ediyor | 0 takip ediliyor


Bilgi alanları


İlgi alanları

Kurtarılmış Bölge: Internet ( 13)

Merhaba,

"EVET internet kurtarılmış bölgedir ve sonsuza kadar kurtarılmış kalacaktır. Çinliler isterlerse kıçlarını yırtsın. Bin kere duvar örseler de bin kere yıkılacaktır."

Belki ana konudan biraz uzaklaştıracak ama bu konu üzerinde durulması gereken önemli bir konu diye düşünüyorum. 11 Eylül sonrası kopsepti ve sonrasındaki yasalar-yasaklardan hepimizin haberi vardır. Yanlış hatırlamıyorsam 11 Eylül sonrası M. Serdar Kuzuluoğlu (Radikal) yazılarından birinde okumuştum. Yazıya göre ABD, ülkedeki hosting firmalarına "yasadışı" site yayınlamayı yasaklayan bir anlaşma dayatıyordu. Buna göre belirlenen sitelerin ABD üzerinden yayınlanması yasaklanıyordu. Yine aynı yazıya göre şimdilik kapsamı istenildiğini gibi "full çekmemişti". Ama gelecek açısından kaygı verici bir durum diye nitelendiriyordu yazar. Aynı yazıda "saygın" antivirüs şirketlerine ABD tarafından geliştirilecek warm veya virüslerin antivirüs programlarına takılmamasını sağlayacak düzenekler eklenmesinden bahsediliyor, ve bazı firmaların bu teklifi kabul ettiği belirtiliyordu.

Sanırım yine Radikal Sanal Alem sayfasından okuduğum bir habere göre de İngilizler oluşturdukları (yanlış hatırlamıyorsam 80 uzman polis çalışıyordu) bir ekiple "sakıncalı" siteleri "hackleme" işini yapacaklarmış.

Örnekler çoğaltılabilir... Keza yine başka bir boyuttan FM'de yayınlanan http://fazlamesai.org/fm/modules.php?name=News&file=article&sid=1479
"Sizi rahatsız eden kavramları Google ile değiştirin" yazısı da bu bağlamda düşünülebilir.

Irak savaşı sırasında El-Arabiya ve adını şu anda bir türlü hatırlayamadığım meşhur ara televizyonunun başına gelenler...

Bizdeki RTÜK yasası...

Uzatmadan soruma gelmek istiyorum. İnternetin kurtarılmış bir bölge olduğu, hiçbir zaman da denetim altına alınamayacağı büyük bir iddia değil mi? Belki yukarıdaki örnekler bunu çürütebilecek durumda değil. Ama yönelim olarak böyle şeylerin varoluşu bile internetin geleceği hatta bugünü açısından oldukça riskli değil mi? Hala birileri elindeki yasal-yasal olmayan olanaklarla istediklerini yapabilecek güçteler internette de. O yüzden "internet özgürdür", "kurtarılmış bölgedir" denilirken nasıl bir özgürlükten bahsedildiğini pek anlayamıyorum.

Pornografi konusundaki görüşüme gelince. İstenilirse bu trafiğin rahatlıkla denetim altına alınılabileceğini düşünüyorum nedense. Yani bunlar internet üzerindeki "özgürlük"ten faydalanıp ellerini kollarını sallayarak bu işi yapmıyorlar değil mi? Neyse burdan konu konuyu açacak o yüzden fazla bir şey söylemeyim.

Bir yaşam tarzı olarak Unix ( 21)

"Gördüğüm bilgisayar mühendislerinin de %90'ı bilgisayarla uğraşmak istemiyordu." Bu benim sorum dışında biraz. Ben çizdiğim senaryoda tercihini; ister bilgisayar mühendisliği isterse diğer herhangi bir bölümden, bir şekilde bilgisayar eğitimi almış insanlar içindi karşılaştırma.

"Aranan insan" konusu sanırım kişilere göre değişiyor. Çünkü herkesin arayacağı insan kendi tercihlerine göre oluyor. Neyse bu konuda pot kırmadan geçeyim.

"... maymun iştahı ile, ya da kariyer açlığı ile duyulan bir ilgi değil. Yazıda da bahsedilen, meşkle, ilgi ile, bitmeyen bir merak ile duyulan bir ilgi ..."

Aslında benim sorum da tam burda başlıyor. Yani en kaba haliyle bunu yapabilmek mümkün mü diye soracaktım ki mümkün, bunun örneklerini verdiniz. Ama bunun yöntemi, yani örneğin kendi adıma en çok ilgilenmek istediğim matematik ve ingilizce -ki her ikisi de bilgisayarla bağlantılı dallar- için bile yeterince vakit bulamıyorum, ya da yaratamıyorum. Verdiğiniz örneklere bakarak da şöyle derinden, "Aşmış bu adamlar" diyorum kendi kendime.

