0.006 oranından 0.02 oranına çıkabilecek miyiz?

0
FZ
AB'ye tam üyelik çerçevesinde 20 Ekim'den beri "bilim araştırma" ve "eğitim kültür" başlıklarında Brüksel ile yapılan tarama müzakerelerinin ilk sonuçları çıkmaya başladı. Brüksel AB standartlarını ve 2010 yılı hedeflerini anlattıktan sonra, Türk heyeti de hedefler doğrultusunda Ankara'nın eksikliklerini sıralayan raporlar hazırladı.

Türkiye, mevcut durumda binde 6 olan bu oranı, 2010 yılında yüzde 2 seviyesine çıkaracağını ilan etti. Ancak Ar-Ge'ye daha fazla ödenek ayrılsa bile araştırmacı kadrosu olmadan bu ödenekleri etkin kullanmak olanaksız.
Ar-Ge için bütçeden ayrılan ödeneği dağıtmakla yükümlü TÜBİTAK, yeterli uzman ve uygun sistemi olmadığı için ödeneği dağıtamıyor. TÜBİTAK, 2005 bütçesinden ayrılan 450 trilyon liranın sadece 150 trilyonunu dağıtabildi.

Haberin tamamını ve devamını Araştırma para ister başlıklı Radikal Gazetesi sayfasından okuyabilirsiniz.

Görüşler

0
bm
Hmm. AB burokrati bizim burokrata birsey soyluyor, biz de onlarin kullanigi terminoloji ile konusmaya mecbur musuz gibi yapiyoruz. Oran o kadar da onemli degil bence. Cok istenirse o paranin etrafinda bir kadro olusur, parayi da harcar. Bakin Tubitak dagitmadi daha kolay dagitan bir kuruma verilsin deniyor. Yazida verilen sebep bana gayet makul gozuktu (duzgun proje yok diye vermemisler) halbuki. Bu paralarla ne yapiliyor? Faydali midir? Devlete bagimlilik mi uretiliyor yoksa kendi kendisini besleyen bir arastirmaci kultur mu uretiliyor? Herseye AB burokratinin gozuyle ve olculeriyle bakmayalim bence, onlar da alt tarafi ABD ve dogu Asya'nin gerisinde kalmis memleketlerin kagit ittiren ve fon dagitan adamlari.
0
sefalet
kesinlikle katılıyorum.450 trilyonun 150 trilyonu ancak harcanabiliyorsa adam akıllı işler için, bu durum bazı şeyleri göstermeli bize.Ortada para var ama üniversiteler ne kadar üretim merkezleri haline gelebilmiştir tartışılır.

Bir an önce üniversite ve özellikle üniversite ortaklı işlerin kolaylaşması için kadro, bürokratik işlemler vs. konusunda esneklik getirilmeli.Üniversitelerde artık biraz kendine gelmeli ve bilimsel kadrosuna 3. sınıf memur gibi davranmaktan vazgeçip, çalışanlarının bilim üretmesi için teşvik edici yöntemler geliştirmeli.
0
FZ
Geçen hafta Reşit Canbeyli hocanın psikobiyoloji dersinde Kandell'in bazı makalelerini okurken konu Flexner Raporundan açıldı.

İronik bir durum, adamlar vakti zamanında üniversiteleri kapatıp, sayı düşürüp kalite artırıp atılım yapmışlar, biz ise ne kadar çok üniversite açarsak o kadar iyi mantalitesi ile ilerliyoruz.
0
bm
Iyi de o rapor tamamen farkli bir duzende o sonucu vermis. Kapatilan okullar devlet okulu muymus? Cok konusulur bu hala aslinda, saglik hizmetlerinin tuketicileri 'soyuluyoruuuz' diye bagirdikca taa o rapora kadar geri giden tarihi kullanarak doktorlarin (ve sonra sigortacilarin) devlet destekli tekellesme ile milleti soyduklari one surulur. Ben fazlasini bilmiyorum, ama sikayet edilen sonuc olan devlet tarafindan paketlenip soyguncuya servis edilme kismi benim tecrubeme gore dogru.

"Medical monopoly Flexner" diye google'a sorarsaniz sarlatanindan ekonomistine, batil inanc sahibinden baski guruplarina kadar kadar herkesin bu konuda birseyler yazdigini goreceksiniz. Cok iyi bir ornek degil o bence.

