YÖK Onayladı: Jeodezi Bölümüne Gir Bir Sene Sonra Tıp Fakültesine Geç

0
FZ
Türkiye'de iyi şeyler de oluyor gibi klişe bir başlık atmayalım ama en azından şunu diyelim: Türkiye'de enteresan şeyler de oluyor. Ne gibi? Hemen bir alıntı:

Buna göre, 2008’de İstanbul Üniversitesi’nin herhangi bir bölümüne girmiş bir öğrencinin, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne geçmek istemesi durumunda, o yıl sınavda aldığı ilgili puanın, aynı yıl en düşük puanla öğrenci alan (Kafkas Üniversitesi) Tıp fakültesine en alt sıradan giren öğrenciden fazla olması gerekecek.


Uzun lafın kısası Sabancı Üniversitesi'nde 10 yıldır uygulanan ve çilekeş üniversite sisteminden farklı olarak öğrencilere özgürlük sağlamayı hedefleyen, onlara üniversiteyi kazandıktan sonra kolayca bölüm değiştirme imkanı tanıyan düzenleme totaliter, baskıcı, merkeziyetçi ve hemen her sene protestolara maruz kalan YÖK tarafından önce rahatsız edici bulundu ama en sonunda kabul edildi. Artık benzeri sistem diğer üniversiteler tarafından da uygulanabilecek çünkü YÖK buna onay veren bir yönetmeliği nihayet çıkardı.
Konuyla ilgili bugün Radikal'de 'Bütün üniversitelerde bölüm değiştirmenin yolu açıldı' başlıklı bir haber çıktı. Sabancı Üniversitesi rektörü matematikçi Tosun Terzioğlu bu gelişmeyi olumlu bir gelişme olarak karşıladığını belirtti.

Tabii gerek akademisyenler gerekse vatandaşlar beklenen tepkiyi vermekte gecikmediler. "Bizim millete güven olmaz, kesin bu sistemi kötüye kullanırlar, tembellik ederler, düşük puanla bir yere kapağı atar sonra da en yüksek puanlı bölümlerden mezun olurlar" olarak özetlenebilecek bu geniş vizyonlu zihniyetin yansımalarının ne kadar etkili olacağını önümüzdeki senelerde üniversitelerin uygulamalarına bakarak göreceğiz.

Bakalım türlü çeşit üniversitelerden mezun olmuş, okumakta olan yahut üniversiteye girme telaşında olun fazlamesai.net okurlarının bu konudaki düşünceleri ne olacak...

Görüşler

0
anonim
Teorideki amac son derece dogru ve iyi aslinda fakat puan degerlendirmesinin ek yerlestirmelerde oldugu gibi, gidilecek universitenin o bolumunun taban puanina gore yapilmasi daha akillica olurdu.
0
FZ
Buradaki kritik noktalardan biri de şu diye düşünüyorum: Haberde de belirtildiği gibi şu anda öğrencilere ilk senede ortak ders programı sunabilen çok az üniversite var. Haberde Sabancı, Işık ve Okan sayılmış (İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde de buna benzer bir şey yapmaya çalışıyoruz ama henüz tüm üniversiteye yayılmadı). Temelde bu gelişmeyi destekliyorum ve hatta daha fazlasını talep ediyorum ancak üniversitelerin de bazı adımlar atması gerekiyor diye düşünüyorum, aksi takdirde eski hamam eski tas devam edecek. Gelenekselleşmiş sistemlere alışmış hocaların kendilerini yenilemeleri gerekiyor ki bu epey zor.
0
hcg
Üniversite senatolarının belirleyeceği koşullar konusu önem kazanıyor burada bence. Öğrenci sayısı yüksek olan, hantal devlet üniversiteleri çok zorlayıcı şartlar belirleyerek geçişleri imkansızlaştırabilir ve bu düzenlemelerin getireceği ek iş yükünden kendini kurtarabilir. Öte yandan özel üniversiteler bunu daha fazla öğrenci çekebilmek için bir koz olarak kullanabilir. Örneğin Hukuk fakültesi bilinen ve başarılı kabul edilen bir özel üniversitenin, normalde dolmayan diğer bölüm kontenjanları, bu geçiş ihtimali sayesinde dolabilir.