Kısacası bunun aktarılabilecek bir yöntemi, verilebilecek bir dersi var mı? FM'de en çok gözüme çarpan iki isim: sundance ve FZ'nin günlerini nasıl planladıklarını öyle merak ediyorum ki... :))

Bir yaşam tarzı olarak Unix ( 21)

Bu ayrıntılı cevaplar için teşekkürler. Özellikle Unix/Linux ile ilgilenen uzman bilgisayarcıların "bilgisayarla kafayı bozmuş, başka bir şeyden anlamaz (bunu biraz da uçlaştırmak, derdimi anlatabilmek için kullanmıştım)" adamlar olmadığını az çok bilmekle birlikte örneklerin benim düşündüğümden de fazla olması sevindirici. İçime su serpti :))

Ama bir şey hala kafamı kurcalıyor, ya da ben henüz yöntemini bulamadım. Aynı anda, bir vaya birden fazla alanda uzmanlaşmak ve yine birçok alanda bilgi sahibi olabilmek için gerekli olan emek/zaman nasıl elde edilir? Bilgisayar için örnek verecek olursak, üniversitede bilgisayar eğitimi almayan birini (ALM) örnek aldığımızda alanlara (ALN) oranla harcaması gereken efor kat kat daha fazla olacaktır. Belki de 3-4 misli. Bu kaçınılmaz tamam. Ama ALN'ların başka işlere, -bilgisayar dışındaki tüm alanlar- ayırdıkları güçlerinin aynısını ALM'lar da harcadığında bu eşitsiz gelişme uzayıp gidiyor. Harcamadığında da öbür türlü bir eşitsizlik oluyor bu sefer de. Eğitim düzeyi olarak o kadar dengesiz bir ülkedeyiz ki, bu örneği verme gereği hissettim. Keza aynı şey ALN'lar ile teknoloji konusunda oldukça ileri düzeydeki ülkelerde eğitim alanlar arasında da varolacak sürekli. "İyi de bunda ne var doğal bir sonuç bu" diyeceksiniz, evet öyle. Ama şimdi ALM'lar diğerlerini yakalayabilmek için uzmanlaşacağı alanda -örneğimizde bilgisayar, veya Unix- daha fazla emek/zaman harcamak zorunda hissetmez mi kendisini. Bu benim için böyle. Bilgisiyar başında olmadığım zamanlarda bile kafamı ordan alamıyorum. Ya okuduğum bir man sayfasını ya da öğrendiğim yeni bir yöntemi başka nasıl kullanabilirimin hesabını yaparak geçiyor vaktim. Kendimi bir türlü uğraşmakta olduğum işe veremiyorum bu yüzden.

Bu sizlerde de böyle mi oluyor, yoksa bunun üstesinden gelmenin bir yöntemini buldunuz mu? Gerçi seviye olarak (ben henüz "çaylak" düzeyindeyim) böyle bir kıyaslama yapmak doğru olmaz mı?

Tekrar teşekkürler...

Bir yaşam tarzı olarak Unix ( 21)

"Modellemek":
Herhangi bir işte uzmanlaşmak kaba haliyle diğer tüm alanlarda eksik kalmak anlamına mı geliyor/gelmek zorunda mı? Konumuz üzerinden gidecek olursak bir "Unix Junkie" olmak için harcayacağımız, emek, zaman, enerji bizi yapabileceğimiz/yapmamız gereken birçok şeyden alıkoyacaktır/koymalı mıdır? Yani kültür-sanat, genel toplumsal olaylar ve onlara bakış tarzı, ekonomi, siyaset vd. Kendi uzmanlık alanımızdan öğrendiklerimizi bu alanlara "Modellemek" doğru olur mu? Ya da bizim istediğimiz sonucu verir mi? Uyguladığımız model herbir alanın kendi iç devinimi içerisinde kendine bir uygulama şansı bulabilir mi?
Bir yerlerde duymuştum, sanırım Amerika'da herhangi bir olaya şahit olmuş bir bilgisayar programcısının şahitliği, eğer olayın üzerinden 10 yıl geçmişse geçersiz sayılıyor. Buna neden olarak ise bir programcının kendi dünyası ve olaylara bakış açısıyla "Dış Dünya" arasındaki farklı gelişim seyri olarak gösteriliyormuş.