0
FZ
Benim hatırladığım, Kandell, Freud destekli psikanaliz, psikoterapi mantalitesini eleştirirken, 60'larda kendi bulunduğu ortamlara da laf sokuyor ve pek çok "enstitü"nün bilimsellik kaygısından uzak iş yaptığından şikayet ediyordu. "O psikanaliz, psikoterapi taraftarı için de sağlam bir Flexner çalışması gerekli" gibisinden bir şeyler yazıyordu. Bu yüzden o örneği verdim, rapora konu olan devlet okulu mu yoksa bizdeki özel okul gibi bir şey mi bilmiyorum ama bazı "devlet" üniversitelerimizdeki yerin dibine girmiş, olmayan bilimsellik anlayışı düşünüldüğünde aklıma geliverdi o rapor.
0
bm
Anladim, sarlatanligin bilim kiliginda dolasmasindan sikayet yani. O baglama iyi oturmus herhalde o rapor.
0
oeylem
Bu arada aynı sayfadaki Garfield linkine de tıklayınız. Pek bir manidar olmuş. Fareyi yakalayacağız ama sos yok yani en sonunda paramız var artık bilimsel çalışma için ama bu seferde işi yapacak parayı dağıtacak adam yok. Tabi bir de işin "Bilim Kültürü" tarafı var ama aman boşverin AB'ye girmeye en azından daha 10 sene var, oluşur nasıl olsa.
0
ozancaglayan
zor biraz. ülkenin tek bilimsel araştırma kurulunun bütçesi zaten az diye basbas bağırırken devlet, bütçesini daha da kısıp, elemanlarını da kendilerinin atayacagini söyler.
üniversiteye ödedigimiz harçların bir havuzda toplanıp oradan devlet tarafından okullara keyfekeder dagıtılacagı günler de yakin, 2006-2007.
ar-ge desen sıfır. intelin sayfasına giriyorum staj başvurusu için aldığı tek staj pozisyonu : pazarlama ve satış departmanı.
cisco'ya mail atıyorum staj diye türkiye insan kaynakları yurt dışında ihtiyaç görürlerse burayla iletişime geçerler diyor.
hiçbir doğru düzgün IT firması, sayfasının türkçeye doğru düzgün bile çevirmeye yeltenmiyor..
devletin bir bilişim politikası yok, kendi kurumu pardus'u açıklarken, kendi milli eğitim bakanı bill gates'le anlaşma imzalıyor. okulların altyapısını microsofta bırakıyor.
devlet erkanı devlet yönetmekten bihaber.
Doğru dürüst internet hizmetini birakin 3 dakika stabil çalışan DNS sunucu bile sağlayamıyorlar.
0
Zebani
Eh biraz özel gayret gerekiyor demek ki bütün bu yazılanlardan anlaşılan!!! Hükümetin niyeti iyi mi, kötü mü bilemem. Ama hiç yoktan bir niyetleri var ve 450 Trilyon TL ayırmışlar Ar-Ge için Tübitak 'a verilmek üzere... Eeee!! Tübitak 'a düşen de bu parayı en uygun kişilere dağıtmak... Bizlere düşende bu parayı almaya hak ettiğimize inanıyorsak gidip almak ve gerekli yerlerde harcamak!!! Hep şikayet, hep şikayettense birazda eylem, sanırım???? Kolay gele milletime!!!
0
malkocoglu_3
Devlet universitelerinin ve devlet arastirma kuruluslarinin secimle gelenlere karsi sorumlu olmasinda bir problem yok. Mesela Ronald Reagan California valisi oldugu zaman yaptigi ilk islerden biri zamanin U. Cal. universitesi rektorunu isinden atmakti. Ama ozel universiteler icin durum degisiktir, orada secimle gelenlerin bile yetkisi yoktur. Boyle dengeler olmali... Burada sorumluluk ve kontroller degisik duzenlenmis. Ozel universitelerimizde bilindigi gibi rektor atamasini YOK yapiyor. Rahmetli Sakip Sabanci'nin bu konuda bir deyisi vardi, "yilda xx milyon $ verdigim universitenin rektorunu ben atayamiyorum" derdi. Bu hakikaten bir garipliktir. Ve ayni sekilde hukumetin universitelerin doner sermayesine el koymasi da yanlistir. Sistem o kadar bozuktur ki, herkesin eli birbirinin cebinde/yakasindadir, fakat bu karmasada ceza hakki secmene ya da "tuketiciye" dayanamadigi icin "sorumluluk" mefru ortadan kaybolmaktadir. Basbakan sorumlu oldugu universite'leri iyilestirmek ile gorevlidir, fakat onlara dokunamaktadir, eh o da televizyondan laf atmaktadir. Ben ona degil, ona bunlari soylemekten baska bir sey yapmasina imkan vermeyen sisteme kizmaktayim. Universite idaresi, arastirma konularinda iyi bir kaynak, Harvard'in Fen ve Edebiyat fakultesinin dekanligini yapmis Henry Rozovsky'nin yazdigi "Universite: Bir Dekan Anlatiyor" adli kitaptir. Tavsiye ederim.
0
East
Bu iştede herşeyi devletten beklersek revaçtaki tabirle yalan oluruz. ben açıkçası devletten kamu kurumlarına özel bir linux ve buna ek gerekli programları geliştirmesini buna kaynak ayırmasını beklerim. Ama devletin düşük maliyet yüksek kar iyi mal/hizmet prensibine gore çalışan özel sektöre ( devlet kurumlarını prensipleri farklı maalesef. ) ar-ge için para vermesi onları itiklemesini beklemem / istemem . zaten teşvikler , geri ödemedikleri krediler , fesatlı ihaleler vs.. özel sektör devletten yeterince para alıyor . adamlar bir kerede doğru iş için kullansınlar. tabi şimdi bu nasıl olacak dyeceksiniz aynen bende merakk ediyorum . benim mantığım aldığını cebe atanın cebini biraz daha doldurmamak.
Görüş belirtmek için giriş yapın...