Yine de, suistimale engel olacak düzenlemeler ile, bu uygulamanın faydalı olacağını düşünüyorum.
0
FZ
Şu andaki uygulamalarına bakacak olursak Bilgi Üniversitesi böyle bir düzenlemeye geçebilir gibi görünüyor çünkü 2 senedir bilgisayar bilimleri ve matematik bölümünün de desteği ile pek çok farklı bölüm öğrencisine ortak bir 1. sene ders programı sunulmaya başlandı.
0
yilmaz
Sabancı, Okan vb üniversitelerde bu nasıl uygulanıyor. Örneğin A puan ile Sabancı'daki B bölümüne 300 kişi kayıt yaptırdık. İki sene sonra Bilgisayar Mühendisliğine 300 kişi geçiş yapabiliyor mu yoksa Bilgisayar Mühendisliğinin kotası kadar öğrenci mi alınıyor?
0
exalted
Bana kalirsa herkesin istedigi universiteye girmesinde, ya da bunun daha kolay hale getirilmesinde, hicbir sakinca yok. Kisinin yetenek, zeka, calisma disiplini, vb. degerleriyle ilgili olarak herhangi bir bolumun kendisine uygun olup olmadigini anlayacaktir.

Ogrencileri birbirleriyle yaristirmaktansa, ogrencileri cesitli universitelerin farkli bolumlerine kayit olma asamasinda sinava tabi tutmanin daha dogru oldugunu dusunuyorum.

Ideal sekilde olmasa da, en azindan kisilerin kolayca gonullerindeki yerlerde ogrenim gorebilecek olmalari cok guzel birsey.

Bu imkanin "kotuye kullanilmasindan" da korkmamak gerek bence, nasil olsa akli basinda bir universitenin "uyanik" ogrenciyi mezun edebilmesine imkan olmamalidir.
0
kernelpanic
sabancı'daki bu uygulamayı son dönemlerde haberleri çıktıktan sonra öğrendim. Başka okullarda fakülte içi rahat geçişleri biliyordum ama sabancı üniversitesi işi almış götürmüş...

neyse konuya dönersek kulağa geldiğinde esasında hoş denilebilecek bir uygulama insanların istedikleri mesleklere sahip olmaları kolaylaşacak. da düşününce mantıksız buldum iyiden iyiye.. bu çarpık eğitim sistemi içinde ve bu çarpık sosyal düzende bu çarpık gelir dağılımı olan ülkede böyle bir uygulama olması için daha yıllar gerekliydi sanırım.

Herkes daha iyi hayat şartları için tıp,hukuk,mühendislik fakültelerine yığılacak..

onu da geçtim madem böyle birşey söz konusu olabiliyor önce liselerdeki sistemi,öss katsayılarını çözmek gerekmez mi.. madem sözel,sayısal farketmiyor niye lisede bölümlere dağılıp seçeceğimiz bölümler kısıtlanıyor ?

hepsi bir yana Sabancı bu sistemi 10 yıldır şartsız geçiş şeklinde uyguluyormuş.. 10 yıldır bir haksızlık var ortada.. martı kitabındaki denize geri atılan deniz yıldızları parayı veren sabancı öğrencileri malesef. diğer deniz yıldızları da sap sap bakadurmuşuz 10yıldır.helal olsun! bi tane daha özel üni açsınlar öss puanı olmadan herkes istediği bölüme girip okusun geri kalanlarda onları izlesin ayrıcaklı gençlere özgürlük nasıl olsa yazık sürünmesinler.
0
mko
Herkesin istediği üniversitede ve istediği bölümde okuyabilmesi en doğrusu tabii. Ama her hakla beraber sorumluluk da gelir. Hiç kimse, o bölümde talep edilen gayreti göstermedikçe diploma almayı beklememeli. Üniversitelerin yöneticileri ve hocaları, öğrencilerin %90'ı dersten kaldığında şaşırmamalı ve geçme oranları yükselsin diye standartları sulandırmamalı.

Başka bir deyişle, herkes üniversite okumayı deneme hakkına sahip olabilir, ama herkes üniversite diploması almak zorunda değil. Kaç sene harcamış olursa olsun. Eğer katı kurallar uygulanmazsa sonuç felaket olur. Zamanla sistem bir dengeye oturacak, "zor" üniversitelere talep zaten kendiliğinden azalacaktır. Ama ilk yıllarda katı olmak şart.