Açıkçası bu sorular uzun zamandan beri kafamı kurcalayıp duruyordu. Bu yazıyı görünce de sormak istedim. En kaba haliyle bilgisayar veya bağlantılı bir işle uğraşan herkese karşı genel bakış; "kafayı bilgisayarla çizmiş, başka bir şeyden anlamaz bu adam" şeklinde, en azından benim gözlemleyebildiğim kadarıyla böyle. Peki hem bir junkie olup hem de bunları boşa çıkarmak mümkün mü, yoksa bu sorduklarım bir Junkie olmanın kaçınılmaz sonuçları mı?

Savaş ( 83)

Irak halkı yalnız değil!

http://www.indymedia.org/

Dünyada milyonlarca insan sokaklarda...

Savaş ( 83)

Aslında birçoğumuzda aynı sorun var sanırım. Yani düşünsene bombardıman altında düşüncelerimizi toparlamaya çalışıyoruz. Belki de bir şey yapamamanın verdiği sıkışmışlıkla duygularımızı toparlayamıyoruz. O yüzden mesajımın başında burdaki insanların neler hissettiğini az çok biliyorum diye başladım. Şahsen ben savaş yanlısı olabileceğini aklıma bile getirmedim, kimse de getirmemiştir sanırım. Yazmaya da devam et olur mu?

Savaş ( 83)

Aslında buradaki tüm FM takipçilerinin yüreklerinin Irak halkıyla birlikte olduğunu düşünüyorum. FZ arkadaşın Böyle üyeleri olan bir siteyi o üyeler ile paylaştığım için onur duyuyorum. söylediklerine katılmamak mümkün değil.

Ama şu BM konusunda da bir iki şey söylemekten kendimi alamayacağım. Ya şimdi BM'den izin alınmış olsa o kadar insanın öldürülmesi, üzerlerine yüzlerce ton bomba yağdırılması meşru mu olacak. İyi de bu meşruluk neye dayandırılacak. Ortadaki somut durumu değiştirecek mi? Irak halkının birilerinin stratejik çıkarları için katledilecek olması gerçeği değişecek mi? ABD bunu tek başına söyleyince meşru değil de Fransa, Almanya ve Rusya da bunu söylerse meşru mu olacak? İyi de bunların hepsinin de derdi kendi stratejik çıkarları değil mi?

Savaş ( 83)

Dezeformasyonla ilgili yakınmaların yer aldığı bu kadar yanıttan sonra sametc arkadaşın bir kez daha düşünmesi gerekiyor aktardığı olayla ilgili.

Tabii ki Saddam bir katildir. Halepçe bunun en somut örneği. Ama acaba bu savaş gerçekten Saddam yüzünden mi? Hani Saddam ABD'ye tamam gelin birlikte hareket edelim dese ABD Saddam'ı öldürmeyi düşünmeye devam edecek mi? Bu büyük köpeğin kemiğini çalan küçük köpeği yoketme istediğidir. Küçüğü ona kemik getirmeyi önerirse bunu seve seve kabul eder.

Savaş ( 83)

Teknolojinin insanlık için kullanılması! Yani egemenlerin elinde insanlığa karşı bir silah olarak kullanılmaması. Burdan bakınca televizyon teknolojisinin kendisine değil, kullanım şekline karşı olmak gerekiyor bence. Doğru ellerde (Burası ayrı bir tartışma konusu tabii. Ne zaman doğru ellerde olacak, olabilecek mi, ya da doğru eller kiminkiler?) bahsettiğin çok uzun süreyi en aza indirecek şey yine televizyon olamaz mı?

FM'i teknolojinin, herkese, hiçbir çıkar karşılığı gözetmeden öğretmeyi, birlikte yeni yöntemler geliştirmeyi hedefleyen bir site olarak düşünüyorum, herkes de öyledir herhalde. Şimdi FM'in (olmaz ya) bu beylerden birinin eline geçtiğini düşünelim...

Benim izletmemek, alternatif bulmak derken kastettiğim bizlerin de elindeki tüm araç ve yöntemleri kullanarak bu dezenformasyona yanıt vermemizdi.

Savaş ( 83)

Gün boyunca televizyondan ne kadar uzak durmaya çalışsam da kendimi alamıyorum. Belki umut verici bir şeyler duyarım diye ekrana baktığım her an o modern kıyım makinalarının reklamlarıyla karşılaşıyorum. Birçoğu gün içerisinde bile birkaç kez değişen bilgilerle kafa yorup duruyoruz. Acaba?... Doğru mudur?...

Bir yandan da bunun bir alternatifi olmalı, o gıcır gıcır uçaklardan atılan bombaların Iraklıların kanlarıyla boyandığı anları tüm dünyaya gösterecek bir alternatif. Belki var belki yok. Ama yapacak bir şeyler mutlaka olmalı. Artık izlemek istemeyenler izletmeyeceği bir şeyler...