İlgili Yazılar

Türk Telekom, irc.debian.org (OFTC)'dan banlanmış

anonim

Dün irc.debian.org a bağlanmaya çalışırken autokill yediğimi farkettim. Bunun üzerine neden banlandığımı öğrenmek için hemen OFTC destek mail adresine bir mail attım. Aldığım cevap üstüne hayretler içinde kaldım.

"We are having serious problems with spammers from turk telekom. I have removed the particular ban that also caught you so you should be able to connect to OFTC.

Bir Ülkenin Beyni Nasıl Felç Edilir

FZ

Bir Ülkenin Beyni Nasıl Felç Edilir*

Üzerine titreyerek yetiştirdiğiniz çocuğunuz stresli bir sürecin ardından üniversiteye girdiğinde onun zarar görmesini ister misiniz? Evladınızın kandırılması hoşunuza gider mi? Peki çocuklarınızın öğretmenleri yani üniversitedeki hocaların bir kısmı sizi ve hemen herkesi kandırsa neler hissedersiniz? Maaşınızdan veya kazancınızdan kesilen vergilerin, sizi ve çocuklarınızı kandırmaya çalışan insanlara verildiğini öğrenseniz kendinizi iyi hisseder misiniz? Böyle insanların çocuğunuza ve başkalarına örnek olmalarını ister misiniz ya da çocuklarınızın böyle insanlara dönüşmesini?

Benim bir çocuğum olsa yukarıdaki soruların hepsine hiç tereddüt etmeden "hayır!" cevabını verirdim. Dahası böyle soruların sorulmasını bile garip karşılardım.

Henüz bir çocuğum yok ama yukarıdaki soruları sormama yol açan bazı olgulardan ve olaylardan haberdar olmak beni epey rahatsız etmeye başladı. Sizi de rahatsız etmesi gerektiğini düşündüğüm için bu yazıyı yazmaya karar verdim. Neden sizi de bu rahatsızlığa ortak etmeye çalıştığımı aşağıda izah edeceğim.

Sayısal Ortama Geçirdik Ama Sadece Dilekçe İle Başvuranlara Veriyoruz

FZ

Başlıktaki ifade ve tavır biz Türk bilgisayar ve Internet kullanıcılarının çok da yabancısı olduğumuz bir tavır değil. Ülke kurumlarının kültürel eserleri çılgıncasına sahiplenmelerine dair daha önce bu sayfalarda haberler geçtiğimiz ve tartıştığımız oldu.

İşte şimde de başka bir örnek:

"Eserlerin bir kısmının veya tamamının elektronik kopyalarını almak isteyen okuyucularımızın talepleri; “Başvuru Formu”nu doldurarak başvurmaları ve ücretini yatırmaları halinde, isteklerine göre CD ve mikrofilm olarak karşılanmaktadır.

E-posta, mektup, faks yada telefon ile talepte bulunan okuyucularımızın istekleri de yerine getirilmektedir. Okuyucumuzun talebine ait ücretin yatırıldığını gösteren dekontun faks olarak gönderilmesi halinde, 2(iki) iş günü içerisinde yazışma adreslerine kargo ile gönderilerek karşılanmaktadır."

Internet'te 'Sıkıyönetim' e Geçildi

FZ

İnternet evlerinden ve toplu kullanım mekanlarından internete erişime 'olağanüstü' kısıtlayıcı tedbirler getiren yönetmelik Başbakanlık tarafından resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girdi. Artık 'mülki amir'den izin almadan toplu kullanım amaçlı internet mekanları açılamayacak. Yönetmelikten en fazla internet Kafeler etkilenecek.

İkinci bir TTNET Proxy vakası mı ?

sundance

Bugün eve geldiğimde, her zaman yaptığım gibi ne var ne yok diye bir fazlamesai'ye gireyim bakayım dedim. Fakat Firefox bana "The document contains no data" dedi. Belki dnsde bir problem vardır diyip, www.fazlamesai.net ismini çözümleyip çözümlemediğine baktım çözümlüyordu, ama browser ile sayfayı görmek mümkün olmuyordu.

O an aklıma "TTNet şimdi yine proxyi aktif hale getirmiştir, hatta SAKINCALI sitelere erişime bile engel olmuştur" diye bir düşünce geldi. Google'ı açtım, sex yazdım, gelen ilk yirmi linke tıkladım ve "The document contains no data". Sonra bir proxy bulayım diye stayinvisible.com'a gireyim dedim bilin bakalım ne dedi ? "The document conta..."

İstanbul'da UltraTV'den kablonet ile bağlanıyorum. Acaba paranoyada mıyım, yoksa bu tür bir acaiplik yaşayan başka FM üyeleri de var mı ?

(Şimdi diyeceksiniz, madem FM'e giremiyorsun bu haberi nerden yazdın, veya biz nasıl okuyalım eğer giremiyorsak ? Herhangi bir site okurları için haklısınız, ama FM okurları olarak SSH tunneling dersem sanırım anlaşırız ;)