Bu yeni sistem üniversite öğrencileri arasında, ve tabii üniversiteler arasında da, şimdiye kadar görülmemiş şiddette bir rekabet doğurabilir. Bunun kötü bir şey olduğunu düşünmüyorum, ama "yaşasın herkes istediği bölüme girecek" diye sevinenlerin çoğunun bu rekabetten hoşlanmayacağından eminim.
0
koraypeksayar
"Beni Türk Jeodezi Mühendislerine emanet ediniz"
R.T.E.
;)
0
FZ
Dolaylı yoldan :)
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Amca, Zenginlikten İnsanlık İyidir... Teşekkür Ederim

FZ

Çocuklarımıza yardıma dair gelen bir e-postayı FM camiası ile paylaşmak istedim, güzel işlere vesile olur ümidiyle. (Metnin benzerine buradan da erişebilirsiniz.)

Sevgili Dostumuz,

Okullar açılırken köy ve varoşlardaki ilköğretim ögrencilerinin basit kırtasiye ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlayan "Mektuplu Kırtasiye Yardımı Kampanyası"nın altıncısına basladık.

Aktif Dağıtım olarak her öğretim yılı başında düzenledigimiz bu kampanyalarımızla bugüne dek 135.000 küçük arkadaşımıza yardım paketi ulastırdık.

Kampanyamızda, sizden topladığımız yardım paketlerini "yetkililere" değil, bizzat ögrencilere teslim ediyoruz. Öğrencilerin yazdığı teşekkür mektuplarını da toplayıp sizlere ulaştırıyoruz! Tüm bu hizmetlerimiz ücretsizdir!

Youtube Yine Engellendi!

iozeren

Ankara Cumhuriyet Savcısı Kürşat Kayral, Nöbetçi Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurarak “youtube.com” sitesine erişimin engellenmesi talebinde bulunmuş.

Özel Sektör Bunu Yaparsa!

anonim

Bir haber sitesi köşe yazarı yarışması açmış. Yüksek katılımlı yarışmada yaşananlar, Türkçe içerikli yayın yapan ve bu alanda özel sektörün önemli bir parçası kabul edilen sitelerin teknik birikimleri konusunda acı bir gerçeği sergiliyor.

Dersaadet: nüfus gani miktar meçhul

FZ

Soru: 27 harften ibaret bilgi yığınını 156 KB büyüklüğüne çıkarmak için kaç müsteşar gerekir?

Cevap: Bir müdürlük dünyaya bedeldir.

Kıssadan hisse: Nüfus gani miktar meçhul. Karşınızda bir memleket manzarası.

Dijital Ayrımın Önüne Geçebilmek...

FZ

Bilgisayarsız bir hayatı düşünmek zor ancak ABD gibi bir ülkede bile halen teknolojiye erişip onun nimetlerinden faydalanabilenlerle buna sahip olamayanlar arasında büyük bir boşluk var. Annie E. Casey Vakfı tarafından son zamanlarda yapılan bir araştırmaya göre düşük gelirli bölgelerdeki ailelerin %84'ünün çocukları bilgisayar sahibi değil. Bundan ötürü bilgiye erişim ve diğerleri ile kolayca iletişim sonucunda edinecekleri bilgisayar becerileri ve bunların getireceği fırsatlardan mahrum kalıyorlar.

Teknoloji hızla yaygınlaşsa da kütüphaneler ve okullardaki bilgisayarların sayısı bu açığı kapatmak için yeterli değil. Yapılan çalışmalara göre kendi evinde bilgisayara ve Internet'e erişebilen bir çocuğun kendine güveni artıyor, yeni beceriler kazanıyor ve öğrenme konusunda proaktif yaklaşım geliştirmesi, keşfetmeyi öğrenmesi mümkün olabiliyor.

Yukarıdaki sözler yabancı bir siteden çevrildi. ABD'deki durumun çok iyi olmadığına bir işaret. Böyle bir durumda, Türkiye gibi gelir dağılımı çok daha dengesiz bir ülkenin durumunun da bu bakımdan pek parlak olmadığı su götürmez. Biz ne yapabiliriz bilgisayarı ve Internet erişimi olmayan çocuklarımız, gençlerimiz için? Bu konuda çalışan organizasyonlar kimlerdir ve şimdiye dek ne tür çalışmalar yapılmıştır? Çocukların evlerinden Internet'e erişmeleri ve ufuklarının genişlemesi için, bu ülkenin en sağlam hazinesi olan genç beyin çokluğundan faydalanması için ne tür adımlar atılabilir somut olarak?